Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2023/640 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/545
KARAR NO : 2023/640

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/08/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, yükleri —–tarafından taşınan sigortalı yük sahibi firma ve şahısları —– numaralı 28.09.2018 başlangıç ve 28.09.2019 bitiş tarihli Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi ile taşınan emtianın maruz kalabileceği hasar, zarar ve ziyana karşı teminat altına aldığını, bu kapsamda —-mukim bulunan sigortalı “—- tarafından 17.07.2019 tarihli ve——numaralı mal faturası tahtında toplam 21.693 kg brüt ağırlığındaki 21 palet “ısıl işlem görmüş çelik tanecikleri” cinsi emtiayı —- mukim bulunan ——-şirkete sattığını, satılan emtianın 25.07.2019 tarihli ve—– no’lu CMR belgesi tahtında—– unvanlı dava dışı gönderici şirketin —- adresinden —- taşınması işinin, dava dışı akdi taşıyıcı —–şirketi tarafından —– no.lu davalı—- taşere edildiğini, emtianın taşınması işinin tamamı —- no’u davalı —–sorumluluğunda ve organizasyonluğunda, dava dışı —– unvanlı şirket ile birlikte gerçekleştirildiğini, davalı —– ise, davalı —– gerçekleştireceği taşıma işlerinden meydana gelebilecek rizikolardan doğacak sorumluluklarına sigorta güvencesi sağladığını, satılan emtianın, 25.07.2019 tarihinde —– adlı dava dışı gönderici şirketin —-adresinden ——- plakalı tıra yüklenerek davalı —–sorumluluğunda —– taşındığını, ancak emtia alıcının adresine ulaştığında nakliye sürecinde hasarlandığı ve zayi olduğu tespit edilip, CMR belgesine hasar şerhi düşüldüğünü, emtianın taşıma sürecinde hasarlandığını dava dışı araç sürücüsü—— 02.09.2019 tarihinde yazılı olarak beyan ettiğini, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde meydana gelen hasar bedelinin toplam 3.408,78 USD olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin 29.12.2019 tarihinde prim borcundan 20.274,40 TL mahsup etmek suretiyle sigortalının hasar nedeniyle uğradığı zararı tazmin ettiğini ve bu ödemeye istinaden müvekkilinin 6102 Sayılı TTK md. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olup, hem “kanuni” hem de akdi halef sıfatını kazandığını, dava konusu emtianın taşıması bakımından “taşıyıcı” sıfatını haiz olan davalı —– emtia hasarı kendi sorumluluğu ve hakimiyeti altında ifa edilen taşıma sürecinde, ağır kusur ve ihmaline bağlı olarak meydana geldiğinden oluşan zarardan “taşıyıcı” sıfatı ile CMR.md. 17 ve 3 uyarınca sorumlu olduğunu, taşıma süreci müddetince emtiaya en yüksek seviyede özen göstermekle yükümlü bulunan davalı —–, bu yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle oluşan emtia hasarından doğan zararların tamamından; mesuliyet sigortacısı konumundaki davalı —— ile birlikte müştereken ve müteselsilen mesul tutulması gerektiğini, bu nedenle —– İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalıların yapmış olduğu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tamamen kötü niyetli olarak müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacını taşıdığını, arabuluculuk sürecinin de anlaşma sağlanamadan sonuçlanması üzerine işbu davanın açılması zarureti doğduğunu beyan etmek suretiyle, —– İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasına davalılar/borçlular tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara/borçlulara yükletimesine karar verilmesini ve haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalılar—–vekili (ayrı ama aynı mahiyetteki )cevap dilekçesinde özetle, davacı taraf, davalı—— sigorta prim borcundan düşerek sigorta tazminatı ödemesi yaptığını ve sigortalısının haklarına TTK md. 1472 kapsamında halef olduğunu, aynı zamanda da —– haklarını devir temlik ve ibraname aldığını beyan etmekte ise de TTK. md.1472 kapsamında sigortalısının halefi olabilmesi için tüm şartların bir arada gerçekleşmediğini, sigortalısının halefi sıfatını kazanmadığını, ibraname de sunmadığını, sigortalısı —–yaptığı ödemeye dayanarak sigortalısının halefi olamayacağını ve sigortalısına karşı rücu hakkını kullanamayacağını, Yargıtay tarafından sigorta ettirenin üçüncü kişi sayılamayacağı ve sigorta ettirene karşı rücu hakkının kullanamayacağına ilişkin müstakar hale gelen içtihatların bulunduğunu, işbu davada davalı—— davacının tanzim ettiği abonman sigorta poliçesinde sigorta ettiren sıfatını haiz ve prim borçlusu konumunda olduğundan, zarar sorumlusu üçüncü kişi olarak değerlendirilip TTK md. 1472 uyarınca davacı sigortacı davalı sigorta ettirene karşı rücu hakkını kullanamayacağını, poliçe kapsamında sigorta ettiren —– sigortalı ise, davacının dosyaya sunmuş olduğu—- numaralı sigorta poliçesinin 1. sayfasında “Yükleri—– tarafından taşınan yük sahibi firmalarişahıslar” olarak belirtildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, sigortalısına yapmış olduğu ödeme dekontunun taraflarına tebliğ edilmemiş olmakla birlikte davacının dava dilekçesinden anlaşılabildiği üzere sigorta ödemesinin sigortalı olarak adlandırdığı aslında sigorta ettiren konumunda olsa da yük üzerinde hak sahibi olmayan —–yapıldığını, emtia sigortalarında “sigortalanabilir menfaatin” taşınan eşyanın kendisi olduğunu, taşıyıcının mal üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığını, sigorta poliçesinde de görülebileceği üzere sigorta ettiren ve sigortalının aynı kişiler olmadığını, bunlara ek olarak, davacı taraf dava dilekçesinde taşıyıcının sigorta prim borcundan dolayı tazminat ödemesini mahsup etmek suretiyle ödediğini belirtmiş olsa da 6102 sayılı TTK md. 1434’te tüm sigortalar için getirilen temerrüde ilişkin genel düzenlemenin sigortacı tarafından yerine getirilip getirilmediği konusunda bir açıklama olmadığını, dava konusu taşıma işinde ——taşıyıcı sıfatının da bulunmadığını, dosya kapsamına sunulan CMR senedinde de görüleceği üzere, fiili taşıyanın CMR üzerinde kaşesi bulunan —–adlı firma olduğunu, —– zilyetliğinde bulunmayan emtianın hasarından TTK md. 928’deki taşıma işleri komisyoncusunun sorumluluğuna göre mesuliyet yüklenemeyeceğini, sorumluluğun, fili taşıyıcı “—- adlı şirketin üzerinde olduğu gibi CMR Konvansiyonu madde- 32’ye göre dava konusu alacağın zamanaşımına da uğradığını, davacının iddia ettiği hasarın —–önleyemeyeceği nedenden, gönderenin yaptığı sabitleme hatasından kaynaklandığından CMR md.17’de yer alan düzenlemelere göre tek taraflı tespitle belirlenen hasardan ve tazmininden —– zaten mesul tutulamayacağını, hiçbir kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla taşıyıcının sorumluluğunun CMR md.23’e göre sınırlı olduğunu, fahiş faiz talebinin ise CMR md.27 ile bağdaşmadığını, likit olmayan alacak için icra inkar tazminatı istenemeyeceğini beyan etmek suretiyle) aktif ve pasif husumet ile zamanaşımı yönünden usulden, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle de davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; taşıma sözleşmesine dayalı olarak başlatılan —–. İcra müdürlüğünün —–takip sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık;davacı nezdinde —- numaralı Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Poliçesi ile sigortalı emtianın davalı —–. tarafından taşınması sırasında hasara uğrayıp uğramadığı, hasara uğradıysa hangi miktarda hasara uğradığı, davalının kusuru bulunup bulunmadığı, davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin lütuf ödemesi teşkil edip etmediği, davalının sorumluluğunu ortadan kaldıran bir halin bulunup bulunmadığı, davacının davalılardan rücuen alacak talebinin yerinde olup olmadığı, davalıların takibe yaptıkları itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.—–İcra müdürlüğünün —– takip sayılı icra dosyası celp edilmiş incelenmesinde; takip alacaklısının davacı, takip borçlusunun davalılar olduğu, asıl alacak 20.274,40 TL alacak üzerinden 25/07/2019 tarihli ve —–nolu CMR belgesinde tahtında yapılan taşıma işlemi sırasında hasarlanmadan doğan zararın rücuen tahsili için 30/06/2020 tarihinde takip başlatıldığı, davalı—– 16/06/2021 tarihli, diğer davalı —— 09/07/2020 tarihli itiraz dilekçesini sunması üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
03/05/2022 tarihli bilirkişi heyet rapor içeriğine göre; dosya içeriği ve dosyada mevcut delillerin detaylı olarak ele alınıp incelenerek değerlendirilmesi neticesinde, her türlü hukuki mütalaa ve takdir hakkı tamamı ile delillerle doğrudan temas eden Mahkemeye ait olmak üzere Heyetce; dava konusu taşıma işinde ekspertiz raporu ile de tespit edilen hasar tutarı 3.071,25 Euro (-3.408,78 USD) karşılığı 20.274,40TL olduğu, taşıma sırasında meydana geldiği sübuta eren zararın CMR Konvansiyonu 23’ncü madde kapsamında taşıyıcılardan husumetin yöneltildiği alt davalı alt taşıyıcı —— veya onun sorumluluk sigortacısı (sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında) gerçek zarar tutarı olan 20.274,40TL’nı zarar gören emtiada hak sahibi olan dava dışı —— firmasına veya onun bu alacağını ona ödediğini ispat eden sigortacısına veya bu alacağını yazılı olarak temlik ettiği üçüncü kişilere karşı müştereken ve müteselsilen tazmin etmek zorunda olduğu, davalı —– davacı şirketin aynı zamanda sigorta ettireni olması nedeniyle davalı —– 3.kişi olmadığı ve davalı taşıyacıya rücu imkanı olmadığı ancak bu hususta hukuki değerlendirmenin ve takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davacı şirketin, emtia üzerinde hak sahibi olan firmaya gerçek zarar tutarını ispat ederek veya muvafakat / temlik almak kaydıyla, taşıyıcı Sorumluluk poliçesinin (—-) tanzim edildiği davalı ——hasar başına 500 Euro muafiyet tenzil edilerek) tespit edilen gerçek zararı rücu edilebileceği, sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı, keyfiyetin nihai takdiri ve her cenahtan bilcümle hukuki tavsifi tamamıyla Mahkemeye ait olmak üzere şeklinde beyan etmiştir.Rapora yönelik itirazlar üzerine 30/01/2023 tarihli ek rapor düzenlenmiş, bu raporda özetle; dava konusu zararın davalı taşıyıcının sorumluluğunda olan sabitleme yetersizliğinden kaynaklandığı, davalı taşıyıcının sorumlu olduğu zarar tutarının 20.274,40TL olacağı, davalı —–davacı şirketin aynı zamanda sigorta ettireni olması nedeniyle davalı —— 3. kişi olmadığı ve davalıya rücu imkanı olmadığı ancak bu hususta hukuki değerlendirmenin ve takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından, emtia üzerinde hak ve menfaat sahibi olan davadışı —– firmasına ödeme yapıldığına dair bir dekontun mevcut olmadığı, bu firma tarafından verilmiş herhangi bir muvafakatin bulunmadığı, dosyaya yeniden sunulan mahsup belgesine göre tazminat ödemesinin, sigorta ettiren davalının borcundan değil, davacının davadışı acentesi —- muhtelif prim borcundan mahsup edildiği, hak ve menfaat sahibine yapılmayan ödeme nedeniyle halefiyet şartları eksik kaldığından, ayrıca varlığı ispatlanamayan temlik nedeniyle akdi halefiyetten bahsedilemeyeceğinden, davacının takipte dayandığı TTK 1472’nci maddesine göre rücu şartları oluşmadığı sübuta ermekle, davalıların aleyhlerine başlatılan takibe vaki itirazlarının yerinde olacağı bildirilmiş olup itirazlar üzerine arklı bir bilirkişi heyetinden aldırılan 12/06/2023 tarihli bilirkişi heyet rapor içeriğine göre; davacı sigorta şirketinin işbu davanın dayandığı icra takibine konu ettiği rücuen tazminat alacağını; sigortalının unvanını —–olarak kayıt altına almak ve “sigortacı” olarak anılan —– ile diğer taraftan “Sigortalı” diye anılan “yükleri—– tarafından taşınan firmalar/şahıslar” ve sigorta ettiren diye anılan “—-arasında; Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları ile sözleşmede yazılı şartlar dahilinde ; “davacı sigortacının dava dışı acentesi—–. tarafından 28.09.2018’de düzenlenen” 28.09.2018-2019 vadeli, —— sayılı ve 52.000,-USD depo primli (araç başına azami 250.000,-USD. sigorta bedellij Nakliyat Emtia Sigortası Abonman (Blok) Sözleşmesine dayandırdığı, söz konusu Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesindeki “Rücu Maddesi’nin” İşbu poliçe sigorta ettirenin geçerli bir — Poliçesinin olması şartıyla düzenlenmiştir.Sigortacının sigorta ettirenin — poliçesine rücu hakkı saklıdır. —- poliçe teminatına girmeyen hasarlarda sigorta ettirene rücu yolu açıktır.— poliçenin muafiyet tutarı sigorta ettirene rücu edilmeyecekir.Sigortacının tüm taşıyanlara rücu yolu açıktır. Sigorta ettiren dışındaki taşıyanların “yabancı menşeli” olmaları halinde sigorta ettienin — poliçesine rücu yolu açıktır. İşbu poliçe yük sahiplerinin başka bir sigorta şirketinden nakliyat emtia poliçelerinin olması ve hasar tazminatını ilgili poliçeden tazmin etmesi halinde, sigorta ettirene gelebilecek rücu taleplerini hiçbir zaman karşılamaz.
Sigorta şirketinin, alt taşıyıcıya olan rücu hakkını engelleyecek bir durumun olduğuna kanaat getirmesi halinde rücu edilecek tutardan sigorta ettiren nakliyeci sorumlu olacaktır. şeklinde düzenlendiği; bu sözleşmede yer alan özel şartlara göre “ambalaj kifayetsizliğinden kaynaklanan hasarların kesin olarak” sigorta teminatından hariç tutulduğu, “malın tabii mahiyetine ilişkin hasarlar ile her türlü bozulma rizikosunun” da poliçe teminatı dışında olduğu, ——arasında icra edilen dava konusu karayolu taşıma işini (davacının düzenlediği abonman sözleşmesinin sigortalısı/sigorta ettireni konumundaki, alt taşıyıcı) davalı —–üst veya akdi” taşıyıcı konumunda olan (davanın dayandığı icra takibinin borçlularndan) dava dışı —– unvanlı şirketten (26.07.2019’da —– plakalı araç için düzenlediği —–sayılı navlun faturasına göre 1.700,-Euro bedel karşılığında) aldığı, fiili taşıma işinin ise davalı —–“hâkimiyeti altında olmasa” da; adına tanzimli 31.07.2019 tarih —–sayılı faturaya göre yükleme tarihi 25.07.2019 ve araç plakası da —— olarak gösterilmek suretiyle düzenlenen 31.07.2019 tarih, —– sayılı nakliye hizmeti faturasına göre 1.530,-Euro karşılığında, davanın dayandığı icra takibi borçlularından) dava dışı —–unvanlı taşıyıcıdan tedarik ettiği —— yabancı plakalı araçla; “fili taşıyıcı” olarak 21 palete istiflenmiş, net 21.000 kg./brüt 21.693 kiloluk komple kamyon hamulesi dökme çelik saçma bilye türü yük için, onun (dava dışı —- unvanlı fili taşıyıcının) — sayılı CMR eşliğinde icra edildiği, —– unvanlı dava dışı fiili taşıyıcının düzenlediği —- sayılı CMR’de (uluslararası karayolu taşıma belgesinde) “gönderen” olarak dava dışı —-unvanlı üretici şirket, “alıcı” olarak da —-. unvanlı şirketin gösterildiği, davacı tarafın 03.03.2023’de dava dosyasına intikal eden beyan dilekçesinde “Akdi taşıyıcı—– emtia hasarını alt taşıyıcısı —– şirketine rücu etmiştir. Yük ilgilisi ve akabinde yük ilgilisine ödeme yaparak yük İlgilisinin halefi haline gelen —–hasar talebi müvekkilin sigorta poliçesine de bildirildiği, müvekkil tarafından yapılan ödeme de bu emtia hasarına istinaden gerçekleştirildiği, bu esnada—–emtia hasarı” nedeniyle katlandığı zararları aralarındaki ticari ilişkide mahsuplaşma yolu ile tazmin etmek hususunda anlaşma sağladığı, bu anlaşmaya göre—–bu emtia zararını 36 taşıma için alacağı navlun bedelinden mahsup ederek zararı tazmin etmeyi kabul etmiştir.” denmekte ise de; müstenidi olarak gösterilen 02.03.2023 tarihli e-mail’den “anlaşmanın yazılı olarak yapılmadığını” (davanın dayandığı takip borçlularından biri olan akdi taşıyıcı konumundaki) ——davacıya bildirdiği ve davacının somut olayda menfaat sahibi olarak nitelendirdiği akdi taşıyıcıya ödenmek üzere sigortalıya ödendiğini beyan ettiği; ancak fiilen sigortalıya/sigorta ettirene değil, “dayanak sigorta sözleşmesini” düzenleyen, taşınan emtia üzerinde herhangi bir menfaati olmayan “sigorta acentesine” sigortalı/sigorta ettiren konumundaki—- prim borcunu kapatmak için mahsup yolu ile “herhangi bir temlik belgesine dayanmadan yaptığı” 20.274,40 TL’sını davanın dayandığı icra takibine “rücuen tazminat alacağı” olarak konu ettiği anlaşıldığı, bu bağlamda davacının icra takibine konu ettiği alacağını dayandırdığı sigorta sözleşmesinin rücu maddesi “Sigortacının sigorta ettienin — poliçesine rücu hakkı saklıdır. — poliçe teminatına girmeyen hasarlarda sigorta ettirene rücu yolu açıktır, FL poliçenin muafiyet tutarı sigorta ettirene rücu edilmeyecektir. Sigortacının tüm taşıyanlara rücu yolu açıktır. Sigorta ettiren dışındaki taşıyanların “yabancı menşeli” olmaları halinde sigorta ettirenin — poliçesine rücu yolu açıktır.” şeklinde ve —– nolu davalının düzenlediği Genel Bilgi Değişikliği zeyiinamesinde de “alt taşıyıcıların geçerli bir sorumluluk sigortası olmaması durumunda” araç başı 25.000,-Euro limit ile teminat kapsamında olduğu kayıt altına alınmış olsa da; davalı sigortacının davalı taşıyıcı yararına, olay başına 500.- Euro tenzili muafiyetli olarak tanzim ettiği 01.01.2019-01.01.2020 vadeli —– sayılı Nakliye Aracısının Sorumluluk (—) Sigorta Poliçesinin İstisnalar başlığı altındaki 4.7 maddesinde bir işletmenin sorumluluk sigortası ile teminat altına alınmış olabilecek hasarlar” düzenlenen poliçe teminatına dahil edilmediğindenimentiy ve somut olay konusu taşıma işinde mesuliyetine sigorta güvencesi sağladığı (davalı —- taşıma işini alan) “fiili taşıyıcı —— dava dışı sorumluluk sigortacısı” (raporun bir üst bölümünde belirtildiği üzere) somut olay için “uzlaşılan hasar tutarının” 2.573,04 Euro’luk kısmını dava dışı satıcıya ödediğinden,
—— nolu davalı sigortacının düzenlediği poliçenin şartları ile çelişen hasar / zarar için (davacının takibe konu ettiği talebini dayandırdığı sigorta sözleşmesinin rücu maddesinde “Sigorta ettiren dışındaki taşıyanların ‘yabancı menşeli” olmaları halinde sigorta ettirenin —— poliçesine yani —-nolu davalıya rücu yolunun açık olduğu kayıt altına alınmış ve taşıma işi de yabancı plakalı araçla ifa edilmiş olsa da) davacı karşısında sorumluluğunun doğmadığı değerlendirilmiş; —-nolu davalı taşıyıcının somut olayda üstlendiği mesuliyet kapsamında hak sahibine karşı tazminat bağlamında sorumluluğun doğup doğmadığının ayrıca incelendiği, CMR sözleşmesi hükümleri gereğince fiili taşımayı kendisi yapmadığı halde belli bir ücret karşılığı taşıma işini üstlendiği için maddi yönden menfaati zarar gören hak sahibine tazminat ödeyen taşımacı (somut olayda “üst taşıyıcı —-kendi akidi olan “—–“tazminini talep ettiği %45 oranında değer kaybının karşılığı için 5.528.25 Euro” üzerinden 27.12.2019’da uzlaşmaya vardığı miktarın CMR Konvansiyonunda yer alan ve taşıyıcının tazminat bağlamında mesuliyetini belireyen maddeleri ile çelişmemesi kaydıyla) “hasar sorumlusu” olan diğer taşıyıcılardan ya da taşıyandan (“Ziyan ve hasardan sorumlu olan taşımacı ister kendisi ister başka bir taşımacı tarafından ödensin, tazminatı tek başına yüklenmek zorundadır.” hükmünü havi CMR md.37/a uyarınca somut olayda fili taşıyıcı konumundaki —– unvanlı taşıyıcıdan; “Ziyan veya hasar iki veya daha çok taşımacının fiilinden ileri geldiği zaman bunlardan her biri sorumluluktaki hissesi oranında bir meblağı ödeyecek, taşıma ücreti oranında sorumlu olacaktır.” şeklinde düzenlenen Md.37/b’ye göre davalı taşıyıcının hasara etkisi olması halinde, *taşıma ücreti oranında” ondan da) geri alma hakkına sahip ise de; bu durum ancak taşıyıcıların birbirileri ile hasım olmaları durumunda söz konusu olabilecek; hak sahibine karşı, tek bir mukaveleyle gerçekleşen taşımalarda (yerine geçen diğer taşıyıcının ve/veya hizmetlerinden yararlandığı kişilerin kusuru CMR md.3 ve 17/3’de öngörülen sorumluluk sistemine göre uluslararası karayolu taşıma işini belli bir ücret karşılığında üstlenen taşıyıcının kendi kusuru hükmünde olduğundan) taşıyıcıların müteselsil sorumluluğunu (somut olayda “mal mukabili ödeme şekliyle ihracat yapan ve nakliye sürecinde vuku bulan hasardan/zarardan “maddi yönden menfaati zarar gören” dava dışı ihracatçı —-karşısında üst ya da akdi taşıyıcı —– ve CMR’de öngörülen ve tazminat bağlamında kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edemeyecek durumlarda nakliye sürecinde oluşan ve CMR md.37/a hükmüne göre “zararı tek başına karşılamak zorunda olan” takip borçlularından dava dışı fili taşıyıcı —— sorumluluğunu) etkilemeyeceği, derdest davada tartışılan yük, taşıyıcının sorumluluğu altında farklı alıcılara ait emtia ile birlikte aynı araca yüklenip sabitlenmesi gereken türde “parsiyel yük” olmadığından ve 21 palete istiflenmiş brüt 21.693 kiloluk dava konusu “komple kamyon hamulesi” yükü, gönderenden teslim alıp taşıyıcı adına araç sürücüsünün tek başına sevk aracına yükleyip sabitleyebilmesi (veya paletlerin ve paletlere istienmiş kolilerin araca sabitlenmesinin kifayetsiz kalabileceğini, aracın mutat salınımlarına mukavemet edemeyeceğini kendi tecrübesiyle ve basit bir değerlendirmeyle fark edebilmesi; gönderenin yükü araç dorsesine istiflerken yaptığı sabitleme-yükleme hatasını tespit edip üretici konumundaki göndereni uyarması) sadece teknik olarak değil fiilen de mümkün olmadığından; somut olay konusu zararın tazmini bağlamında (akdi taşıyıcı ve maddi yönden menfaati zarar gören satıcı arasında uzlaşma sağlanmış olsa da) CMR Md. 17/4-c’ye göre davalı taşıyıcının kendisine taşıma işini veren üst taşıyıcıya veya fiili taşıyıcıya ya da maddi yönden menfaati zarar gören hak sahibi konumundaki dava dışı satıcıya karşı, derdest davada tartışılan (ancak ısıl işlem görmüş çelik bilyelerin ne kadarının hasar gördüğü ve amacına uygun kullanılabilme özelliğini kaybettiği belli olmadığından, taşınan yükün değer kaybetmesi veya eskime payına bağlı tazminatla ilgili olarak CMR Konvansiyonunda herhangi bir düzenleme de bulunmadığından; taşıyıcının tazmininden sorumlu tutulabileceği miktar ve mesuliyet üst sınırı CMR md.23 ve 25’de yer alan düzenlemelere göre belirlenemeyen) zararın tazmininden, takdiri Yüce Mahkeme’ye ait olması kaydıyla “sorumlu olmadığı” değerlendirildiği, tüm delillerin münakaşası, zamanaşımına yönelik itirazla; İİK Md.67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere, dava dosyasına intikal eden bilgi ve belgelere göre, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; “davacı sigorta şirketinin somut olay için davalı taşıyıcıdan ve/veya mesuliyet sigortacısı konumundaki diğer davalıdan rücuen (veya temlik alacaklısı olarak) talep edebileceği alacağının bulunmadığı” sonuç ve kanaatine vardıklarını, Mahkeme’nin takdirlerine sunduklarını beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi kök ve ek rapor içeriklerine göre; davacı sigortacı firma ile sigorta ettiren davalı —- arasında 28/09/2018/2019 vadeli,—–numaralı Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Poliçesi tanzim edildiği, sigortalı olarak ise yükleri —- tarafından taşınan yük sahibi firmalar/ şahıslar gösterildiği, dava konusu hasar gören emtianın dava dışı —-tarafından 17/07/2019 tarihli ve —- numaralı mal faturası tahtında toplam 21.693 kg brüt ağırlığındaki 21 palet ısıl işlem görmüş çelik tanecikleri” cinsi emtiayı —- mukim bulunan —– unvanlı dava dışı alıcı şirkete satıldığı, 25/07/2019 tarihli —– numaralı CMR belgesinin düzenlenmiş olduğu, dava dışı —– olarak taşıyıcı kaşesinin bulunduğu, dosyaya sunulan navlun faturasından akdi taşıyıcının —- fiili taşıyıcının dava dışı —- davalı—– alt taşıyıcı olduğunun anlaşıldığı, davalı sigorta firmasının davalı taşıyıcının sorumluluk sigortacısı olduğu, bahse konu emtianın taşınması sırasında hasara uğradığı, 02/09/2019 tarihli sürücü beyanına göre varış noktasında yükün depoya boşaltılması esnasında yükün ambalajının nakliye sırasında hasar görmüş olduğunun tespit edildiği, takibin 30/06/2020 de başlatıldığı, CMR 32. Madde kapsamında süresinde takip işlemi yapıldığından davalı tarafın zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, davacı tarafından dava dışı —– borcundan mahsup edilmek üzere 20.274,40 TL ödeme yapıldığı, bu haliyle hasar ödemesinin emtia üzerinde hak sahibi olan firma dışında kendi sigorta acentesine yapıldığı, bu işlem için hak sahibi kişi tarafından düzenlenmiş bir muvafakatname bulunmadığı, davalı taşıma firmasının ilgili poliçede sigorta ettiren olarak yer aldığı, 3. Kişi sıfatının bulunmadığı, bu haliyle rücu şartının oluşmadığı kanaatine varıldığı, somut olayda kanuni ve akdi halefiyetin şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalıların kötü niyet tazminat talebinin ispatlanamadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL harcın, peşin olarak yatırılan 244,87 TL den mahsubu ile bakiye 24,98 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7——İcra müdürlüğünün——takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.