Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/368 E. 2023/366 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/368 Esas
KARAR NO : 2023/366

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde, müvekkilinin 27.07.2020 tarihinde —– Noterliğinde düzenlenen satış sözleşmesi uyarınca,—– model —– markalı —— şasi numaralı aracı davalıdan satın aldığını, davalının aracın satımı öncesinde aracın yalnızca enjektörler parçalarının değişmesi gerektiğini, haricinde aracın herhangi bir sorunu olmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin de davalıya güvenerek aracı satın aldığını, müvekkilinin aracı satın aldıktan sonra enjektörlerini değiştirmek üzere 30.07.2020 tarihinde özel araç servisine gittiğinde aracın başkaca mekanik sorunları olduğunu, birden fazla parçasının değiştirilmesi gerektiğini, söz konusu parçaların işlevini yitirdiğini, değişmesinin zorunlu olduğunu öğrendiğini ve bu parçaları değiştirmek zorunda kaldığını, müvekkilinin araçtaki söz konusu ayıbı öğrenir öğrenmez satıcıya ayıp ihbarında bulunduğunu, ancak satıcının aracın piyasa değerine göre daha uygun bir fiyatla satmış olduğunu iddia ettiğini, ortaya çıkan ayıptan sorumlu olmadığını belirttiğini, müvekkilinin —–Sulh Hukuk Mahkemesinin —–dosyasından aracın ayıplı olduğuna ilişkin delil tespiti talep ettiğini, mahkemece dosya araç tespit konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın ayıplarına ilişkin bilirkişi raporu tanzim edildiğini, aracın ayıplı olduğu ve 12.250,60 TL tutarında onarım bedeli gerektiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin aracı 100.000 TL bedelle satın aldığından ayıp oranına karşılık gelen 12.250,60 TL’nin satış bedelinden indirilmesi gerektiğini, davalı borçlunun söz konusu takibin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, ayıpla ilgili kendisine bir bildirimde bulunulmadığını ve borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiğini, bu nedenlerle İİK m.67 uyarınca —–İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilerek takibin devamına karar verilmesini, davalının davaya konu takibe haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazı dolayısıyla İİK m.67/2 uyarınca alacak miktarının %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, araç satışından önce karşı taraf ile yapılan görüşmelerde aracın enjektörlerinin arızalı olduğu bilgisinin verildiğini, bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, bundan dolayı aracın emsallerine göre satış bedelinde 15.000 TL indirim yapıldığını, daha sonra davacının aracını teslim alıp —– döndüğünü ve söz konusu enjektörleri değiştirirken nasıl olsa aracı teslim aldım uzun yıllar kullanacağım diyerek 8 yaşında olan aracın yıpranan ve ileride ortaya sorun çıkarabilecek parçaları da değiştirdiğini, davacı tarafın bu yapılan masrafları zaten düşük fiyata aldıkları araç sahibinden nasıl tahsil ederiz diye düşünerek işbu davayı açtığını, davacının aracı kendi tanıdığı muayene istasyonuna götürtüp aracın mevcut hali hakkında daha da detaylı bilgi edindiğini, davacı tarafın kara yolu ile personel, öğrenci, vb. grup taşımacılığı (şehir içi personel ve okul servisleri) alanında faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, kendisinin tacir sıfatına haiz olduğunu, tacir olmanın gerektirdiği sorumluluklardan biri de ticari alım satımlarda basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte Ticaret Kanunu Hükümleri gereğince ticari alım satımlarda olan ihbar sürelerine davacı tarafın riayet etmediğini, kendine ait işletmesi olan tacir davalının söz konusu araç hakkında bilgi sahibi olmamasının imkansız olduğunu, faaliyet göstermekte olduğu iş kolunun servis araçlarına ilişkin olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep ve beyan etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava ayıp nedeniyle meydana gelen zarara vaki takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
—–Asliye Hukuk Mahkemesi——-sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek, dava dosyası mahkememize gönderilmiştir.Davacı vekili, davacının davalıdan 27.07.2020 tarihinde dava konusu aracı satın aldığını, davalının aracın enjektörleri dışında bir sorunu olmadığını beyan ettiğini, aracı aldıktan sonra davacının 30.07.2020 tarihinde servise gittiğinde enjektörler dışında, mekanik aksamda da sorun olduğunu ve değişmesi gerektiğini öğrendiğini ve bu parçaları değiştirmek zorunda kaldığını, akabinde hemen davalıya ayıp ihbarında bulunduğunu, sulh hukuk mahkemesinde aracın ayıplı olduğuna dair delil tespiti yaptırdığını, bu raporda aracın onarım bedelinin 12.250,60 TL olarak tespit edildiğini, davalının ayıpla ilgili bildirimde bulunmadığından bu bedelden sorumlu olduğunu, belirterek onarım bedeline ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, aracın ikinci el bir araç olduğunu, aracın enjektörlerinde hasar bulunduğunun davacıya bildirildiğini, aracın emsallerine göre 15.000,00 TL daha ucuza satıldığını, davacının kullanıma bağlı eskiyen ve değiştirdiği bu parçaların bedellerinin davalıdan isteyemeyeceğini, davacının tacir olduğunu ticari satımda basiretli davranması gerektiğini, ayıbın whatsapp ile ihbar edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu —– plakalı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliğinin ne olduğu, davacının süresinde ve usulüne uygun yolla ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, davacının ayıptan kaynaklanan satış bedelinin indirilmesi seçimlik hakkını kullanıp kullanamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
27.07.2020 tarihinde —– plakalı minibüsün davalı tarafından, davacıya ——.Noterliği kanalıyla 100.000,00 TL bedelle satıldığı, noter kayıtları ile sabittir.Davacı taraf minibüsü satın aldıktan sonra, minibüste çıkan ayıp nedeniyle 16.250,60 TL masraf yaptığına dair 19.06.2020 tarihli fatura sunmuştur. Fatura kalemlerinden biride 4.000,00 TL enjektör takımı olduğu görülmüştür. Davacının iddiası da bu kalem dışındaki diğer mekanik değişim ve onarım bedellerinden ayıba karşı sorumluluk kapsamında davalının sorumlu olduğu hususundadır.Davacı tarafça yine —–.Sulh Hukuk Mahkemesi ——- sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırılarak, zarar ziyan bedeli olarak 12.250,60 TL tespit ettirilmiştir.
Davacı vekilince, davalıya 29.07.2020 tarihinde —– kanalıyla araçta çıkan hasar ve onarım bedeline ilişkin ayıp ihbarında bulunduğuna dair yazışma örnekleri sunulmuştur. Davalı tarafça da bu yazışmalar inkar edilmemiş, sadece whatsapp kanıyla bu ihbarın yapılamayacağı noktasında usuli itirazda bulunulmuştur. TTK anlamında ihbar için herhangi bir şekil şartı bulunmadığından tarafların kabulünde olan ve gecikmesizin bildirilen ayıbın süresinde bildirildiği kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında teknik yönden bilirkişi raporu aldırılmıştır.
14.09.2021 tarihli kök raporda;” Dava konusu—–plaka sayılı aracın—-model —– marka model araç olduğu, Aracın motorunun komple silindir kapağı, termostat gövdesi, motor elektrik tesisatı, eksantrik milleri, külbütör sibop kapağı parçalarının yenisi ile değiştirilmiş olduğu, Söz konusu parçalar üzerinde yapılan incelemede Motor su termostat gövdesi su hortum giriş borusu kısmının kırılmış olduğu, Silindir Kapak gövdesinde çürümelerin olduğu, Eksantrik millerinde aşınmaların bulunduğu, Motor Elektrik tesisatında aşırı oksitlenme ve çürümelerin bulunduğu, Dava konusu araç üzerinden çıkan parçaların işlevini yitirmiş olduğu, Araç üzerinden sökülen ve değiştirilen parçaların dava konusu araç ile uyumlu olduğu, Bu kapsamda parça üzerindeki parça/ stok numara karşılaştırmalarının yapılmış olduğu, ve belirtilen parçaların dava konusu araca ait olduğu tespitinin yapılmış olduğu, Yapılan incelemede arıza olduğu görülen 4 (dört) adet enjektörün değiştirilmiş olduğu ancak aracın enjektör arızası bilinerek satın alınmış olduğu, Dava konusu aracın satış tarihindeki 2. El piyasa rayiç değerinin yaklaşık 115.000,00 TL civarında olduğu ve söz konusu aracın piyasa rayiçlerinin altında satın alınmış olduğu, Dava konusu araçta tespiti yapılan parçaların işlevini yitirmiş olması ve davacı tarafından aracın satın alındıktan 3 ( üç) gün sonra mevcut hasarların meydana çıkmış olması nedeniyle aracın GİZLİ AYIPLI MAL olarak değerlendirilmesi gerektiği, Dava konusu araçtaki ayıpların giderilmesi için dosya muhteviyatına sunulmuş olan KDV dahil 16.250,60 TL tutarındaki onarım faturasının piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Ancak söz konusu aracın piyasa rayiçlerinden yaklaşık 15.000,00 TL daha düşük fiyata satın alınmış olması nedeni ile araçtaki mevcut hasarın giderilmesine yönelik faturası ibraz edilen hasar miktarı konusundaki davalı sorumluluğu konusundaki takdirin Sn. Mahkemeye ait olduğu” belirtilmiştir.
Kök rapor sonrası bilirkişilerden, araçtaki değiştirilen parçaların mutad kullanımdan kaynaklı eskime mi olduğu, yoksa aracın kullanım amacından beklenen faydayı ortadan kaldıran bir hal mi olduğu hususu açık bir şekilde belirtilerek ve tarafların rapora itirazlarını karşılar ek rapor tanzim edilmesinin istenilmiştir. Bu minvalde düzenlenen,
21.02.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda; ” Dava konusu —– plakalı—-model ikinci el bir araç, 27.07.2020 satış tarihine göre yaklaşık 7 yaşında ve yaklaşık 528.000 km de ticari bir araç olup, 27.07.2020 satış tarihindeki alım/satım işlemi öncesinde taraflar arasında enjektörlerin arızalı olduğu ——ve tanık beyanlarından bilinerek alım/satım işlemini yapılmış oldukları, bu işlem sebebiyle 4.000.00-TL fiyata değiştirilen enjektörlerin gizli ayıplı mal olarak kabul edilemeyeceği, araç satın alındıktan ve davacı tarafından ustasına götürülüp detaylı inceleme sonucu tespit edilen parçaların (Motor Silindir Kapağı, Takım Enjektör, Motor Tesisatı Komple, Külbütör Sibop Kapağı, Termostat, Eksantrik Mili Takım, Takım Conta, Eksoz Gaz Basıncı ve işçilik) ise aracın yaşına ve mutat kullanımına bağlı olarak meydana gelen eskimeler sebebiyle ve davacı tarafından aracın satın alındıktan 3 ( üç) gün sonra mevcut hasarların meydana çıkmış olması da birlikte düşünüldüğünde 12.250,00-TL fiyata değiştirilen parçaların (Motor Silindir Kapağı, Takım Enjektör, Motor Tesisatı Komple, Külbütör Sibop Kapağı, Termostat, Eksantrik Mili Takım, Takım Cot Eksoz Gaz Basıncı ve işçilik) GİZLİ AYIPLI MAL olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu —— plakalı aracın 27.07.2020 tarihli noter satışında, 2. El araç alım/satım işlemlerinde ister bireysel vatandaş olsun ister ticaret erbabı (tacir) olsun almayı düşündüğü araç hakkında belli başlı bilgileri edinmeyerek, enjektörlerdeki arıza kendisine davalı satıcı tarafından belirtilmesine rağmen ekspertiz yaptırmayarak ya da uzman bir ustaya/servise aracı göstermeyerek, aracın yaşı, yıpranmışlığı ve malzemelerin zamana bağlı yorgunluğunu da dikkate almadığı, kasko değeri 154.273.00-TL ve piyasa değeri 115.000,00-TL olan bir aracı 100.000,00-TL satış bedeli ile alması da riskleri bildiğini, onarım bedeli kadar indirim sonucunda aracı aldığını, araçta sonradan çıkabilecek arızaların da riskini kabul etmiş olduğu anlamına geldiği, kaldı ki personel inceleme esnasında teknik bu kapsamda heyetimizce teknik yönden kanaatimizin bu yönde olduğu” bildirilmiştir.Bu kapsamda, 21.02.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen hususlara mahkememizce iştirak edilerek, dava konusu —– plakalı ikinci el aracın, 27.07.2020 tarihinde davalıca davacıya satıldığı olayda, araçta daha sonra tespit edilen enjektör dışındaki arızaların mutad kullanımdan kaynaklı eskime olduğu değerlendirilmekle, davacının ayıptan kaynaklı zararının tazminine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.

İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılan tazminat türü, sadece takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. (Yargıtay —–. HD’nin —– Esas ——Karar sayılı ilamı)
Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı alacaklının, takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı, keza icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin de bulunmadığı, davalı tarafından da davacı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlanamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İcra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 147,82 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 32,08 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.