Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2022/921 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/542 E
KARAR NO : 2022/921 K

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —–tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı şirket ile davalı arasında kurulan ticari ilişki gereği müvekkil şirket davalı yanın taşıma işlerini üstlenmiş ve davalı yan için çeşitli tarihlerde ———— hizmeti vermiştir. Müvekkil şirketin ——–yaptığı ———– tutarında alacağı bulunmaktadır. —— kayıtları dilekçe ekinde sunulduğunu, davacı şirket, ————- karşılığı hak kazandığı söz konusu bakiye alacağını davalı yandan defalarca talep etmesine rağmen ödeme alamamıştır. Bunun üzerine önce davalı yanın faaliyet gösterdiği ———-gönderilmiş, ancak bu ihtarname söz konusu adresten iade gelmiştir. Davalı yanın başkaca adresi tespit edilemediğinden, kullanmakta olduğu —– üzerinden aynı ihtarname gönderilmiş ve ihtar içeriğinden haberdar edilmiştir. Buna rağmen yine ödeme ile ilgili herhangi bir dönüş alımamamıştır. Daha sonra —–dosyası kapsamında davalı aleyhine icra takibi başlatmak zorunda kalmıştır. Durum böyle olmakla birlikte, davalı tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edilmiş ve takip durdurulmuştur. Akabinde huzurdaki dava ikame edilmeden — başvurusu yapılmış ve bu aşamada da ne yazık ki anlaşma sağlanamamıştır. Davalı yanın icra takibine itirazı salt ödemeyi geciktirmek amacı—- olup, itirazının hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Zira mezkur takibe konu cari ekstrede belirtilen alacak kalemlerinin her biri faturaya dayanmakta olup, bilahare dosyaya sunulacaktır. Söz konusu faturalardan da görüleceği üzere müvekkil, davalı için yaptığı tüm hizmetleri faturalandırmış ve bu faturalara herhangi bir itiraz da söz konusu olmamıştır.Davacı şirketin ticari kayıtları incelendiğinde, iddialarımızın doğruluğu ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra her iki tarafın da tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari iş olması nedeniyle, davamızın kabulü halinde bakiye alacak üzerinden takip tarihinden itibaren ticari avans faizine hükmedilmesini de talep etmek gerektiğini, ayrıca davanın lehimize sonuçlanması ihtimalinde alacağın tahsil edilememe tehlikesini bertaraf etmek ve ileride doğabilecek hak kayıplarının önüne geçebilmek için, — yapılacak sorgulama sonucu davalı üzerine kayıtlı —–halinde —-kaydına ve yine davalı yana ait —— nezdinde —— teminatsız olarak ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini talep etme zorunluluğumuz doğmuştur. İddiaların doğruluğu gerek Mahkemenize sunulan-cari ekstre dökümü gerekse taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile hizmetlere ilişkin faturaların incelenmesi ile ortaya çıkacaktır. Ayrıca davalı yanın, tarafımızca girişilen haklı icra takibini geciktirmeye yönelik haksız ve mesnetsiz itirazından dolayı ve alacak miktarımız likit olduğundan, karşı taraf aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini de talep ediyoruz. Açıklanan nedenlerle; davalı/borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin faiz, vekalet ücreti ve takip masraftan yönünden devamına ve itirazın haksız olması, alacağın likit olması hasebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için mahkemenize müracaat etmek gerekmiştir. Haklı davamızın kabulüne, davalı yanın haksız itirazının iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, alacak likit olduğundan, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini saygı ile vekaleten arz ve talep etmektedir.
ll. SAVUNMA :
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, Alacaklı görünen ———. vekili tarafından davalı ———– aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibinden gönderilen ödeme emri müvekkil tarafından tebellüğ edilmiştir. Yasal süresi içinde itirazlarımızı sunuyoruz. Müvekkil hakkında yukarıda yazılı dosya ile ilamsız takip yapılmış ve ödeme emri gönderilmiştir. Müvekkilin alacaklı tarafa böyle bir borcu bulunmamaktadır. Yapılan icra takibine itiraz ederiz. Söz konusu ödeme emrinde bildirilen alacağın aslına, işlemiş faizine, masraf ve ferilerine açıkça vekaleten itiraz ederiz. Yukarıda arz edilen ve re’sen rastlanılacak sebeplere binaen; borca açıkça itiraz eder; davalı hakkında açılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—————dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik ——- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davalı —–gününe katılmadığı ile defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, davacı şirketin defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten faturadan kaynaklı olarak ——- alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacının, iddiası olan davalıya —– verdiğini ve bedelinin ödenmediğini ispatlaması gerektiği, davacı vekili hizmete dair bir vesika sunmamışsa da ticari defterler taraflar lehine delil olabilecekitir, zira uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olduğu yani iki tarafında defter tutma yükümlülüğü bulunduğu, uyuşmazlığın her —— defterlerine geçirilmesi gereken bir işten doğmuş olduğu, davacının defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğu bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmıştır.
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur.——–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020 T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verilmiş, bu karar davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, davalının ticari defterlerini sunmadığı, bilirkişi raporunun davacının ticari defterlerinin incelenmek suretiyle hazırlandığı, dava konusu fatura alacağının davacı şirketinin defterlerinde ise kayıtlı olduğu ise, bilirkişi raporu ile sabittir. HMK 222/3. maddesine göre davalının ticari defterlerini sunulmaması halinde davacının ticari defterleri lehine delil olarak sayılacağından, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının—– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.383,37 TL karar ve ilam harcından 244,95 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.140,42 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 244,95 TL peşin harç ile 304,25 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 143,10 TL posta masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1143,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve —- ücretinin —- tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.