Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/306 E. 2022/724 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/306 Esas
KARAR NO : 2022/724

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, nihai kullanıcılara —-yaptığını ve fatura bedellerini tahsil
ettiğini, tahsil edilen fatura bedellerinin içerisinde kayıp kaçak bedelinin de bulunduğunu, tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin ilgili —–gönderildiğini, davacının bu bedelleri
davalıya bugüne kadar eksiksiz ödediğini, nihai tüketiciler tarafından davacının aleyhine kayıp kaçak bedellerinin iadesine yönelik davaların açıldığını ve davacı şirketin tek başına davalı olarak gösterildiğini, açılan davaların hepsinde “karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde hükümler verildiğini, karşı vekalet ücreti yönünden davacı şirketin sorumlu tutulduğunu, dolayısıyla davacı
şirketin bugüne dek pek çok ödeme yaptığını, icra takiplerinin bazılarında davacının tek başına,
bazılarında ise müteselsil sorumlu tutulduğunu, haciz baskısından kurtulmak için davacının yedi ayrı
icra takibine ilişkin borçları ödediğini, bu bedellerin tahsilinin———– numaralı ihtarname ile davalıdan istendiğini ancak davacıya ödeme yapılmadığını, toplamda 16.561,87TL.nin davacıya iade edilmesinin gerektiğini beyan etmiş ve bu bedelin tahsilini yasal faiziyle birlikte talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının,—- haricindeki diğer takiplerde taraf olarak gösterilmediğini, —- takibinin ve bunlara ilişkin yargılamanın davalı ile ilgisinin bulunmadığını,——tarihli 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak bedellerinin artık tüketicilerden alınamayacağını, kanun değişikliği ile kayıp kaçak bedellerinin istirdatına yönelik açılmış davaların konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında yer olmadığına ve fakat davanın açıldığı sırada
davacının haklı olduğu yaklaşımı ile davacı lehine maktu vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmolunduğunu,——— haricindeki diğer takiplerde ve yargılamalarda davalının taraf olarak gösterilmediğini, ayrıca davalıya ihbar da edilmediğini, Yargıtay uygulamasında kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılan fatura bileşenlerinden perakende, toptan satış ve dağıtım şirketlerinin müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının borçtan——— ödenen vekalet ücretinin tamamından davalının sorumlu olmayacağını, faiz talebinin de yerinde olmadığını, ——– dosya bakımından davalı tarafından da ödeme yapıldığını ve fakat davacının daha önce ödeme yapmasından dolayı davalıya ödemenin iade edildiğini, davacının daha önce ödeme yaptığını davalıya ihbar da etmediğini, davalının bu noktada temerrüde düşürülmediğini, kayıp kaçak bedellerinin ilgili kurum ve kuruluşlara aktarıldığını beyan etmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacının, davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu ve yaptığı ödemelerin rücuen tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; elektrik faturasında yer alan kayıp kaçak bedelinin tahsili için tüketiciler tarafından açılan istirdat davaları neticesinde davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin ödenmesinden taraflardan hangisinin, ne oranda sorumlu olduğu, davacı ——- dosyasında ödemiş olduğu toplam 16.561,87 TL alacağı davalıdan talep hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
——————- tarihli bilirkişi heyet rapor içeriğinde ; davalı, ——– 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak bedellerinin artık tüketicilerden alınamayacağının düzenlendiğini belirttiği, öncelikle belirtilmesi gereken—-kapsamadığından kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilerden istenip istenemeyeceği yönündeki güncel mevzuat ve güncel—– hakkında bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, bu yönden takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu, dosya kapsamı incelendiğinde, davacı ile davalı arasındaki sözleşme dosyada mübrez olmadığından incelenmemiş olsa da, taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere davacının davalının temsilcisi sıfatını haiz olduğu, taraflar arasında vekâlet sözleşmesinin unsurlarını barındıran sözleşme olduğu, TBK m. 510 uyarınca, vekâlet veren, vekâletin gereği gibi —– yaptığı giderleri ve verdiği——birlikte ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlü olduğunu, vekil vekâletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekâlet verenden isteyebileceğini, ancak vekâlet veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabileceğini, somut olayda da davacının ödemiş olduğu —– yapılan alacak miktarını davalıdan talep
edebileceğini, zira davacı ve davalı, tüketiciler tarafından ikame edilen davalarda tüketicilere karşı müteselsil sorumlu olsalar da ve bu nedenle tüketiciler davalarını her iki tarafa veya sadece bir tarafa karşı ikame etmiş olsalar da davacı ve davalı arasındaki ilişkinin niteliği nazara alındığında, davacının aslında davalının temsilcisi/vekili olduğunun kabulü ile, davacının ödemiş olduğu bedelin
tamamını davalıdan talep edebileceği sonucuna varıldığını, davacı ve davalı arasındaki sözleşme dosyada mübrez olmadığından sözleşme hükümleri değerlendirilmeksizin, bu sözleşmede davacının temsilci/vekil, davalının temsil olunan/vekâlet veren konumunda olduğunun kabul edilebileceğini, bu nedenle elektrik faturasında yer alan kayıp kaçak bedelinin tahsili için tüketiciler tarafından açılan davalar neticesinde davacı veya davacı ile davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin ödenmesinden vekil sıfatına sahip olan davalının sorumlu olduğunu bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde; davacı—– —- kullanımı kapsamında tüketicilerden alınan kayıp kaçak bedellerinin iadesi sebebiyle tüketiciler tarafından açılan istirdat davalarında —– tarihli 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak bedellerinin artık tüketicilerden alınamayacağı, kanun değişikliği ile kayıp kaçak bedellerinin —– yönelik açılmış davaların konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve fakat davanın açıldığı sırada davacının haklı olduğu yaklaşımı ile tüketiciler- davacılar lehine maktu vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmolunduğu ve kararların icrası için açılan yedi adet farklı icra dosyası kapsamında tüketici- alacaklıya ödediği bedelleri, dış ilişkide 3. kişilere karşı müteselsilen sorumlu olduğu davalıdan rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı, ——– dosyasında davacı tarafça borcun yarısı olan —— ödendiği, ——esas dosyasında davacı tarafça borç olarak ——dosyasında haricen davacı tarafça———- dosyasında davacı tarafça borç olan ——( dava dilekçesinde talep olunan miktar —– ödendiği, ———-esas dosyasında davacı tarafça borç olarak —– ödendiği, ——— davacı tarafça tarafça borç olarak ——- ödendiği, —– dosyasında haricen ödeme beyanına göre davacı tarafça borç olarak ——– icra dosyasında yapılan ödeme toplamı ———- üç iş günü içerisinde ödenmesinin davalıya ihtar edildiği, dava dilekçesinde ödemesi talep edilen bedele davanın kabulü halinde hangi tarihten itibaren faiz işletilmeye başlanacağına dair belirleme bulunmadığı, ihtarma ile verilen 3 iş günü süresinin de başlangıcının tespit edilemediği —-tebliğe ilişkin belge sunulmadığı, bu nedenle kabul edilen miktara işletilecek faiz başlangıcı bakımından dava tarihinini esas alınması gerektiği kanaatine varıldığı, davacının davalı ile aralarında müteselsil sorumluluk bulunması nedeniyle davalıdan talepte bulunduğu, müteselsil sorumluluğun, birden çok kişinin aynı zarardan, yükümlülerden her birinin zarar görene karşı, diğer yükümlüler tarafından zararın tamamını tazmin edinceye kadar sorumlu olması şeklinde tanımlanabileceği, müteselsil sorumluluğun kanundan veya sözleşmeden kaynaklanabileceği, işbu davada taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin incelenemediği, davacının—– davalının —- konumunda bulunduğu ve aralarında kanun gereği görev ilişkisinin ve sorumluluğun bulunduğu—- taraflar arasında müteselsil sorumluk bulunduğuna işaret edilmiştir), kayıp kaçak bedellerinin geri ödenmesinin haklı olup olmadığının bu davanın konusunu oluşturmadığı, TBK 62. Maddesi kapsamında müteselsil sorumlular arasında iç ilişki kuralına bakıldığında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulması gerektiği, davanın tarafları arasında bahse konu kayıp kaçak bedelini tahsilde kusur durumunun net tespitinin yapılmasına delil durumu itibariyle olanak bulunmadığı ancak yarı oranında sorumlu oldukları kanaatine varılarak davacının %50 kuralına göre fazla ödediği toplam 8.678,06 TL nin dava tarihi —— itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;———-itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya dair talebinin reddine,
3-Karar harcı 592,80 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 282,84 TL harcın mahsubu ile 309,96 TL bakiye harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça ödenen 282,84 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen 67,28 TL ilk dava masrafı 26,50 TL tebligat müzekkere gideri, 2.500,00 TL bilirkişi gideri, olmak üzere toplam 2.593,78 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%52 kabul) ——- davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 8.678,06 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 7.883,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9——–bütçesinden karşılanan —- —–ücretinin, kabul ret oranına göre 686,40 TLsinin davalıdan, 633,60 TLsinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10- ———- dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere davalı vekilinin istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna, davacı vekili açısından kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.