Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/428 E. 2023/225 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/428 Esas
KARAR NO: 2023/225
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ: 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline borcunu ödememesi nedeniyle müvekkilinin alacağın tahsili amacıyla —— tarihinde —- sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek davalının——– Sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli borçlunun % 20 den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
—— Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine—— tarihinde —-alacak üzerinden takip başlattığı ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ olduğu borçlunun ——- tarihinde borca itiraz ettiği itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında var olduğu iddia edilen ticari ilişki nedeniyle düzenlenen faturalara dayanılarak davalı aleyhine ———- sayılı takip dosyasında icra takibine başlanılmış, davalı vekilince süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur.
İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiğinden, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Yasal düzenlemeler karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalının yerleşim yeri Biga olup, davacının muamele merkezinin de İstanbul’da olduğu taraflar arasında sözleşmenin olup olmadığı tartışmalı olduğu anlaşılmakla icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Takibe konu faturalara ilişkin tarafların ——- istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı yanın defter ve kayıtlarının incelenmesi için —— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup talimat mahkemesince alınan raporda özetle; davalının ticari defterlerini incelenemediğini bu nedenle rapor tanzim edilemediğini beyan etmiştir.
Davacı ticari defter ve kayıtlarını incelemek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davacının —– yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacının davalıdan (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari ilişkisinden hareketle) 43.333.11 kadar alacaklı olduğu yine davalı Şirketin Davacı Şirketten satın aldığı Mal/Hizmet faturaları ilgili 2020 yılı Aralık ayında 1 adet Belge karşılığı (Fatura) KDV Hariç 5.480 TL, 2021 Yılı Ocak Ayında 1 adet belge (fatura) karşılığı KDV Hariç 43.100 TL tutarı, Mart Ayında 1 adet belge (fatura) karşılığı 8.481 TL tutarı karşılığı mal /hizmet alımı faturasını ilgili vergi dairesine —— beyan ettiğini belirtmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla ———dosyasında takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve yasal deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı aleyhine faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlattığı davalının işbu takibe itiraz ettiği takibe dayanak faturaların davacı defterlerine işlenmiş olduğu davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil mahiyetinde olduğu yine takip konusu faturanın davalı tarafın ——– bildirildiği anlaşılmakla alçağın varlığı sabit olup davalı tarafça işbu borcun ödendiği ispatlanmadığından davacının davasında haklı olduğu kabul edilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———-
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının ——— sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.960,08 TL karar ve ilam harcından 523,36 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 2.436,72 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan4 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 523,36 TL peşin harcı toplamı:582,66 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.485,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ———- Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023