Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2023/41 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/498 Esas
KARAR NO : 2023/41

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– markası adı altında satışını yapacağı, —– malzemeleri için —-Kurumu’na 24.10.2019 tarihinde marka tescil başvurusu yaptığını, müvekkilinin tescil başvurusuna davalı şirket tarafından kendi adlarına tescil edilmiş olan —– gibi markalar ile benzerlikler içerdiği ve karıştırılabileceği iddiası ile itiraz edildiğini yapılan itirazın —– kurumu tarafından reddedildiğini ret kararına karşı itiraz neticesinde yapılan inceleme neticesinde yeniden ret kararı verildiğini Davalı şirketin tescilli markalarının, müvekkilin tescil başvurusu yaptığı marka ile uzaktan yakından hiç bir benzerliği olmamasına, logolarının tamamen farklı olmasına ve ürünlerin de tamamen farklı ürünler olmasına rağmen, davalı şirket itiraz prosedürünü sonuna kadar kötü niyetli olarak kullanarak müvekkilinin markasının tescilini 1yıl 8 ay kadar geciktirdiğini ve tescil işlemi kesinleşene kadar müvekkilinin markayı kullanamadığını ve maddi manevi olarak zarara uğradığını beyan ederek 10.000 TL maddi , 100.000 TL manevi zararın davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarına karşın Müvekkili Şirket ile —— arasında davacının iddia ettiği minvalde imzalanmış herhangi bir Sözleşme bulunmadığını dava dilekçesinin EK-3’ünde yer alan görselden de anlaşılacağı üzere —- ile ticari işbirliği anlaşması olan şirketin——olduğunu bu nedenle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, görevli mahkemenin fikri ve sınai haklar mahkemesi olduğunu ayrıca müvekkilinin kendisine kanunen tanınan hakkı kullandığını davacının iddia ettiğini aksine kötüniyetli olarak hareket etmediğini zira müvekkili Şirket’in kendi kök markasını içeren bir marka ile kendi kök markası arasında iltibas olduğu kanaatinde olmasında herhangi bir kötü niyet aranamayacağını müvekkilinin yalnızca kendi—– markasının korumak amacıyla hareket ettiğini müvekkilinin davacının pazara girmesini engelleyici herhangi bir girişimde ya da çabada bulunmadığını davacının maddi ya da manevi bir zarara uğramadığını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
—– Kurumuna müzekkere yazılarak tescilli markaya ilişkin itiraz belgelerini de içerir evraklar istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Tanık ——29/03/2022 tarihli duruşmada—— şirketinde direktör olarak çalışırım, davacının yurt dışı şirketimize mail attığını biliyorum, bu mail üzerine yurt dışı şirketi davacıyı şirketimize yönlendirdi, yaklaşık 10 dakika bir görüşmemiz oldu, kendisi bizden—–ürünlerini göstermemizi istedi, kendisine 2020 yılının Ağustos ayında teklifte bulunduk, akabinde davacı tarafından bize bir dönüş yapılmadı, davacı o dönem —–adında markası olduğunu ifade etti, bu markanın tescilli olup olmadığını bilmiyorum, ancak sektörel olarak tescilsiz bir markanın ürünlerinin satışı tarafımızca uygun görülmemektedir, bilgim görgüm bu kadardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Dosya alanında uzman mali müşavir, —bilirkişiye tevdi edilerek uyuşmazlığı ilişkin rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu raporda özetle; davalının kanundan doğan hakkını kullandığını haksız ve hukuka aykırı bir fiilde bulunmadığını haksız rekabete sebebiyet vermediğini davacıya ait mali evraka rastlanılmadığından zarar tespiti yapılamadığını beyan etmişlerdir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından yapılan marka tescil başvurusuna davalı tarafından kötüniyetli olarak itiraz edilip edilmediği, davalının marka tescilinin gecikmesine neden olup olmadığı, marka tescilinin gecikmesi nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, hangi miktarda maddi ve manevi zararın oluştuğu, davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı ile davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuş ise de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156. maddesine göre; “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.”. Somut olayda; marka tescil başvurusunun 24/10/2019 tarihinde yapıldığı, tescilin ise 17/06/2021 tarihinde gerçekleştiği, işbu davada tescil başvurusuna yapılan itiraz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak tazmininin istendiği anlaşılmaktadır. Tescilli marka hakkının korunması talebi bulunmadığı, 6769 sayılı Kanun’dan kaynaklanan bir davanın açılmadığı, uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ticari davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevli olduğu kabul edilmiştir.Haksız rekabet Türk Ticaret Kanunun 54, 55 ve 56. Maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54. Maddesinde; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.Bu hali ile haksız rekabetin varlığı için, haksız ve hukuka aykırı bir fiil, iktisadi rekabetin kötüye kullanılması yoluyla, bir zarar veya tehlikenin yaratılmış olması gerekmektedir. SMK’nın 6. Maddesinde; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 18. Maddesi; “Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, 5 inci veya 6 ncı maddelere göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde yapılır.” Şeklinde düzenlenmiş olup kanun marka sahiplerine itiraz hakkı tanımıştır.Tüm dosya kapsamı ve yasal deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf davalının kötüniyetli olarak ——nezdinde itiraz ettiğini itiraz nedeniyle tescil sürecinin uzadığını bu nedenle maddi manevi zarara uğradığını iddia etmiş ise de her iki tarafından kişisel bakım ürünlerine dair sektörlerde faaliyet gösterdiği sabit olup sırf yasal hakkını kullanmış olan davalının kötüniyetinden söz etmek mümkün olmayıp mahkememizce davalının eyleminin haksız rekabete sebebiyet vermediği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.878,53 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.698,63 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen—– maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— deki esaslara göre belirlenen—–maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —–(Sicil no:—-) —–tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için —— müzekkere yazılmasına, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.