Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2023/64 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/457 Esas
KARAR NO: 2023/64
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/07/2021
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, ——-isimli şahıs şirketinin sahibi davalı —– muhtelif tarihlerde mürekkep satışı yapıldığını ve satılan mürekkeplerin gönderilerek teslim edildiğini, teslim edilen mallara karşılık fatura kesilerek davalıya gönderildiğini, davalının kesilen faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını ve bu faturalara karşılık müvekkiline 4.09.2019 tarihinde 4.356,11 TL, 11.10.2019 tarihinde 4.355,97 TL, 18.12.2019 tarihinde 5.000,00 TL, 27.01.2020 tarihinde 5.000,00 TL, 17.03.2020 tarihinde 4.450,35 TL ödeme yaptığını 4.09.2019 tarihinde 4.356,11 TL, 11.10.2019 tarihinde 4.355,97 TL, 18.12.2019 tarihinde 5.000,00 TL, 27.01.2020 tarihinde 5.000,00 TL, 17.03.2020 tarihinde 4.450,35 TL ödeme yaptığını 24.676,69 TL bakiye borcu kaldığını davalının kalan borcu ödememesi üzerine ——– sayılı dosyası ile 29.03.2021 tarihinde icra takibi yapıldığını ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı ilamsız takip başlattığı ödeme emrinin borçluya 02/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği borçlunun süresinde (07/04/2021) tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu itiraz dilekçesinin ise alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşıldı.
—– müzekkere yazılarak davalının faturalara ilişkin —- formları istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.
——– müzekkere yazılarak davacının faturalara ilişkin —– formları istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davacının defterlerinin usule uygun tutulduğunu lehe delil vasfında olduğunu davacının davalı yandan 24.676,69 TL alacağı olduğunu beyan etmiştir. Akabinde davalı yanın defterlerinin incelenmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu lehe delil vasfında olduğunu davalının defterlerinden yapılan incelemede davacıya borcu olmadığını beyan etmiştir. Ayrıca bilirkişi taraf defterlerindeki farklılıkların sebebini de yine işbu raporunda açıklamıştır.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK.’nun 67/1. maddesine göre, alacaklı itirazın iptali davasını, itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Buradaki bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (tefhim v.s) öngörülmemiştir. Yine ——-sayılı kararında da; İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının tabi olduğu bir yıllık hak düşürücü sürenin, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiğini, açık kanunî düzenlemeye göre dava açma süresinin itirazın tebliği ile başlayacağını, İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceğini, belirtmiştir.
Somut olayda 07/04/2021 tarihli itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve yasal deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı yan davalı taraftan faturaya dayalı alacağı olduğunu iddia etmiş davalı taraf ise sözlü ve yazıla beyanları ile davacı tarafın teslim ettiği malların ayıplı olduğunu bu nedenle faturalara itiraz ettiğini beyan etmiştir. Tarafların defterleri üzerinde yapılan inceleme yapıldığında davacı defterlerinde açıkça kayıtlı olan faturaların davalı defterlerinde bir kısmının kaydedildiği bir kısmının ise peşin ödeme olarak kaydedildiği bu nedenle taraf defterlerinde farklılık olduğu anlaşılmıştır. Defter kayıtları ve beyanlar ile davalı taraf aradaki ilişkiyi kabul etmiştir, burada tartışılması gereken husus malların ayıplı teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Faturaları defterine kaydeden davalı taraf bu malların ayıplı olduğunu ispatla yükümlü olup davalı taraf dosyaya malların ayıplı olduğuna ilişkin bir delil sunmadığı gibi işbu ayıplı malların satıcıya iade edildiğine ya da ayıp ihbarında bulunduğuna dair herhangi bir delil sunmamıştır. Yine davalı defterlerinde faturalar peşin ödemeli olarak kaydedilmiş ise de davalı yan bu ödemelerin ne şekilde yapıldığına ilişkin bir açıklama getirmemiştir. Bu nedenle mahkememizce bilirkişi raporları da dikkate alınarak davacının davalıdan 24.676,69 TL alacağı olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan davacı taraf takipte işlenmiş faiz talep etmiş ise de davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil olmadığından faiz yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ——
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile;
1-Davalının —— sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 24.676,69 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.685,66 TL harçtan peşin alınan 344,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.341,27 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 344,39 TL peşin harç toplamı: 403,69 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %13,46 ve kabul %86,54 oranına göre hesaplanan 1.171,41 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ——- Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.142,33 TL’sinin davalıdan, 177,65 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023