Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/552 E. 2022/952 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/552 Esas
KARAR NO : 2022/952

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde,———— durağına gitmek için trafik ışıkları bulunan yerden karşıya geçmeye çalışan müvekkiline davalı——- araçla çarparak yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası niteliğinde 1.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA :
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davalının kusuru bulunmadığını bu nedenle davanın reddedilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——–bulunan —– durağına gitmek için—– bulunan yerden karşıya geçmeye çalışan müvekkiline davalı —-yönetimindeki — plaka sayılı araçla çarparak yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası niteliğinde — tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı———— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ——–vekili cevap dilekçesinde özetle; kanıtların toplanma biçimini belirterek aleyhlerine hüküm kurulmasını halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, —- davalıya kusur yüklenirken — yapıldığı, davalı sürücünün olayda kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı istinaf kanun yoluna davacı vekilince başvurulmuştur.
Kararın istinafı üzerine dosyayı inceleyen—– sayılı ilamı ile; ” Dava dosyasına ——- bulunan bilirkişi raporunda davacı yaya —— olan—— dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kendi can güvenliği ile ilgili tedbirleri almadan —- çıktığı ve araçlara ilk geçiş hakkını vermeyerek trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek suretiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 47/d ve anılan Kanuna bağlı yönetmeliğin 95/d bendine aykırı davranması nedeniyle asli kusurlu; davalı sürücü —– ise —- mahalde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek aracın hızını ve teknik özelliğini dikkate alarak hava, yol ve trafik durumuna göre ayarlamadan taşıt yolundan karşıya geçmekte olan yayayı gördüğünde aracın kornasının çalarak uyarıda bulunmayıp trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek suretiyle KTK’nin 47/d, 52/b, 72’inci maddeleri ile anılan Kanuna bağlı yönetmeliğin 95/d, 101/b,144/b-1 maddelerine aykırı davranması nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiş; anılan davanın soruşturma evresinde davacı— sıfatı ile alınan anlatımında; çarpan aracı hızlı geldiği için farkedemediğini beyan etmiş. Davalı — sıfatıyla alınan anlatımında korna ile sesli uyarıda bulunduğundan söz etmeksizin çok hızlı olmadığını, şahsın aniden çıktığı için frene basmasına rağmen duramadığını beyan etmiş; eldeki davanın tahkikat aşamasında düzenletilen bilirkişi raporunda ise davacı yaya —- yayanın taşıt yolunun sağ tarafından gelen araçları kontrol etmesi, önce sola, sonra sağa bakarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmesi, geçiş sırasında sağ sola bakarak yürüyüşüne devam etmesi, taşıt yoluna girmeden güvenle duracak kadar yaklaşmış— geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapması, yayanın —- sağ tarafından gelen araçları kontrol etmesi, yaya yolunda trafiği engelleyecek tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaması ve dikkatsiz hareket etmemesi gerekirken, bu kuralları ihlal etmesi nedeniyle %75 (asli) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü — ise seyir yönünde göre taşıt yolunun solundan sağına geçmek isteyen yaya gördüğünde yayanın emniyeti için korna çalarak uyarıda bulunması gerekirken gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle oluşan trafik kazasında %25 (tali) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçesi, bilirkişinin raporunda kornaya basarak sesli uyarının yapılmadığının neye göre tespit edildiği konusunda açıklık bulunmadığı gerekçesine dayanıyor ise de; yukarıda açıklanan bilirkişilerin raporları ile kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı dikkate alınarak, olayın meydana gelmesindeki kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak somut olgulara dayalı biçimde saptanması gerekirken varsayıma dayalı olarak davalının kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçeleriyle mahkememiz kararını kaldırılmıştır.
İstinaf kaldırma kararı üzerine dava —-kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Haksız Fiile İlişkin Kusur Sorumluluğu Yönünden Yapılan Değerledirmede;
—- sevk ve idaresindeki —- plakalı aracı ile —— istikametinden —- istikametine seyir halindeyken —– önündeki trafik ışıklarını geçtikten sonra, yolun karşısına geçmeye çalışan —-yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini,
—— tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere,
—plakalı araç sürücüsü —- seyri sırasında – hızını azaltarak kontrollü araç sürmesi gerekirken, dikkatli ve özenli araç kullanma şeklindeki genel nitelikteki davranış kuralına uymadığı anlaşılmıştır. Tehlike ve sorumluluğun arttığı her alanda motorlu araç sürücülerinin hem kurallara uymak hem de yüksek özen göstermekle yükümlü oldukları gerçeğiyle seyir hızını güvenli bir hıza düşürmemiş olması, meskun mahalde ve yayaların sıkça gelip geçtiği alanlarda aracını normalin üstünde bir dikkatle kullanarak ve hızını mahal şartlarına göre ayarlaması gerekirken———– çarparak 2918 sayılı KTK 52/1-b (Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadır.) ve 54/1-a maddesini ihlal ettiğinden tali ve % 25 oranında kusurlu olduğu.
Yaya ——2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47-d, Madde 68/b,c, yayalar yaya yollarında, geçitlerde—- hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek tarzda bulunmaması, yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağlaması gerekirken bu kurallara uymayarak (taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında geçmeleri yasaktır.) yaya geçidini kullanmadığı, K.Y.T.K 68 mad. 1-b kod kuralını ihlal den asli ve % 75 oranında kusurlu olduğuna, kanaat getirilmiştir.
Buna göre,—-tarihinde meydana gelen—- araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı, ——plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—- plaka sayılı—-Sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, —-sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması,
—– plaka sayılı araç sürücüsü ——- araç sürücüsü olması nedeniyle TBK madde 49 kapsamında haksız fiil sorumluluğu bulunması, nedeniyle kusur sorumluluklarının bulunduğu değerlendirilmiştir.
Maddi Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar” ;
-Tedavi giderleri,
-Kazanç kaybı,
-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, olarak belirtilmiştir.
Bedensel zarara uğrayan kişiler tamamen veya kısmen çalışamamalarından ve ileride ekonomik yönden uğrayacakları yoksunluklardan kaynaklanan zarar ve ziyanlar olan geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları haksız fiil sorumlularından isteyebilirler.
Bu kapsamda, davacının haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında uğradığı bedensel zararlara maddi tazminatları, TBK madde 49 ve 54 hükümlerine göre davalı taraftan isteyebilecektir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybı nedeniyle zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla —- nazara alınarak yetkili kuruluştan rapor aldırılmıştır.
—–sayılı raporu incelendiğinde; — Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği dikkate alındığında; Davacının ———– göre % 7 (YüzdeYedi) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (Dört) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Kusurun ve maluliyetin tespitinden sonra zararın hesaplanması için hesap bilirkişisiden rapor aldırılmıştır.
Denetime elverişli olup, yerinde olduğu değerlendirilen aktüerya bilirkişi raporunda; İş Göremezlik zararının ———- olduğu, dava dış—— tarafından yapılan Geçici İş Göremezlik ödemesinin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi olan kısmının tenzili sonrası davacının bakiye— olmadığı, Sürekli İş Göremezlik zararının ———- tarihi itibariyle tazminatı limitinin –, teminat limiti aşan zararının olmadığı, belirtilmiştir.
Bu kapsamda, —-sayılı kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları olan fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalı tarafın sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile —- maddi tazminat talebini —-tarihli değer arttırım dilekçesi ile, 34.241,61TL ye arttırmıştır.
Bu kapsamda, yukarıda açıklandığı şekliyle meydana gelen kazada, sorumlulukları da TBK, TTK ve KTK kapsamında çizilen davalıların , usul ve yasaya uygun olduğu belirlenen bilirkişi raporlarında belirtilen maddi zararlardan sorumlu olmasından dolayı, davacı vekilinin talebi doğrultusunda 34.241,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatının aracın ticari olmaması nedeniyle yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
—- maddi tazminatın davalı ——- dava, davalı —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.332,21 TL karar ve ilam harcından 29,20 TL peşin harç ile 114,00 TL ıslah harcı ve 37,11 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.151,90 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 29,20 TL peşin harç ile 114,00 TL ıslah harcı ve 27,11 TL tamamlama harcı toplamı: 180,31 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 476,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 3.476,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Arabulucuk aşamasında yapılan ve —– tarafından karşılanan —- ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.