Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/358 Esas
KARAR NO : 2022/174
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesi gereği borçluya kredi kullandırıldığını, kredinin geri ödemesinin yapılmadığını, davalı borçluya ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borç ödenmediğinden —-dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu belirtmiş; takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı tarafından hangi tutarda kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin hangi tutarının davalı tarafından ödendiği, davacının bakiye alacağının ne olduğu, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, bu itibarla — dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Başlangıçta— dosyasında görülen davada verilen görevsizlik kararı üzerine, yargılamaya— numarası ile devam edilmiştir.
—tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —, takibin takip talebinde—– dayalı toplam —fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu;— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince—- verilen itiraz dilekçesinde borca ve yetkiye itiraz edildiği,— tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta,———- Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında var olduğu iddia edilen genel kredi sözleşmesine dayanılarak davalı aleyhine—esas sayılı takip dosyasında icra takibine başlanılmış, davalı vekilince süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. Genel kredi sözleşmesi bankanın—— tarafından imzalanmış olup, kredi bu şube tarafından kullandırılmıştır. HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Açıklanan nedenlerle, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi– düzenlenen– banka ile müşteri arasında — imzalandığı; sözleşmeler kapsamında——- tahsis edildiği; yapılan satışların karşılığı hizmetlerin–verilmediği; — hamillerinin—- harcamalarının kart hamillerine banka tarafından geri ödendiği; ödenen tutarların müşterinin kredi hesabından karşılandığı; asıl alacak tutarının 65.155,62 TL olduğu; toplam banka alacağının 66.119,30 TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargıla sonucunda; davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalıya — çekim yapılan 65.155,62 TL tutarda işlemin kart hamilleri tarafından kabul edilmediği, anılan tutarın banka tarafından — bu itibarla davalının anılan miktar kadar sebepsiz zenginleştiği, yapılan işlemlerin tamamının —– tarafından kabul edilmemesinin hayatın olağan akışına uygun bir durum olmadığı, davacı bankanın söz konusu işlemleri sahte/şüpheli işlem olarak kabul etmesi ve taraflar arasındaki sözleşme — talep edilen— etmesinin sözleşmeye ve — teamüllerine aykırı olmadığı, davacı banka alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile —- takibine yapılan itirazın kısmen iptaline; takibin
65.155,62 TL Asıl alacak,
238,82 TL işlemiş akdi faiz (%37,00),
656,76 TL işlemiş temerrüt faizi (%48,10),
68,10 TL——
olmak üzere —- devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48,10 oranında faiz uygulanmasına,
Aşan istemlerin reddine,
Kabul edilen alacağın % 20’si olan 13.223,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.516,61 TL harçtan peşin alınan 1.149,49 TL harcın mahsubuna, bakiye 3.367,12 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- — davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan–davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 1.149,49 TL TL peşin harç toplamı: 1.185,39 TL ile davanın kabul (%98) oranına göre hesaplanan 1.064,77 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.