Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2022/663 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2022/663

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; ….—- olan —- arasında —- tarihinde temlik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile davacı ….——- bedelli irsaliyeli fatura ile——– bedelli irsaliyeli faturadan doğan atacağından kalan toplam 141.000,87 TL’lik kısmın tamamını fer’ileri ve teminatlarıyla birlikte devralmış olduğunu, söz konusu bu temlik sözleşmesine istinaden tarafımızca vekaleten—– —– sayılı dosya ile yasal takip işlemi başlatıldığını —–tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup borçtu taraf vekili aracılığıyla — borca itiraz etmiş olduğunu ve takibin durduğunu, davacının alacağı, temlik sözleşmesine konu faturalar —- şirketi tarafından——otduğunu, bu hizmete ilişkin ——– tarafından hizmetin tamamlandığına dair hakediş raporu düzenlendiğini, davalı borçlu şirket takibi durdurmak için kötüniyetli itirazda bulunmuş olduğunu, bu sebeple kötüniyetle ve haksız itirazda bulunan davalı tarafın İİK’nun 67.maddesinin 2 fıkrasında belirtildiği üzere %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatı’na mahkum edilmesini, ayrıca itirazın iptaline karar verilip yasal takibin kaldığı yerden devamıyla birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını, davacının takibe konu alacağı temlik aldığını iddia ——Tarafından da davalıya tebliğ edilen bir fatura bulunmadığını, davalı ile dava dışı —— firması arasında bir ticari ilişki olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, işbu davada davacı tarafından sunuları temlik sözleşmesinde belirtilen alacağın kaynağı olduğu iddia edilen —- davacı tarafından takibe ve işbu davaya konu edilen faturaya ilişkin mal ve hizmetler davalıya teslim edilmediğini, davacı tarafça sadece 2 fatura ve bir hakediş raporu sunulmuş olduğunu, ancak faturalar el ile doldurulan irsaliyeli fatura olup herhangi bir kişi tarafından doldurulabilecek nitelikte olduğunu, ayrıca faturaların teslim alan kısmında hiçbir imza yer almadığını, bu durumda davalının bu faturalardan haberdar olduğunu söylemek mümkün olmadığını, davanın rededilmesini ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi istenilmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
——- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 141.000,87 TL asıl alacak ve ——- işlemiş faiz olmak üzere toplam 162.735,27 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda, davalı tarafın inceleme gününe katılmadığı ile defter ve belgelerini ibraz etmediğini, dava dışı alacağı temlik eden yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu,—-dışı alacağı temlik eden şirketin defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten faturadan kaynaklı olarak —- alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı vekili, davacı ..—- 3.şahıs olan—- ——- tarihinde temlik sözleşmesi kurulduğunu, işbu sözleşme ile davacının, Dava Dışı——— bedelli irsaliyeli faturalardan kaynaklı alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığına davacının bu iddialarını ispatlaması gerekmektedir.
Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu alacağın temliki sözleşmesinden, Dava Dışı ———- bedelli faturalardan kaynaklı alacaklarını, davacıyı devrettiği sabittir.
Uyuşmazlık kapsamında tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davalı taraf defterlerinin zayii olduğunu iddia ederek ticari defterlerini sunmamış, davacının alacağını temlik aldığı dava dışı şirketin defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda dava dışı temlik eden şirketin takip konusu kadar faturalardan kaynaklı alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Yine davacı tarafça davalı şirketin kaşe ve imzası bulunan hakediş tutanağı sunulmuş, bu hakediş tutanağında imzası bulunan davalı şirket yetkilisi——- sonucu alınan beyanlarında, tutanaktaki imzanın kendisinden—- olduğunu, dava konusu işin dava dışı temlik eden tarafından eksiksiz yapıldığını, belirtmiştir.
Bu kapsamda, davalı taraf davacı tarafa böyle bir borcun bulunmadığını, hakediş tutanağındaki belgedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını savunmuşsa da, davacı tarafın alacağı temlik aldığı ———- tarafından hizmetin tamamlandığına dair “hakediş raporu” düzenlendiği, işe ilişkin faturaların dava dışı alacağı temlik eden şirketin defterlerinde de kayıtlı olmasından ötürü, davacının takip konusu faturalardan kaynaklı alacaklı olduğu anlaşılmakla, takibe itirazın fatura asıl alacakları yönünden iptaline karar verilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği —– anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.—-
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının ——- sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —- asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA, takipte ticari faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 9.631,77 TL harçtan peşin alınan 1.966,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.665,50 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın kabul edilen miktarı üzerinden 22.150,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 2.025,57 TL harç ile 1.000,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 866,88 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.