Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2023/899 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/476 Esas
KARAR NO:2023/899
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/07/2021
KARAR TARİHİ:14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket, —— adresine sağlanan enerji bedeline karşılık olan —– son ödeme tarihli tüketim fatura bedelini ödemediğini, bu sebeple davalı/borçlu —- aleyhine ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla—– sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu ise,—- tarihli dilekçesi ile iş bu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle, görev yönünden itirazda bulunduklarını, bu doğrultuda davalı huzurdaki dava bakımından davanın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinini aboneliğinin bulunduğu adreste restaurant ve kafe işletildiğinden bu dönemlerde tedbirler kapsamında kapalı kaldığı, talep edilen miktar ve tutarda tüketim yapılmadığını, takip talibinde belirtilen ve dava dilekçesi ekine sunulan faturadaki tutarların çelişkili olduğunu, ———- nezdinde ödeme talimatı bulunduğunu, davanın reddine, kötü niyetli olarak takip başlatması sebebi ile davacı şirketin takip tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ——— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
——-esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —– tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz+KDV+ geçmiş dönem faizi toplamı 1.256,90 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 25/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından verilen 04/03/2021 havale tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. 28/09/2022 tarihli açıklama dilekçesinde davacı vekilince; cevaba cevap dilekçenin B üst başlığının 2. Maddesinde de belirtildiği üzere üzere; faturada belirtilen 2.395,13 TL miktarındaki tutara o tarihte davalıdan talep edilen 1.300,00 TL tutarındaki güvence bedelinin de dahil olduğu, ancak davalının 31.12.2020 tarihinde sözleşmesi fesih olduğu ve müvekkili şirkete ait sistemden güvence bedelinin ters kaydı alınarak güvence bedeli alacak üzerinden düşüldüğü, fatura ile takip miktarı arasındaki farkın bu durumdan kaynaklandığı bildirilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 15/10/2021 tarihli kök bilirkişi rapor içeriğine göre; dosyada mübrez belgeler ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacı kurum ile davacı şirket arasında elektrik kullanımına yönelik abonelik sözleşmesi Davacı kurumun ——- dönemine ait faturalama tutarının tabloda gösterildiği ve güvence bedeli 2. Taksiti dahil asıl alacağın 2.206,12 olacağını, asıl alacak tutarının son ödeme tarihi olan 14.05.2020 den sonraki geciken günler için 6183 sayılı —- göre faiz işleyeceği ve faizin —-talep edilebileceğini, takip tarihi belli olmadığı için bu faiz ve — tutarının hesaplanamadığını, davacı kurumun kendi tahakkuk ettirdiği fatura üstünde görülen gecikme faizi tutarının 160,20 olduğu, fakat bu tutarın hangi asıl alacak için ve nasıl hesaplandığı belirtilmediği için yukarıdaki faturalama için değerlendirilmediği için takdiri bütünüyle Mahkemeye ait olduğunu bildirilmiştir.
06/03/2022 tarihli ek raporda özetle; davacı kurum ile davacı şirket arasında elektrik kullanımına yönelik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davalı şirkete ait davacı kuurm tarafından tahakkuk ettirilen elektrik faturasının tüketimi kayıt altına alan sayaç verileri okunarak Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapıldığı, davacı kurumun Mayıs 2020 dönemine ait faturalama tutarının yukarıda tabloda gösterildiği ve güvence bedeli 2. Taksiti dahil asıl alacağın 2.206,12 TLolacağı, asıl alacak tutarının son ödeme tarihi olan 14.05.2020 den sonraki geciken günler için 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usül Hakkındaki Kanuna göre işleyen faiz tutarının 327,29TL faizin KDV sinin 58,91TL olacağı, davacı kurumun kendi tahakkuk ettirdiği fatura üstünde görülen gecikme faizi tutarının 160,20TL olduğu, fakat bu tutarın hangi asıl alacak için ve nasıl hesaplandığı belirtilmediği için yukarıdaki faturalama için değerlendirilmediği bildirilmiştir.Davalı tarafın ödeme savunması bulunduğundan ——– ilgili döneme ait hesap hareketleri celp edilmiş, incelenmesinde dava konusu ödenmediği iddia edilen mayıs 2020 dönemi fatura bedeline karşılık 144,40 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış, bu tutarın hak kazanılan tutardan düşülmesi gerektiği kanaatiyle bu yönde işlem yapılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; somut uyuşmazlıkta; davalının 17/03/2015 tarihli sözleşme ile davacı ile aralarında ——– adresi için abonelik ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafça davalı aleyhine 14/05/2020 son ödeme tarihli, 2.395,13 TL bedelli 1 adet faturanın ödenmemesi nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davalının aboneliğin varlığına ilişkin cevap dilekçesindeki savunmaları kapsamında itirazının bulunmadığı, —— gelen kayıtlara göre mayıs 2020 dönem sonrasında da davalının fatura ödemelerinin bulunduğu, bu haliyle aboneliğin mevcut olduğu, davalının tüketime ve hesaplamaya itirazının bulunduğu, davacı vekilinin 28/09/2022 tarihli beyan dilekçesinde 2.395,13 TL fatura bedeline 1.300,00 TL tutarındaki güvence bedelinin dahil olduğu, davalının sözleşmesinin 31/12/2020de feshedildiği açıklamasının yapıldığı, fatura bedeli ile güvence bedeli arası farkın 1.095,13 TL ne tekabül ettiği, ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, tüketim miktarına ilişkin hesaplamada bedelin KDV dahil (taleple bağlılık ilkesi gözetilerek) 905,46 TL olduğu, bu miktardan yukarıda açıklandığı üzere ödenen 144,40 TL mahsubu sonucu asıl alacak olarak 761,09 TL alacağının bulunduğu, bu miktar üzerinden vade tarihi 14/05/2020 ile takip tarihi 23/02/2021 tarih aralığında %19.2 faiz oranı işletildiğinde (——– ilgili hesap sayfasından resen)115,69 TL işlemiş faiz ve faizin KDV si olarak 20,82 TL hesaplandığı, davacının bu miktarlara yönelik alacağını davalıdan talep edebileceği kanaatine varıldığı, davalının ödeme yaptığına dair savunmasının kısmen yerinde görüldüğü, bu haliyle fatura bedelleri ile son ödeme tarihlerinden takip tarihlerine kadar ki dönem için talep edilen tutarda faiz ile KDV bedelini davalının ödemesi gerektiği, takipte borca ve ferilere yönelik itirazın yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın kısmen KABULÜ ile,——- sayılı takip dosyasında davalı/borçlunun 761,09 TL asıl alacak, 115,69 TL işlemiş faiz, 20,82 KDV olmak üzere toplam 897,60 TL yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19.2 faiz oranı ile birlikte icra takibinin DEVAMINA, aşan istemin reddine,
2)İptaline karar verilen 761,09 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL nin mahsubu ile 210,55 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4)Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5)Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 1.150,00 TL bilirkişi, 137,00 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.354,8‬0 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%71 kabul) 961,90 TL’ sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
6)Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7)Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 897,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 359,30 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9)Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre (%71kabul) 937,20 TL’ sinin davalı taraftan, (%29 Ret) 382,80TL’sinin davacıdan tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10)Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2023