Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/760 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/442 Esas
KARAR NO : 2022/760

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——–Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı——- ile —–) satışı için, 31/07/2018 tarihli Satış Protokolü tanzim ettiğini, davacı —- yetkilisi olduğu diğer davacı ——- hesabından , 31/07/2018 tarihli satış protokülünde belirlenen ve protokole istinaden, 100.000,00.-TL kaporayı davalıya gönderdiğini, işbu satış protolü geçerlilik kazandığını, ancak kapora yatırıldığı tarihten bugüne kadar, söz konusu taşınmazlara ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığını, sözleşmenin hükümsüz kaldığını, davalı taraf sözleşmedeki sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacılar tarafından kendisine gönderilen kapora parasını yukarıda bahsi geçen ihtarname sonrasında da iade etmediğini, davacı—— ile davalı arasında düzenlenen ——- mahallesinde,——) satışı için, 31/07/2018 tarihli satış protokolü; davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve davalıya ve diğer muhattaplara gönderilen ihtarname ile hükümsüz kaldığını, bu sözleşme uyarınca davalıya ödenen toplam 100.000,00.-tl (sözleşme şartı) kapora bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, Dava konusu taraflar arasında ticari bir ilişki bulunamadığını, Davalılardan —– hesabından müvekkil hesabına gönderilen para davalı şirketin ticari iş veya işletmesi olması sebebiyle gönderilmediğini, Davalı yan da bu hususu dilekçesinde açıkça belirttiğini, Davalının tacir olmadığını, dava konusu ticari iş olmadığından Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmediğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu alacak taraflar arasındaki gayrimenkul satış sözleşmesinden değil sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bir alacak olduğunu, davacıların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edebilecekleri dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: taraflar ——- arasında 31/07/2018 tarihli satış protokolü yapıldığı, bu kapsamda davacı tarafından 100.000,00 TL kapora bedelinin davalıya gönderildiği hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık bu bedelin davacılara iadesi gerekip gerekmediği hususundadır.
Öncelikli olarak dava şartları yönünden inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile —— ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davalı tarafın tacir olduğuna dair bir iddia ve delil olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle, mahkememizin görevli bulunmadığı, davanın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin ——Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli ——ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.