Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2022/154 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/518 Esas
KARAR NO: 2022/154
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/08/2021
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalanmış— tarihinde davacıya ait —- plakalı araca çarptığını, kaza sebebiyle davacının aracında maddi hasar meydana geldiğini, hasarın tespitinin eksper tarafından yapıldığını, toplam hasar tutarının — olduğunu, bağımsız ekspere— ücret ödendiğini, davalının hasar onarım bedelini tazmin etmesi gerektiğini, davalıya — tebliğ tarihli ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından — tazminat ödendiğini, hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla — — dosya ile başvuruda bulunulduğunu, başvurunun usulden reddedildiğini, —- sayılı dosya ile başvuruda bulunulduğunu, bu başvurunun da usulden reddedildiğini, bakiye hasar onarım bedelinin tahsili amacıyla —- dosya ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirtmiş; yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — plakalı aracın davalı şirket tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı yana —— ödeme yapıldığını, davacının taleplerinin tamamen karşılandığını, ibranamenin geçersiz sayılabilmesi için açık şekilde eksik ödeme olması gerektiğini, davacı tarafından —– iki ayrı başvuru yapıldığını, davacının başvurularının reddedildiğini, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, illiyet bağı ve kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, onarımın anlaşmalı servislerde yapılmasının davalının yasal hakkı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, alacağın likit olmadığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin tazmini için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — plakalı aracın çarpışması neticesinde— plakalı araçta zarar meydana gelip gelmediği, zarar ile kazanın uyumlu olup olmadığı, zararın oluşumunda tarafların kusur durumu ve oranlarının ne olduğu, kaza nedeniyle ortaya çıkan zarar miktarının ne olduğu, davacının karşılanmamış zararı olup olmadığı ve davalı sigorta şirketinin —- bu zarardan sorumlu olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
— sayılı takip dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davac– borçlusunun — olduğu, toplam— tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı, örnek no—-ödeme emrinin borçluya—tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalarda sunduğu beyan dilekçeleri ile davanın kesin hüküm dava şartı noksanlığı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Somut olayda; dava konusu hasar tazminatına ilişkin—-sayılı dosyaları ile başvuruda bulunulduğu görülmektedir. Anılan başvuruların usulden reddine karar verilmiş, akabinde eldeki dava açılmıştır. HMK’nın 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler” 138. maddesine göre de “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir”. Dava şartı noksanlığını tespit eden mahkemece, işin esası hakkında karar verilemeyeceğine göre, hükümde, talebin usulden mi yoksa esastan mı reddedildiğinin belirtilmemesi sonucu değiştirmeyecek ve bu hususta verilen karar, kesin hüküm oluşturmayacaktır. Somut uyuşmazlıkta; —– dosyalarında davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği anlaşıldığından, daha önceden verilmiş bir kesin hüküm bulunmadığı kanaati ile bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için gerekli şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine gelince; talep sonucunun belirlenebilmesi için tazminat bilirkişisi incelemesi gerekiyorsa, hakimin takdiri söz konusuysa belirsiz alacak davası da açılabilecektir. Sigortacı gerçek zararla sorumludur. Başka bir söyleyişle sigorta bedeli ile değil sigorta değeri ile sorumludur. Bu durumda, araç hasar tazminatı davalarıda belirsiz alacak davası olarak açılabilecektir —- Davacı, dava dilekçesinde—– alacağın şimdilik —- kısmına ilişkin itirazın iptalini istemiş, başka bir anlatımla kısmi dava açmıştır. Bu itibarla, dava şartı noksanlığı bulunduğundan söz edilemez.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalarda sunduğu beyan dilekçeleri ile talebin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. ——motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak – yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak —-yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmünü öngörmektedir. Haksız fiiller de dahil olmak üzere tüm borç ilişkilerinde zamanaşımının kesilmesi nedenlerini ayrıca ve açıkça düzenleyen Borçlar Kanunu düzenlemelerinin, özel kanunda hüküm bulunmayan halde uygulanacağı gözden uzak tutulmamalıdır. —- maddesine göre; borçlu kısmen ifada bulunmuşsa veya alacaklı hakeme başvurmuşsa zamanaşımı kesilir. ——zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; davalı tarafından — tarihinde ödeme yapıldığı, —- tarihinde hakeme başvurulduğu anlaşıldığından, zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde — plakalı aracın sürücüsü—%100 oranla kusurlu olduğu, aracın onarım bedelinin — olduğu, davacının karşılanmamış —- zararı bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen—tarihli ıslah dilekçesi ile takibin— üzerinden devamına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davanın, — dava değeri üzerinden kısmi dava olarak açıldığı, davacı vekilinin — tarihli dilekçesi ile dava değerini —- üzerinden ıslah ettiği ve ıslah harcını aynı tarihte yatırdığı, İİK. 67. maddesinde itirazın iptali davalarının borçlu itirazının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren – yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğinin düzenlendiği, ıslah talebinin dava tarihinden itibaren– yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı anlaşıldığından; hak düşürücü sürenin dolmadığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde — plakalı sigortalı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta —— hasar meydana geldiği, davalı tarafından davadan önce — hasar ödemesi yapıldığı, yapılan ödemelerin zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiği —-, ödeme tarihinden itibaren yapılan güncelleme neticesinde karşılanmamış zarar miktarının — olduğu, bu tutar yönünden davalı sigorta şirketinin — kaynaklanan sorumluluğu bulunduğu, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin yerinde olmadığı —-, zarar tutarının yargılama sonucunda belirlenebildiği anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;—- sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın — asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar için devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 374,91 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harç ve 77,00 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 238,61 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL peşin harç ve 77,00 TL tamamlama harcı toplamı: 196,10 TL ile 797,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —— tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ———— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2022