Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2022/690 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/409 Esas
KARAR NO : 2022/690

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete genişletilmiş kasko sigortası ile—– aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini kazada zarar gören sigortalıya —- — ödeme yapıldığını TTK 1472 gereğince kazada kusurlu olan —- plakalı araç sürücüsüne rücu imkanı olduğunu bu kapsamda takip başlatıldığını ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek davalı tarafın——— takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulün uygun tebligat yapıldığı davalı tarafça cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Dava, rücuen tazminata ilişkin yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
——- sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya —– —-asıl alacak, 188,33 TL işlemiş faiz (yasal faiz) olmak üzere toplam 20.283,33 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada tarafların dilekçelerinde talep ettikleri tüm deliller toplanmış ve dosya kül halinde bir kusur ve hasar uzmanı makine mühendisi ve sigorta bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor alınmıştır.
Davaya konu trafik kazası — tarihinde davacı şirketin sigortalısı olan ——-plakalı vasıta ile davalının kullandığı —— plakalı araç aynı yönde seyir halindeyken; —plakalı aracın davacı sigortalısı araca çarpması ile meydana gelmiştir.
— plakalı araç kaza meydana geldiği—– sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunmaktadır.
Meydana gelen trafik kazasında kusur durumunun irdelenmesinde; —- plakalı araç sürücüsünün şerit değiştirme kurallarına riayet etmeyerek KTK madde 46, 81 ve 84 maddelerini ihlal ettiği meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Hasar yönünden ise dosyaya kazandırılan teknik bilirkişi raporu kapsamında yapılan inceleme neticesinde raporun denetime elverişli olduğu yapılan hesaplama ve mahkememize sunulan mütalaaların hükme esas almaya elverişli olduğu görülmekle rapor bu yönüyle hükme esas alınmış olup araçta meydana gelen hasar miktarı 20.100,00 TL olarak tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık ———- teminatından ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkin olup, halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Sigortacının sigortalısının halefi olabilmesinin birinci koşulu sigorta tazminatının gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye geçerli bir poliçe kapsamından ve poliçedeki genel ve özel şartlar ile çelişmeyen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödenmiş olması, ikinci koşul ise sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı bir tazminat talebi hakkına sahip olmasıdır. Bu koşullar birlikte gerçekleştiğinde, sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya yaptığı ödemeyi rücuen talep hakkı yasa gereği geçer. Davacı taraf, davasını TTK’nın 1472. maddesinde yazılı halefiyet hakkına dayandırdığına göre, sigortalısına ödediği miktar için rücu hakkı ve davada aktif husumeti vardır.
Tüm bu açıklamalar ışığında davacı tarafın rücu talebinin yerinde olduğu kabul edilerek itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Rücu davasında faizin başlangıç tarihi, sigorta teminatının ——– sigorta ettirene ödendiği tarihtir (——- belgesinden ödemenin, dava dışı 3.kişiye —- tarihinde yapıldığı, takip tarihi itibariyle işletilen faiz miktarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.—– Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, alacağın likit olmaması nedeniyle, icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalıların —- sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin aynen devamına ,
2-İcra İnkar Tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.385,90 TL karar ve ilam harcından 346,48 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 1.039,42 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 346,48 TL peşin harcı toplamı: 405,78 TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.473,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı ——— arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 73,50 TL
Bilirkişi Ücreti : 2.400,00 TL
TOPLAM : 2.473,50 TL