Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/466 E. 2023/120 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/466 Esas
KARAR NO: 2023/120
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 14/07/2021
KARAR TARİHİ: 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı —–davacı şirket arasında bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında, davacının, seyahat acentası olarak —-görünen ama aslında yine davalılara ait iken aynı firmanın —-temsilcisi sıfatını kullanarak ve kaşesini de imza ederek onlar adına işletmesini yapmış oldukları—– ait ——– müşterilerine satış yaptığı ve bunun karşılığında bu satışlardan komisyon ödemesi aldığı, davacı şirket, satılacak seyahatlere ilişkin ön ödeme kapsamında davalı—– ödeme yapmışken ve bu anlamda satış işlemlerine devam ederken, söz konusu bu ticari ilişkiden doğan ve cari hesap mutabakatı ile teyit edilen işbu —- işlemlerinden doğan alacağa ilişkin —–işlemlerinden doğan alacağa ilişkin —– alacağın ödenmesinin talep edildiği, davalı şirketler tarafından uzunca bir süre herhangi bir ödeme yapılmadığı, ancak, ısrarlı talep ve görüşmeler sonucunda, davalılardan—– tutarında, —— tutarında, ———aslında akdedilmiş sözleşmenin karşı tarafı olmayan ancak aşağıda anlatıldığı üzere gerçekte tek firma ve ana firma olan ——— tarafından havale yoluyla, herhangi bir açıklamaya yer verilmeyerek ödemeler yapıldığı, davalı şirketlerin kurucularının aynı kişiler olduğu — konumunda oldukları, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik; davanın kabulü ile davalı firmalar arasındaki perdenin kaldırılarak alacak bakiyesi 146.661,01TL’nin, her bir mutabakat mektubu tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizi ile birlikte her iki davalıdan tahsiline, ekonomik koşullar nedeniyle işleyecek faizin alacağa geç ulaşılması nedeniyle uğranılan zarardan az olması halinde, işletilecek faizi aşan orandaki zararın da ayrıca davalılardan tazminine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı taraflar usulune uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; alacak istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davacı ile davalı—— arasında acentalık sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davalı — isimli şirketin davalı— şirket önünde paravan niteliğinin bulunup bulunmadığı, davacı ile davalı —— arasında seyahat acentalığı konusunda anlaşma var ise davacının alacak hakkının olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Davacı şirketin defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 14/03/2022 tarihli rapor içeriğine göre; dava dosyası ile davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı şirketin ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre;
—-adına yapılan uçak bileti faturaları borç kayıtlarına istinaden davacı şirketin 128.269,57.-TL. tutarında —–alacağının olduğu——adına yapılan uçak bileti faturaları borç kayıtlarına istinaden davacı şirketin 18.391,44.-TL. tutarında ——– alacağının olduğu,Tespit edilen bu alacaklar ile ilgili olarak 17.10.2018 tarihinde müşteri mutabakat mektubu düzenlendiği ve bu mutabakat mektubu altında davalı tarafı temsilen ——– imzasının olduğu,Tespit edilen bu alacakların daval—— tarafından ödeneceği ile ilgili olarak 19.12.2018 tarihli belge düzenlendiği, bu belge altında davalı —– temsilen —– imzasının olduğu bildirilmiştir.27/05/2022 tarihli bilirkişi heyeti rapor içeriğine göre;
A- Mali değerlendirme neticesinde;
Davacı şirketin talimat ile incelenen ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, T .T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiği,
Davalı şirketinin ticari defter kayıtlarının incelemesi hususunda; davalı taraflara TK.35.maddeye göre; tensip zaptı, dava dilekçesi tebliğ edilmiş olduğu, ancak davalı tarafların davaya katılmadığı, cevap dilekçesi sunmadığı, bu nedenle ticari defter ve belgeleri incelenemediği,
Davacı şirketin kendi defterlerinde —- tutarında,——— alacağının kayıtlı olduğu, dosya kapsamında davacı vekilinin sunmuş olduğu ve raporun 4.b.2 bölümünde incelenen mutabakat mektuplarında “…15.10.2018 tarihi itibariyle davacı şirketin 128.269,57 TL tutarında—–bulunduğu hususunda mutabakata varıldığı, bu belge altında —–temsilcisi olarak—– imzasının bulunduğu,
17.10.2018 tarihli “Müşteri Mutabakat Mektubu” başlıklı düzenlenen belgede ise 15.10.2018 tarihi itibariyle davacı şirketin —– tutarında ——– alacağının olduğu hususunda mutabakata varıldığı, belgede temsilci —– isim imzasının yer aldığı, mutabakat mektubu tarihinden sonra davacı şirket hesabına 70.000 TL tutarında ödemeler yapıldığı, bu durumda ——— tutarında—— alacağının bulunduğu,
Tespit edilen bu alacakların davalı —- ödeneceği ile ilgili olarak 19.12.2018 tarihli belge düzenlendiği, dosya kapsamında yer alan bu belgede de davalı —temsilen —— isim imza bilgisinin bulunduğu görüldüğü,
B.Ticaret mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında;
Detayları yukarıda açıklandığı üzere, iki numaralı davalı ——- sahibi olduğu ve bazı hissedarların her iki şirketin de yönetim kurulunda yer aldığı ayrıca her iki şirkette de pay sahibi olduğu, dahası her iki şirketin de faaliyet alanlarının benzer olduğu, bununla birlikte şirketin başka hissedarlarının da olduğu, dolayısıyla her iki şirketin tek ve aynı olduğunun söylenemeyeceği, özellikle —–sermaye payının üçüncü bir kişiye —— ait olması ancak ———- kişilere ait olması karşısında, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını sağlayacak düzeyde güçlü bir organik bağın varlığından söz edilemeyeceği kanısına varıldığı,
C.Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında: Dosya kapsamının ve mali incelemenin değerlendirilmesi neticesinde davacı şirket ile davalılardan ——-arasında ticari ilişkinin bulunduğunun anlaşıldığı, davacı ile davalı —— arasında acentelik ilişkisinin olduğu kabul edilecek olursa TTK m. 102(2) hükmüne göre “Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere Türk Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır”; davanın alacak davası olduğu anlaşılmakla birlikte alacak iddiası bakımından TBK’nın da uygulama alanı bulabileceği; mali inceleme neticesinde ve davacının da dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacı şirkete, bu ticari ilişkinin tarafı olmayan kişi tarafından ödeme yapıldığı, Türk borçlar hukukunda “şahsen ifa zorunluluğunun olmaması” nedeniyle TBK m. 83 “Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir hükmü gereğince davacının sözleşmesel-ticari ilişkisinin bulunmadığı bir başka gerçek veya tüzel kişi tarafından borcun, geçerli olarak ifa edilebileceği; başkası tarafından davacı şirkete yapılmış ödemelerin, davacı şirket ile davalılardan——alacağı ödeme nispetinde sona erdirdiği, ödemelerin TBK m. 83 hükmüne göre geçerli olduğu, eğer Sayın Mahkemece eksik ödeme iddiası bakımından mali incelemede yer verilen ayrıntılı değerlendirmeler ile dosya kapsamında HMK m. 194(1) hükmünce davacı şirketin dayandığı vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırdığı kabul edilecek olursa alacak hakkının bulunduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içerikleri değerlendirildiğinde; davacı ile davalı ——- arasında davacının seyahat acentesi olduğu şeklinde ticari ilişkiden kaynaklı komisyon ödemelerine dayalı alacak talebinde bulunulduğu, davalı —– davalı —–arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle ve alacaktan bu firmanın sorumlu olduğu iddiasıyla —– de davalı olarak gösterildiği, öncelikle sorumluluk açısından bakıldığında bilirkişi raporunda belirtildiği üzere her iki şirketin tek ve aynı olduğunun söylenemeyeceği, özellikle —– sermaye payının üçüncü bir kişiye—- olması,—- de bir kısmının—– üçüncü kişilere ait olması karşısında, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını sağlayacak düzeyde güçlü bir organik bağın varlığından söz edilemeyeceğinden davacının iddia ettiği alacaktan davalı—— sorumlu tutulamayacağı kanaatiyle bu firma aleyhine açılan davanın esastan reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı —— açısından değerlendirmede; davacının dayandığı mutabakat mektuplarındaki imzaların aidiyeti hususunda davalılara ayrı ayrı isticvap davetiyesi tebliğ edildiği ancak gelen olmadığı, —- müzekkere cevabında —— mutabakat mektuplarının altında imzası olan —-davalı —— ekim ayı çalışan bordrosunda adının yazılı olduğu, davacı ile davalı —– arasında ticari ilişkinin bulunduğu hususunun ispatlanmış sayıldığı, davalılara gönderilen defter inceleme günü bildirir tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak defterleri sunmadıkları, 7251 sayılı kanun ile değişik HMK 222. Madde kapsamında gerekli ihtarların yapıldığı, davacı defterlerine göre —–yapılan uçak bileti faturaları borç kayıtlarına istinaden davacı şirketin 128.269,57.-TL. tutarında—– alacağının olduğu, —– adına yapılan uçak bileti faturaları borç kayıtlarına istinaden davacı şirketin 18.391,44.-TL (mutabakat mektubu tarihinden sonra davacı şirket hesabına 70.000 TL tutarında ödemeler yapılması sonucu —— alacağının olduğu bu haliyle toplamda davacının davalı —– alacağının bulunduğunun ispatlandığı, başkası tarafından davacı şirkete yapılmış ödemelerin, davacı şirket ile davalılardan—– arasındaki alacağı ödeme nispetinde sona erdirdiği, ödemelerin TBK m. 83 hükmüne göre geçerli olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı —–aleyhine açılan davanın kabulü ile; 146.661,01 TL nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline,
-Davalı ——- aleyhine açılan davanın esastan reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 10.018,41 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 2.504,61 TL peşin harcın mahsubu ile 7.513,80 TL bakiye harcının davalı —– tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.504,61 TL peşin harcın davalı —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 397,70 TL tebligat-müzekkere gideri, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 4.965,50 TL yargılama giderinin davalı —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.999,15 TL nispi vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalı —— tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023