Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/461 E. 2022/728 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/461 Esas
KARAR NO : 2022/728

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin birçok ulusal markalara —– kendi özmal ve kiralık araçları ile taşıma hizmeti sunduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketin taşıma hizmeti vermiş olduğu firmalarda çalıştığını, dava dışı —– müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, 30.09.2019 tarihli faturaya istinaden ödeme yapılması gerekirken müvekkili şirket tarafından —- plakalı aracın eylül ayı hakediş ödemesi” açıklamalı olarak 08.11.2019 tarihinde sehven davalı yana ödeme yapıldığını, davalı yana sehven ödenen 7.319,74 TL tutarın müvekkili şirkete iade edilmemesi sebebiyle davalı yan aleyhine icra takibi başlatılmış ve davalı yanca haksız olarak icra takibine de itiraz edildiğini, davalının haksız olarak yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde; kamyonunun olduğunu, davacıların yanında çalıştığını, işten ayrıldığını, kamyonunu satığını, 1 aylık maaşı olan 4.000,00 TL küsürü içeride tuttuklarını, 1 kamyonu daha olduğunu, her iki kamyonunu da sattığını, alacağının 7.000,00 TL’sinin hesabına yatırdıklarını, 1 hafta sonra —–Yetkililerinin bu paranın iadesini istediklerini, bu bakımdan davaya itiraz ettiğini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fazla yapılan ödeme iddiasına ilişkin sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davasıdır.Uyuşmazlık; Davacı tarafından davalıya —-plakalı aracın Eylül ayı hakediş ödemesi ” açıklamalı sehven bir ödeme yapılıp yapılmadığı, bu ödeme konusu olan 7.319,74 TL’nin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, bu alacağa ilişkin itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususundadır.Öncelikli olarak dava şartlarından olan görev yönünden inceleme yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) —- ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davacının tacir olmasına karşın, davalı tarafın tacir olduğuna dair bir iddia ve delil de olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması, davaya genel Asliye Hukuk mahkemesinde bakılması gerekmesi nedeniyle mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin —- Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli —-ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.