Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C
. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/415 Esas
KARAR NO: 2023/961
ESAS DAVA (——Esas)
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/06/2021
BİRLEŞEN DAVA( —– Esas)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2021
KARAR TARİHİ:28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
—- tarihinde asıl işveren —– ait ürünlerin ——aracılığı ile davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirketin iş yoğunluğu sebebiyle üçüncü kişi/dava dışı ——teslim alınan 1.2379 soğuk iş takım çeliği malzemeden 3 kademeli uzatma topu isimli 9 adet malzeme ——–işleme tabii tutulmak üzere davalı firmaya teslim edildiğini, akabinde davalı firma tarafından uygulanan ———–işlem neticesi iade alınan malzemelerin tekraren dava dışı firmaya teslim edildiği ve bedelinin tahsil edildiği, ancak dava dışı üçüncü kişi ——– davacıya e-mail yoluyla gönderdiği ayıp ihbarında; ————- tabii tutulan malzemelerin makineye takılır takılmaz kırıldığı, çelikleri aldıkları ——- kırılan malzemelerin incelettiklerini ve düşük maneviş kaynaklı olabileceği kendilerine bildirdiklerini, fason imalat yapan davalı—– ile irtibat kurduklarını, davalı firma yetkilisi ———–kırılan malzemeleri tazmin edebileceğini hatta firmamızı ziyaret edebileceğini beyan etmesine rağmen imalatı yapan davalı firma ile daha sonra irtibata geçemediklerini bu sebeple bizzat muhatap firma olarak müvekkil şirketten 32.000,00 TL zararlarının tazminini talep ettiklerini, 7 gün içerisinde işbu zararın giderilmemesi halinde yasal yollara müracaat edileceği” konusunda ihtarda bulunduğunu, üçüncü kişi firmanın davacı şirketi gerek e-mail yoluyla gerek sözlü olarak yasal tazyikte bulunmasından mütevellit davacı şirket tarafından e-mail yolu ile kendisine bildirilen ayıp ihbarını içerir ve zararın tazmini talebine havi konularda davalı firmaya ———-numaralı ihtarı gönderildiğini, ihtarda kısaca; dava dışı firmaya yapılan malzemenin ayıplı olarak imal edildiğinin taraflarınca da ikrar edildiği ancak geçen süre zarfında zararın giderilmemesi sebebiyle davacı şirketin mağdur olduğu bu sebeple ayıplı imalattan kaynaklı zararın 7 gün içerisinde giderilmesi hususu ihtaren bildirildiğini, davalı firma tarafından hiçbir şekilde olumlu dönüş olmaması üzerine, davacı şirket ticari itibarı ve aynı piyasa içerisindeki portföyündeki diğer müşterilerinde olumsuz kanaat oluşmaması için dava dışı üçüncü firmanın e-posta ile gönderdiği ihtarnamesinde belirttiği 32.000,00 TL’lik zarar davacı şirket tarafından 27.05.2021 tarihinde kendisine malzemeleri teslim eden —– hesabına havale suretiyle ödendiğini, havale alıcısı —-tarafından alınan 32.000,00 TL tutarlık miktar aynı günlü işlemle dava dışı üçüncü firma ———- havalesi gerçekleştirildiğini ve dava dışı firmanın zararının tanzim edildiğini, davacının kusuru olmaksızın ayıplı imalattan kaynaklı tazminatı ödemesi sebebiyle asıl kusurlu davalıya huzurdaki davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, arz edilen sebeplerle davanın kabulü suretiyle davacı şirket tarafından davalı firmanın kusurundan kaynaklı haksız ve mesnetsiz olarak ödenen 32.000,00 TL’nin rücuen tazminat olarak davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiliyle davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,
Dosya kapsamında davalı aleyhine ayıplı imalattan kaynaklı olarak 32.000 TL’nin tahsili talebiyle dava açılmış olduğunu, açılan dava esas ve usul yönünde açık hatalar içerdiğinden hukuken kabulü mümkün olmadığını, davacı şirketin, —- ait ürünleri ——- davalı şirkete 16.03.2020 tarihinde teslim ettiğini iddia ettiği, davacı 3 kademeli uzatma topu isimli 9 adet malzemeyi ———işlem yaptırmak üzere davacı firmaya teslim ettiğini söylemişse de bu hususun doğru olmadığını, davacının belirttiği teslimin bu şekilde gerçekleşmediğini, davacı bu malzemenin iddia ettiği gibi teslim edildiğine dair herhangi bir belge, irsaliye sunamadığını, davalı firma tarafından yapılan malzeme alımları irsaliye karşılığında yapıldığını, bu nedenle davacının yazılı belge sunarak iddiasını ispat etmesi gerektiğini, dava dışı ——tarafından gönderilen e-posta davalıya değil davacı şirkete gönderildiğini, davacının dilekçesinde —-yevmiye numaralı ihtarnamesinde “ayıplı mal imalat ile oluşan zarar ve zararın bir an giderilmesi hususları tarafınıza şifahi olarak bildirilmiş…” şeklindeki kabulünden de anlaşılacağı üzere iddia edilen ayıp ihbarı TTK 18/3 e göre usule uygun olarak yapılmadığını, davacı tarafından davaya konu edilen malların ayıplı olarak işlem gördüğü iddia edildiğini, ancak dosyaya sunulan belge ve delillerden anlaşılacağı üzere davaya konu malların ayıplı olarak işlem gördüğüne dair herhangi bir belge ya da tespit bulunmadığını,——– firmadan gönderilen malların ayıplı olduğuna dair belgenin ise öncelikle davalıya gönderildiği iddia edilen malzeme olup olmadığı hususunda bir netliğin bulunmadığını, zira incelenen malların nerede olduğu, hangi yöntemle incelendiği, inceleyenin yeterli teknik donanım ve bilgiye sahip olup olmadığını, yine incelenen malların davaya konu olup kendilerine teslim edildiği iddia edilen mallar olduğu hususunda bir bulgu ve belgenin olmadığını, davacı aleyhine ———— sayılı dosyasında 20.01.2021 tarihinde bakiye alacak icra takibi başlatıldığını, bu takip ödeme emri 04.02.2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, davacı tarafın 11.02.2021 tarihinde borca itiraz ederek takibi durduğunu, davacının icra takibini durdurduktan sonra bu davaya konu edilen ayıpla ilgili ihtarname çekerek taraflarına bildirimde bulunduğunu, davacı kendisi hakkında başlatılan ——- dosyasına karşılık vermek saikiyle iş bu davayı ikame ettiğini, kanunun açık hükmü ve —— ——-, taraflarına davaya konu malın teslim edildiğine dair iddia dışında delilin olmaması, yasal sürede ayıp ihbarının yapılmaması, ihbarın kanuni şekle uygun olarak yapılmaması, malın ayıplı olduğuna dair delilin bulunmaması ve yine ihtarnamenin gerçek duruma aykırı olarak gönderilmesi hususları dikkate alındığında haksız olan davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA İDDİA
:Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket tarafından cari hesap alacağı nedeniyle borçlu ——— aleyhine — —– sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ve 04.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 11.02.2021 tarihinde borca itiraz edildiği, davacının, davalı ———- şirketinden cari alacağı bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından davalıya borcu ödemesi için başvurulmuşsa da herhangi bir sonuç alınamadığı, davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen mutabakat mektubunda görüleceği üzere bakiye alacağının mevcut olduğu, davalı şirket ile süregelen görüşmelerde herhangi bir sonuç elde edilemediği, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, borçlunun —– dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız şekilde yapılan itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA
:Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde;
Huzurdaki itirazın iptali davasının davacısı aleyhine taraflarınca ———sayılı dava dosyasından ayıplı imalattan kaynaklı zararların giderilmesi noktasında tazminat davası açıldığı, dava dosyasının,——- dava dosyasında birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, 16.03.2020 tarihinde asıl işveren —- ait ürünlerin ———aracılığı ile davalı şirkete teslim edildiği, davalı şirketin iş yoğunluğu sebebiyle üçüncü kişi/dava dışı —— teslim alınan 1.2379 soğuk iş takım çeliği malzemeden 3 kademeli uzatma topu isimli 9 adet malzeme ——-işleme tabii tutulmak üzere davacı şirkete teslim edildiği, akabinde davacı firma tarafından uygulanan ————-işlem neticesi iade alınan malzemeler davalı şirket tarafından tekraren dava dışı ———-şirketine teslim edilmiş ve ———-işlem uygulanması bedeli işbu firmada tahsil edildiği, ancak dava dışı üçüncü kişi ——- davalıya e-mail yoluyla gönderdiği ayıp ihbarında; ——- işleme tabi tutulan malzemelerin makineye takılır takılmaz kırıldığı, çelikleri aldıkları ——– kırılan malzemelerin incelettiklerini ve düşük maneviş kaynaklı olabileceği kendilerine bildirdiklerini, fason imalat yapan davalı —– kurduklarını, davalı firma yetkilisi———kırılan malzemeleri tazmin edebileceğini hatta firmamızı ziyaret edebileceğini beyan etmesine rağmen imalatı yapan davalı firma ile daha sonra irtibata geçemediklerini bu sebeple bizzat muhatap firma olarak müvekkil şirketten 32.000,00 TL zararlarının tazminini talep ettiklerini, 7 gün içerisinde işbu zararın giderilmemesi halinde yasal yollara müracaat edileceği” konusunda ihtarda bulunulduğu, 3.kişi firmanın davalı şirketi gerek e-mail yoluyla gerek sözlü olarak yasal tazyikte bulunmasından mütevellit davalı şirket tarafından e-mail yolu ile kendisine bildirilen ayıp ihbarını içerir ve zararın tazmini talebine havi konularda davacı firmaya ———– numaralı ihtarı gönderildiği, ihtarda; dava dışı firmaya yapılan malzemenin ayıplı olarak imal edildiğinin taraflarınca da ikrar edildiği ancak geçen süre zarfında zararın giderilmemesi sebebiyle davalı şirketin mağdur olduğu bu sebeple ayıplı imalattan kaynaklı zararın 7 gün içerisinde giderilmesi hususu huzurda ki davanın davacısına ihtaren bildirildiği, davacı firma tarafından hiçbir şekilde olumlu dönüş olmaması üzerine, davalı şirket ticari itibarı ve aynı piyasa içerisindeki portföyündeki diğer müşterilerinde olumsuz kanaat oluşmaması için dava dışı üçüncü firmanın—— gönderdiği ihtarnamesinde belirttiği 32.000,00 TL’lik zarar davalı şirket tarafından 27.05.2021 tarihinde kendisine malzemeleri teslim eden —-havale suretiyle ödendiği, havale alıcısı —– tarafından alınan 32.000,00 TL tutarlık miktar aynı günlü işlemle dava dışı üçüncü firma ——havalesinin gerçekleştirildiği ve dava dışı firmanın zararı tanzim edildiği, davalı şirketin kusuru olmaksızın ayıplı imalattan kaynaklı tazminatı ödemesi sebebiyle asıl kusurlu davacıya karşı ———– dosyasında tazminat davası ikame edildiği, huzurda açılan dava dosyasının ———- esas dosyası ile birleştirilmesine, Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğu delilleri ile ispat edileceğinden davanın reddine, davacının %20 den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava, ayıplı hizmet nedeniyle oluşan zararın hak sahibine ödenmesi sonucu sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsiline, birleşen dava cari hesap ilişkisi kapsamında başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
——– takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —- tarihinde asıl alacak —– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 04/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, ayıplı imalat yapıldığının ileri sürüldüğü; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi ——— tarafından hazırlanan 27/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında süregelen ticari ilişki bulunduğu, davalı defter ve belgelerine göre davacının 31.12.2021 tarihi itibarı ile davacının 10.271,33.-TL borçlu olduğu, davalı defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde belgeleri ibraz edilebilen kayıtlar dikkate alındığında ise 31.12.2021 tarihi itibarı ile davacının 62.240,92.-TL borçlu olduğu, Davalı defter ve belgelerinin açılış ve kapanış tasdikleri kanuni sürelerinde yapılmış olmalarına rağmen Defter-i Kebir ve Envanter Defterlerinde kayıt tespit edilemediğinden ticari defterlerinin birbirlerini doğruladıklarının tespiti yapılamadığından sahibi (davalı) lehine delil olarak değerlendirilemeyecekleri bildirilmiştir.
Bilirkişi ———- tarihli rapor içeriğine göre; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, asıl dava davacısı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, Mahkemece bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Asıl dava davacısı, ———– incelenen —–yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının süresinde yapıldığı, T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, —– ticari —— dışında olması sebebiyle talimat ile görevlendirilecek bilirkişi tarafından ticari defter ve kayıtlarının incelenebileceğini,Asıl Dava Yönünden: Asıl dava davacısı——– iddia etmiş olduğu kusurlu mal teslimine ilişkin teknik incelemenin —- Bilirkişi —– tarafından gerçekleştirilecek inceleme neticesinde değerlendirileceği,Birleşen Dava Yönünden; Birleşen dava davacısı ———- dosyasında cari hesap bakiyesi alacağının tahsili talebinde bulunulduğu, Mahkemenin vermiş olduğu görev ve yetki ile raporun —– bölümünde incelenen asıl dava davacısı ——–kendi ticari defter kayıtlarında birleşen dava davacısı ———- tutarında borçlu gözüktüğü, raporun ——–bölümünde her iki tarafın karşılaştırmalı olarak incelenen —-bildirim formlarında; —- yılında 15 adet fatura karşılığı ——– tutarında “alım”, “satım” bildiriminde bulundukları, tarafların işbu bildirimlerinde herhangi bir uyumsuzluk bulunmadığı, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, tüm bu hususlar çerçevesinde; asıl dava davacısı şirketin takip konusu 18.182,55 TL tutarındaki alacak talebine ilişkin hukuki değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğunun değerlendirildiğini, ———-dosyasındaki icra ilamında takip öncesi için faiz talebinde bulunmadığından, taleple bağlılık kuralı gereği bu hususa ilişkin ilave bir değerlendirme yapılmadığını, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında faiz talep edebileceği değerlendirildiğini, Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı tespit edilmiştir.Davacı———- vekiline ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde inceleme yapılması için ürünler hakkında bilgi sunulması için süre verilmiş, 19/08/2022 tarihli beyan dilekçesi ile ürünlerin bulunduğu yer ve yetkili kişi bilgisi verilmiş, bu doğrultuda asıl dava konusu ürünler üzerinde inceleme yapılması hususunda bilirkişi görevlendirilmiş, bilirkişi ——–tarihli bilirkişi raporunda özetle; çeliği çelik yapan çeliğe uygulanan ————işlemle olacağını, yapılan ——-işlem doğru uygulanmazsa çeliğin normal demirden farkı olmayacağını, davaya konu 3 kademeli uzatma topu olan 1,2379 soğuk iş takım çeliklerinin sertlik değerinin —– şeklinde olduğu tespit edilmiş ki bu sertlik değeri ——- arasında yapılan meneviş işlemi ile sağlanabileceğini, yerinde inceleme sırasında dava dışı —— tarafından sertleştirme ———–işlemi 3 kademeli uzatma topunun sertlik değerinin ——- olarak ————–işlem yapılması gerektiğinin söylendiği, bu sertlik değerlerinde çeliğin uzun ömürlü çalışabilmesi için en az 3 meneviş işlemini uygun süre (en az 20 mm kalınlık için bir saat)ile yapılması gerektiğini, davaya konu çeliklere yapılan ——— uygulamaları hakkında bilgi olmadığının görüldüğü, “Dava dışı üçüncü kişi ——— Müvekkile e-mail yoluyla gönderdiği ayıp ihbarında;—–tabii tutulan malzemelerin makineye takılır takılmaz kırıldığı, çelikleri aldıkları ———- firmasında kırılan malzemelerin incelettiklerini ve düşük maneviş kaynaklı olabileceği kendilerine bildirdiklerini, — mail ile bildirilen düşük meneviş kaynaklı olabileceği bilgisi yukarıda verilen tabloda ———-derece ile ulaşılabilir olduğunun görüleceğini, dava konusu çeliğe yapılmış olan kim tarafından yapılmış olduğuna dair dosya içerisinde belge olmadığını, davalı vekili dava konusu malzemelerin ————-işlemleri müvekkili tarafından yapılmadığını söylediğini, bu konuda dava dışı kullanıcı ————-tarafından gönderilmiş olan ”Görüşmeler sonrasında ——- firması sahibi —– beyle irtibata geçtik ———bey kırılan malzemeleri tanzim edeceğini hatta firmanızı ziyaret edeceğini beyan ettiğini, fakat irtibata geçmediğini, ————–işlemin nerede yapıldığına ait bu bilgiden ve——- tarihli hesap ekstresinde ————- hesap kodu ile hesap açıldığı, detayında 253 kg takım çeliği sertleştirme —–işlem yapılmış olduğu, başka malzemelere ait ——-yapılmış olduğu, davaya konu 1,2379 üç kademeli uzatma topu hakkında bilgi olmadığından yapılan ———–
işlemin yapıldığı yer hakkında kanaata varılamadığını, davaya konu 3 kademeli uzatma topu isimli malzemelerden ilk 2- 3 malzeme kullanım sırasında ayıplı olduğu fark edildikten sonra dava dışı malzemeyi kullanıcı ——- ayıp ihbarında bulunması gerektiği kanısına varıldığını, mahkemeye ait olmak üzere diğer 6 adet 3 kademeli uzatma topun ayıplı olmasında dava dışı kullanıcı —————– Sorumluluğu olduğu kanısına varıldığını, mahkemeye ait olmak üzere davacı ile davalı ——–işlem işi ile iştigal ettiklerinden, davacı ——-yapılmak üzere davalı————– vermiş olduğu malzemelerin yapılan ———işlem şartlarından, yapılan uygulamalardan ve çıkan sonuçları denetlemek, tetkik ederek malzemelerin nihai kullanıcına teslim etmekten sorumlu olduğu kanısına varıldığını, ayıp ihbarı dava dışı —–tarafından bila tarihinde davacı ——- soğuk iş takım çeliği malzemeden 3 kademeli uzatma topu isimli 9 adet malzeme ——–işlem yaptırmış bulunduğunu, bu malzemeler makineye takılır takılmaz kırılmıştır….) ayıp ihbarının yapılmış olduğunun görüldüğünü, dava dışı —– tarafından dava dışı —— dahil karşılığında fatura kesilmiş olduğunun görüldüğünü, —– tarihli hesap ekstresinde —– hesap kodu ile hesap açılmış, detayında 253 kg takım çeliği sertleştirme —– yapılmış olduğu, başka malzemelere ait —- detaylarının olduğu görüldüğünü, —- tarihli fatura detayında 253 kg takım çeliğine yapılmış olan——— ilgili çelik cinsi, şekil ve fotoğraf olarak belge olmadığının görüldüğünü, belirtilen tarihler üzerinden, ayıp ihbar bildiriminin süresinde ve usulüne uygun yapılıp yapılmadığı kararı mahkemeye ait olduğu kanısına varıldığını, mail üzerindeki bila tarihli ayıp ihbar tarihi ile 16.03.2020 tarihi arasında yaklaşık 13-14 aylık süre olduğundan ————bu süre içinde davaya konu malzemelerin kullanım süreleri hakkında bilgi olmadığından, hangi süre çalışma yapıldığı ile ilgili çatlamanın ne kadar çalışma süresi ile oluştuğu hakkında bilgi olmadığından davaya konu 1.2379 takım çeliklerinin ayıplı olup olmadığı sayın mahkemeye ait olduğu kanısına varıldığını, karar mahkemeye ait olmak üzere dava dışı ——- çatlayan-kırılan 2 veya 3 adet 3 kademeli uzatma topunun ayıp ihbarının yapılmaması nedeniyle kadri maruf olmadığı kanısına varıldığını, davacı şirket tarafından dava dışı ———— isimli firmaya ait olan, davalıya üç kademeli uzatma topu İsimli dokuz adet malzemenin ——-işlem için teslim edip etmediği, teslim edildi ise davalı tarafından yapılan işlemin ayıplı olup olmadığı ile ilgili dosya içerisinde belge olmadığı ve davacı veya davalı vekillerinden bu konu ile ilgili fatura, irsaliye, belge niteliğinde olan belgenin dosya içerisine sunulmasını talep edildiği halde belge olmadığının görüldüğünü, ancak taraflar arasında ticari işlem olduğunu gösteren —— tarihli hesap ekstresinde—— hesap kodu ile hesap açılmış olduğunun görüldüğü bildirilmiştir.Asıl davada davacı, davalıya işlem yapılması için 3. kişi firmaya ait malları teslim ettiğini ve davalının yapmış olduğu işi ve bu işin ayıplı olduğunu Türk Medeni Kanunu m:6 gereği dava dışı işleme tabi tutulduğu iddia edilen ürünlerin asıl sahibine zarar ödemesi olarak yapılan ödemenin rücuen tahsilini talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.Birleşen davada davacı, davalıya hizmet ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.Asıl dava açısından taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı tarafça üçüncü kişi ———- soğuk iş takım çeliği malzemeden 3 kademeli uzatma topu isimli 9 adet malzeme ——–işleme tabii tutulmak üzere davalı firmaya teslim edildiğini, akabinde davalı firma tarafından uygulanan ——–işlem neticesi iade alınan malzemelerin dava dışı firmaya teslim edildiği ve bedelinin tahsil edildiğini, ancak dava dışı üçüncü kişi —- davacıya e-mail yoluyla gönderdiği ayıp ihbarında ——-işleme tabii tutulan malzemelerin makineye takılır takılmaz kırıldığının ileri sürüldüğünü, bunun üzerine işlemi yapan davalı firmaya durumun ———- numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, davalı firma tarafından olumlu dönüş olmaması üzerine, davacı şirket ticari itibarı ve aynı piyasa içerisindeki portföyündeki diğer müşterilerinde olumsuz kanaat oluşmaması için dava dışı üçüncü firmanın e-posta ile gönderdiği ihtarnamesinde belirttiği 32.000,00 TL’lik zararın davacı şirket tarafından 27.05.2021 tarihinde kendisine malzemeleri teslim eden —- hesabına havale suretiyle ödendiğini, havale alıcısı —— tarafından alınan 32.000,00 TL tutarlık miktar aynı günlü işlemle dava dışı üçüncü firma ——- havalenin gerçekleştirildiğini ve dava dışı firmanın zararının tanzim edildiğini bildirerek bu olayda işlemi yapan davalı ——– firmasının sorumluluğu bulunduğundan üçüncü firmaya ödenen 32.000,00 TLnin rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı, ayıplı ürün/ işlem iddiasının incelenmesi sonucu düzenlenen raporda da belirtildiği üzere; davacının iddia ettiği şekilde ayıplı işlem yapıldığı iddia edilen ürünlerin davalıya teslimine dair belge bulunmadığı, ancak davalı ———- vekilinin birleşen davada sunduğu 21/02/2022 tarihli açıklama dilekçesinden teslim ve işlem yapıldığı hususunun kabul edildiği kanaatine varıldığı, yine davacı tarafça —– ilinde üçüncü firma ———- firmasının işyerinde bulunduğu bildirilen ve incelenen ürünlerin dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen ve davalı yanca işlem yapılan ürünler olduğuna dair belgenin bulunmadığı, davaya konu çeliklere yapılan ————işlem uygulamaları hakkında bilgi bulunmadığı, davalının hesap ekstresinde başka işlemlere ait detayların bulunduğu, fatura konusu işleme dair belge, fotoğraf vs. bulunmadığı, davacının ayıplı işleme dair hiçbir bilgi ve belge sunmadığı, hatta —– firmasına yaptırıldığı iddia edilen inceleme raporunun da sunulmadığı, bu kapsamda davacı yanca davalının ayıplı işlem yaptığı iddiasının ispatlanamaması nedeniyle asıl davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.Birleşen dava açısından İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Birleşen dava açısından taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 10.271,33TL alacaklı olduğu, ancak davalı defter-i kebir ve envanter defterinde kayıt tespit edilemediğinin raporda tespit edildiği, bu kapsamda davacının ticari kayıtlarının birbirini doğruladıklarının tespitinin yapılmadığı ve HMK 222. Madde gereği sahibi lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, davalının ticari defterlerine göre ise, davacının davalıdan 18.182,37 TL alacaklı göründüğü, davacı ——vekilince 6. Celse beyanı ile davalı——-ticari kayıtlarına dayanılmış ise de, dilekçelerinde delil olarak davalı kayıtlarının gösterilmediği ve davalı —– vekilince —— tarihli dilekçe ile buna muvafakatlerinin olmadığının bildirildiğinden diğer deliller değerlendirilmiş, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——– davalının —— bildirimlerine göre takibe konu cari hesap içeriği faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının ——–formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ——- davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———-, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 18.182,55 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Ana dava dosyası olan mahkememizin —–esas sayılı dava yönünden;
1-Davacının davasının REDDİNE
B)Birleşen dava dosyası——-sayılı dava yönünden;
1-Davacının davasının kabulü ile; —– sayılı dosyasında davalı/borçlunun 18.182,55 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen18.182,55TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ESAS DAVADA;
2- Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 546,48 TL harçtan mahsubu ile kalan 276,63 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
8-Alınması gerekli karar harcı 1.242,05 TL’den peşin olarak yatırılan 219,61 TL’nin mahsubu ile 1.022,44 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan 219,61 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı ——ödenmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 31,00 TL tebligat – müzekkere gideri davalı taraftan tahsili ile davacı ——— ödenmesine,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ——-verilmesine,
12-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
13-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023