Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/489 E. 2022/325 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/489 Esas
KARAR NO : 2022/325

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin kendi müşterilerine ait —- bakımları sonrasında davacıya —sunduğu, yapılan hizmetlere karşılık davalı şirkete daha önce kestiği gibi irsaliyeli fatura kestiği, davalı şirketçe geçmiş borçların ödendiği, ancak — numaralı — faturaların ödenmediği, alacağın tahsili amacıyla — Esas dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği, takibin durduğu beyan edilerek, davalının — dosyasına — yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile alacağın likit olması dolayısıyla %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu 2 adet faturanın davalı şirkete 6102 sayılı TTK.’da belirtilen usule uygun şekilde tebliğ edilmediği, dolayısıyla davalı şirket kayıtlarına bu faturaların işlenmediği, ticari defterlere kaydedilmediği, faturanın karşı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün faturayı gönderen tarafta olduğu, dava konusu faturaların şekil şartlarını taşımadığı, davalı şirketin dava konusu faturaların içeriğindeki hizmetleri almasının sözkonusu olmadığı beyan edilerek hiçbir yazılı sözleşmeye, belgeye dayanmayan ve varlığı ispattan –iddiasına dayalı itirazın iptali davasının esastan reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; — icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememiz —karar ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yemin deliline başvurulduğunu, takip konusu faturaların usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispatlandığını, tarafların ticari defterlerine göre sadece son 2 faturanın defterlere işlenmediğini, belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
—-HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. —–Dairesine yazılan yazıya verilen cevapta; VUK kapsamında, ikinci sınıf tüccar olduğu, işletme defteri tuttuğunun bildirildiği görülmüştür. –sayılı kararında da vurgulandığı gibi, TTK’nun 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi — ilan araçlarıyla — bildirmiş veya işletmesini — tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse,–işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile —— arasındaki sınır—kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nun 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. TTK’nun 11(1) maddesi kapsamında ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış olup, ticari işletmenin— kayıtlı olmaması bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturadan kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa konu sözleşmenin TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde, davanın nispi ticari dava olduğu kabul edilecek Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Bu nedenle davacının, tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde de davanın ticari dava olmadığı belirtilerek görev yönünden itiraz ileri sürülmüştür. Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu hukuki açıklamalara göre, ilk derece mahkemesinin öncelikle görevli olup olmadığı konusunda gerekli araştırmaları yapması ve yaptığı araştırma sonucunda görevsiz olduğunu tespit etmesi halinde, görevsizlik kararı vermesi gerekir. Kabule göre de; davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itiraz konulu –tarihli beyan dilekçesinde yemin deliline başvurduğunun belirtilmesi karşısında, bu talebin olumlu/olumsuz karşılanmadan hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen bilgiler ve açıklamalar doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılıp, davacının dava tarihi itibariyle tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra mahkemenin somut uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu anlaşıldığı takdirde eksiklilerin giderilerek hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması gerektiğine dair karar verilmiştir ” tespitlerine yer verilmiş, dava mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Öncelikle kaldırma ilamına göre mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti açısından vergi dairesine yazılan yazı cevabında davacının ticari kazançta vergilendirildiği,—– sıra numaralı VUK Genel Tebliği ve eki liste kapsamında — VUK 177/2. Maddesi gayrisafi hasılanın —üstünün 1. Sınıf tüccar olarak nitelendirildiği, eldeki dava dosyasında davacının — olduğu, bu durumda tarafların her ikisinin de tacir olması nedeniyle mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış esasa ilişkin incelemeler yapılmıştır. Kaldırma sebeplerinden bir diğerinin ise davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itiraz konulu 12.11.2019 tarihli beyan dilekçesinde yemin deliline başvurduğunun belirtilmesi karşısında, bu talebin olumlu/olumsuz karşılanmadan hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunun belirlendiği, dava dilekçesinde davacı tarafın delilleri arasında yemin delilinin bulunmadığı, bu durumda — dava ve delil dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacı tarafın yemin deliline dayanma talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş davacı tarafça mevcut deliller kapsamında davalıya takip konusu fatura içeriği hizmetin ifa edildiği ispatlanamadığından davanın reddine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının başlangıçta alınan 237,66 TL harçtan mahsubu ile 156,96 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—– takip dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı