Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/53 E. 2023/535 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/53 Esas
KARAR NO :2023/535
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:26/01/2021
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- tanzim tarihli —– ile müvekkili tarafından sigortalı olduğunu sigortalının restoranının 04/08/2019 tarihinde gerçekleşen yangın nedeniyle hasar gördüğünü yangının, sigortalının restoranının bulunduğu katın altında faaliyet gösteren ——– ait arka zemin üzerinde bulunan klima dış ünitesinin, mağazasının açılmasından ve klimanın çalıştırılmasından sonra alevli bir şekilde yanmaya başlamasından kaynaklandığının tespit edildiğini, hasarın sigorta teminatı kapsamında olduğu tespit edildiğini ve sigortalıya hasar ödemesi yapıldığını akabinde müvekkili tarafından yangından doğan zarardan, davalı —- sorumluluğuna istinaden, ——–sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yangının çıkmasına sebep gösterilen klimaların bakımının —-yönetimi tarafından yapıldığını müvekkilinin kontrolünde olmadığını müvekkilinin——- içerisinde kiracı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
——sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 05/08/2020 tarihinde ilamsız takip başlattığı ödeme emrinin 10/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği borçlunun 11/08/2020 tarihinde süresinde itiraz ettiği takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı sigortaya müzekkere yazılarak hasar dosyası istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
——- müzekkere yazılarak yangın raporu istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
—– Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak mahallinde keşif yapılarak dosyanın yangın alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup talimat mahkemesince hazırlanan raporda özetle; yangının başlamış olduğu alanın davalı mağazanın arkasında açık alanda bulunan klimaların olduğu yer olduğunu klimaların enerji hattını davalı mağazadan aldığını, klima etrafında yangın başlatacak başkaca bir unsurun bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Dosya mahkememizce yangın ve sigorta eksperi bilirkişi, elektrik mühendisi bilirkişisine ve sigorta bilirkişisine heyet halinde tevdi edilerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu raporda özetle; yangının çıkış mahallinin davalı yanın işlettiği klima dış ünitelerinden başladığı sigortanın 4.400,00 TL hasar onarım bedelini sigortacıya ödenerek tazminat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ödenen bedelin hasar ile uyumlu olduğunu, sigortalının rücuen talepte bulunabileceğini beyan etmişlerdir.
Dosya davalının iş yerinin bulunduğu —— yönetimine ihbar edilmiştir.
——- vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ——— açık çarşı şeklinde olması sebebiyle işyerlerinde tek bir ısıtma veya soğutma sistemi bulunmadığını işyerlerinin kiralaması yapıldıktan sonra ihtiyaç duydukları ekipmanların veya klimaların kiracılar tarafından temin edilerek taktırıldığını, bakımının ve gözetiminin de kiracıya ait olduğunu beyan etmiştir.
Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Rücu ve halefiyet, ———- kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan ödeme belgeleri dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, davacı şirket sigortalısı mağazasında 04/08/2019 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde oluşan hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alınan bilirkişi raporu, ekspertiz raporları doğrultusunda yangının davalıya ait klimanın dış ünitesinden başladığı sabit olup, davalı taraf klima için gerekli bakım ve onarımın yapıldığını ispatlayamadığı gibi klimalardan——- yönetiminin sorumlu olduğu gösterir herhangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Bu kapsamda davalı yan doğan zarardan sorumludur.
Davacı Sigorta şirketinin 4.400,00 TL tazminat tutarını sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya 31/10/2019 tarihinde ödediği ve tazminat yükümlülüğünü yerine getirdiği, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca ödediği tazminat miktarı ile sınırlı olarak gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalıya rücuen talepte bulunabileceği anlaşılmakla davacının davasında haklı olduğu kabul edilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———
Bu kapsamda, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmemesi nedeniyle, icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının——– sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 300,56 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile 241,26 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan toplam 59,30 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 4.700,00 TL bilirkişi-tebligat müzekkere-talimat gideri olmak üzere toplam, 4.767,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023