Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/460 E. 2022/522 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/460 Esas
KARAR NO: 2022/522
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, — tarihinde — müvekkili —-yolcu olarak içerisinde bulunduğu davaya konu —- seyir halindeyken ; — poliçe numarası ile davalı —- sigorta edilen ve sigortalısı davalı —-aracı kullanan ve şoför olan ——- davalı —– bir başka araca çarpması nedeniyle meydana gelen kazada müvekkilinin bacaklarından ağır yaralandığını ve tedavi gördüğünü, kaza nedeniyle —- geçici iş göremediğini ancak müvekkilinin ——- olduğu için buna dair hastanelerden rapor alamadığını, kaza öncesinde, müvekkilinin gündelikçi olarak ev ve iş yeri temizlik işi yapmakta olup günlük ortalama—- olmak üzere aylık ortalama —- kazandığını, ancak kaza sonrasında maluliyet nedeniyle müvekkilinin halen çalışamadığını, müvekkilinin talep ettiği muaccel maddi ve manevi tazminat / alacak kapsamında, davalılar —- halen adına kayıtlı olan araç ve gayrimenkuller ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine —-sınırlı kalmak kaydıyla İhtiyati Haciz Konulmasına karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla,— tedavi ve sağlık giderleri — bakıcı gideri —- geçici iş göremezlik bedeli—- sürekli iş göremezlik / iş gücü kaybı / maluliyet bedeli olmak üzere şimdilik toplam —- maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini ve tahsili istemi ile—- manevi tazminatın davalılar —–müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle, sigorta poliçesinin müvekkili —- adına düzenlenmiş ise de şoför olan diğer davalı —- kiralama yolu ile söz konusu kazaya karışan —– kullanan kişi olduğunu, anılan davalının şekli olarak işleten olarak gözükse de aracı kullanan, onun üzerinde fiili hakimiyeti bulunan, ekonomik olarak ondan yararlanan ve bu durumun süreklilik arz ettiği kişi şoför —– olduğunu, eğer olayda olduğu gibi ilgili aracın uzun süre için kiraya verilmesi durumunda şekli olarak işleten gözüken davalının, işleten sıfatını kaybettiğini, bu sebeple söz konusu kazadan dolayı davacının bir zararı olmuş olsa bile müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ayrıca kural olarak —- bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmayıp — raporuna itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle —- yaptırılması gerektiğini, davacının söz konusu kaza sebebiyle —- müvekkilinin iddia olunan maddi zararlardan sorumluluğu olmadığı gibi aynı gerekçelerle manevi tazminattan da sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, —- tahdidi olarak sayılan belgelerin eksiksiz bir şekilde müvekkili şirkete iletilmediğinden yapılan başvurunun öncelikle usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin dava sahibine tazminat ödemesi gerektiği kanaatine varılması halinde tazminat miktarının, —– benimsenen ——teknik faiz kullanılarak hesaplanması gerektiğini, dava konusu olayda müterafik kusur durumu araştırılması gerektiğini de belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklı tazminat isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Davacı vekili tarafından verilen —- tarihli dilekçe ile; davalı sigorta şirketi —- maddi tazminat talepleri—– yönünden anlaşma sağlanarak davaya konu edilen maddi tazminata dair tüm zararların karşılandığını, maddi tazminat talebi nedeniyle, sadece davalı sigorta şirketi —- yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin mevcut olmadığını, diğer davalıların iş bu maddi tazminat davasının açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle davalılar —- yönünden vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili davalının işletenlik sıfatının olmadığını zira davalı —— işletenlik sıfatına haiz olduğunu ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispata elverişli kira sözleşmesi vd. belge bilgi sunmadığından bu iddiası dinlenmemiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum —-duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— — gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ——
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde manevi tazminatın takdirinde esas olacak sosyal ekonomik durum araştırmasına ilişkin kolluk raporu, maluliyete ilişkin rapor ve tedavi evrakları bulunmaktadır. Davacının kaza nedeniyle duymuş olduğu acı ve elemin belirlenmesine dair anılan hususlar dışında delil bulunmayışı, engel oranı, kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, davacının araçta yolcu oluşu, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca manevi tazminat miktarı tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde takdir olunmuştur.Davacı tarafça maddi tazminat davasının konusuz kaldığı, davalı sigorta şirketi ile sulh olunduğu bildirilerek davalı sigorta şirketinden vekalet ücreti ile yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı ancak davalılar —- ücreti taleplerinin bulunduğu ileri sürülmüş ise de işbu davada tüm davalılar arasında müşterek -müteselsil sorumluluk bulunduğundan dava tam kabul olsaydı da davalılar aleyhine tek bir vekalet ücretine hükmedilecek olması nedeniyle davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminata ilişkin davası konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE; — tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Karar harcı —– müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 41,90 yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%66 kabul) 27,53 TL’sinin davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Dosya Adli Yardım talepli olduğundan sarfedilen 279,00 TL tebligat giderinin 183,28 TL’sinin davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, kalan 95,72 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılardavan —- manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya ödenmesine,
9-Davacı tarafın maddi tazminat davası açısından davalılar —– talep ettiği vekalet ücreti talebinin reddine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —- Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile Davalı ——vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022