Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/287 E. 2022/745 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/287 Esas
KARAR NO : 2022/745

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı hakkında ————–sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davalının söz konusu ————- olmak üzere toplam——-. alacağının bulunduğu ve davalının bu borcu ödemediği, bu borcunun tahsili amacıyla —– sayılı icra dosyasındaki icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olup zaman kazanma amacı taşıdığını, alacağın likit ve muayyen olduğunu, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye dilekçesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;———— takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
——— dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine ————– tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya———-tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—————— davacı defterlerinin incelenmesi sunucu düzenlenen rapora göre; davacı firmanın incelenen dönemlere ait defterlerinin açılış tasdikleri ve yevmiye kapanış tasdikleri zamanında yapılmış olup TTK ve VUK’a göre uygun oldukları, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu, faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilmediği, davacının cari (ticari) hesaptan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğu ;—– yapılan itirazın haksız olduğu, asıl alacak olarak ——– alacağının olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar ————— takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme ——— aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan ———içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle cari —– alacaklı olduğu, HMK. 221. maddesi gereği ——– kazandırılması gerektiği ——— davalının —— bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından ——- bildirildiği, bu halde davalının——– ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği———- sayılı ilam), davalının —– defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (———- Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, davalının ödeme iddiasının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——– alacaklı olduğunun sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, iş bu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, taraflar arasında TTK 1530. Maddesi anlamında ————- bulunmadığı, davacı tarafça sunulan mutabakat mektubunda davalının imzasının bulunmadığı, bu nedenle hükme esas alınmadığı, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, ——– sayılı dosyasında davalı/borçlunun ——- asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
Fazlaya dair talebin REDDİNE,
2)İptaline karar verilen 80.280,60 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 5.483,97 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.294,11 TL harcın mahsubu ile 4.189,86 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.294,11 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen 67,80 TL ilk dava masrafı 200,50 TL tebligat müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplamı 968,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%75 kabul) 725,49 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen———ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan —— ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre 990,00 TL sinin davalıdan, 330,00 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.