Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/269 E. 2021/562 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2021/269 Esas
KARAR NO : 2021/562

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle;—–sayılı kararı ile,—— —-numaralı taşınmazların ——— alınmasına karar verildiğini, karar gereği davalı tarafından ihale gerçekleştirildiğini ve ihaleye davacı şirketinde iştirak ederek ihalede ikinci kaldığı halde davalı—- ihale konusu taşınmazların davacı şirkete satış ve işletme hakkını verdiğini ve taraflarca 09.11.2016 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenen ödeme vadelerinin hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
HMK.’nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.’nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin —- Mahkemeleri olduğunun belirtildiği, davalı tarafça süresi içerisinde sunulan yetki ilk itirazı gözetilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafça cevap süresi içinde yetki itirazında bulunulması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin —– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın yetkili —— Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4- İstanbul Anadolu —–değişik iş sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararına davalının itirazının görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.