Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2021/1263 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/265 Esas
KARAR NO: 2021/1263
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/04/2021
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- kapsamında müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, bahse konu ihtiyati haciz kararının, —— adresinde bulunan evine hacze gelindiğini, aynı zamanda, müvekkilinin malvarlığı sorguları zaman kaybetmeksizin yapıldığını ve tüm banka hesaplarına dosya borcu kapsamında bloke konulduğunu, zira, müvekkilinin —– nezdinde bulunan maaş hesabına dahi banka tarafından bloke konulduğunu ve müvekkilinin mağdur edildiğini, bu konunun öğrenilmesinin akabinde, ilgili icra müdürlüğüne maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması talepli başvurularının kabul edildiğini ve banka cevabı beklenildiğini, —- dosyasına konu olan çekin arka sayfasında ilk sırada yer alan ciroya bakıldığı takdirde, ciranta şirket kaşesinde——bilgileri yer aldığını, fakat, çek üzerinde ismi yer alan —— şirket veya adi ortaklık bulunmadığını, gerek —— yapmış olduğu sorgulamalar gerekse —–üzerinden almış olduğu evraklarda açıkça belli olduğu üzere, müvekkili adına kayıtlı herhangi bir şirket veya adi ortaklık olmadığını, müvekkilinin —— –üzerinden yapmış olduğu sorgulamalarda, müvekkilinin güncel durumu —-kayıtlarına göre mevcut şirket ortaklığınız ve yöneticilik bilginiz bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldığını, —— müvekkilin, icra takibine konu —-ünvanlı şirket ile bağlantısı olmadığını, müvekkili, ——- isimlerine kayıtlı vergi levhası kayıtları ile adi ortaklık ve yönetici kaydı bilgilerinin celbini talep ettiklerini, müvekkilin borçlu olmadığı bu kadar net belli olmasına rağmen ihtiyati haciz ve icra işlemlerine davalı şirket tarafından devam edildiğini ve müvekkilinin mağdur edildiğini, haciz işlemleri esnasında müvekkili, karşı taraf vekilince arandığını ve ısrarla —- isimlerinde karışıklık olduğunu, borçlu olmadığını belirtmesine rağmen işlemlere devam olunduğunu, borcu olmadığı halde, evine hacze gidildiğini, eşi ve iki çocuğu evdeyken haciz işlemlerine devam edildiğini, evi gezilerek hacze kabil malı olmadığı tutanak altına alındığını ———– bu durum aile içi şiddetli tartışmalara yol açtığını, yakın civarda bulunan komşuları tarafından da yanlış anlaşılmalara neden olduğunu, haciz tehditi müvekkilinin hem ailesine hem de yakınlarına karşı baskı altında bırakmış ve mağdur edildiğini, —- kayıtlarında yer alan çalıştığı şirket sorguları yapılarak maaş haczi müzekkereleri gönderildiğini, tüm banka hesaplarına bloke konulmuş ve konulan blokeler hala devam ettiğini, icra takibi kapsamında—–ifadeleri yer aldığını, bahsedilen icra takipleri, müvekkilinin—— yapılan sorgulamarında görünmediğini, müvekkilinin bu dosyalarda borçlu olmadığını, takibe konu çek üzerinde —- farklı şirket borçlu olarak yer aldığını, her ne kadar icra takiplerinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresi yer alsa da, aynı çek nedeniyle—- takibinin açılması dahi davalı şirketin kötüniyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, takibe konu çek üzerinde müvekkilinin adı soyadı dışında bilgisi yer almadığını, buna rağmen, davalı şirketin, müvekkilin —- adres bilgileri ve cep telefonu bilgilerine rahatlıkla ulaşabildiğini, ayrıca, haciz işlemi esnasında karşı taraf vekiliyle yapılan görüşmede, müvekkiline —–kayıtlı olduğunu,——- ulaşılması halinde borcu ödemesi konusunda ikna edilmesi istendiğini, davalı şirketin, tüm bu bilgilere nasıl bu kadar kolay ulaşabildiği, bu durumun ——- tarafından, davacının icra takibine konu bonoda imzası bulunmamasına rağmen davacı hakkında icra takibine geçilmiş olması İİK 72/5 hükmüne göre davalının icra takibinde kötüniyetli olduğu gözönüne alınmaksızın davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi bozmayı gerektirmiştir. (…)” denildiğini, güncel tarihli—– da açıkça görüleceği üzere, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olmadığını, arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmadığını,
“..Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı kanaatine varıldığından aşağıda açıklandığı şekilde uyuşmazlığın giderilmesine karar vermek gerekmiştir…” —— müvekkilin ekonomik durumunun elverişli olmaması nedeniyle, teminatsız olarak icra takibinin müvekkil yönünden durdurulmasını, müvekkilin borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin haksız olması nedeniyle davalı taraf aleyhine %20 Kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını müvekkil adına talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili adına vekaleten çeke dayalı alacağın tahsili amacı ile borçlular aleyhine icra takibi başlatılırken icra dosyasına borçlunun —- hatalı bildirildiğini, ne var ki, yapılan açık ve her zaman düzeltilebilir olan bu maddi hatanın, davacı— borçlu olmadığının anlaşılması üzerine ivedilikle —— bildirildiğini, taraflarınca derhal borçlu menkulleri üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılması sağlanarak yapılan maddi hatanın düzeltildiğini, taraflarınca davacı aleyhine icra takibi başlatılmasında hiçbir kötü niyet söz konusu olmadığını, taraflarınca yapılan hatalı bildirim sebebi ile alacaklı müvekkilinin alacağına kavuşmasının geciktiği, yapılan işlemler sebebi ile birçok zaman ve emek sarf edildiğini, müvekkilinin faktoring sözleşmesine dayalı alacağı her şekilde sabit olduğunu, ilgili borçlular aleyhine icra takibine geçilerek alacağın tahsil edilmesi mümkün iken davacı aleyhine icra takibine geçilmesinde hiçbir şekilde menfaat bulunmadığı da açık olduğunu, davacı vekilinin, icra dosyasında yapılan hatalı bildirimin düzeltilerek davacıya ait menkuller üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılmasının ardından, yapılan basit maddi bir hatayı gerçeklikten uzak iddialar ile çarpıtarak tarafımızın kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, dava konusu olaya ilişkin ayrıntılı olarak açıklandığı üzere taraflarının hiçbir kötü niyetinden söz edilemeyecek olup gerçekte borçluya ait menkuller üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılmasını ardından davacı tarafça huzurdaki davanın açılmasının kötü niyetli olduğunu, gerçek dışı iddialar ile yanıltılmaya çalışıldığının açıkça ortada olduğunu, huzurdaki davanın görülmesinde hiçbir hukuki yarar bulunmamakta olduğunu, esasında dava da konusuz kaldığını, halen huzurdaki davanın açılarak takip edilmesindeki nihai amaç Mahkemeyi yanıltarak taraflarınca yapılan basit hata sebebi ile haksız kazanç elde edildiğini, taraflarınca sunulan deliller ve icra dosyası incelendiğinde de görüleceği üzere, taraflarınca yapılan işlemlerin hiçbir hukuka aykırılığı bulunmamakta olduğunu, yapılan hatalı bildirime ilişkin gerçeğin anlaşılması halinde derhal durum icra dosyasına bildirilmiş ve hacizlerin fekki sağlandığını, hal böyle iken, müvekkilin alacağın tahsili amacı ile hatalı olarak —— bildirilmesinin aleyhlerine olduğu da gözetildiğinde, davacı aleyhine icra takibi başlatılmasında herhangi kötü niyet de bulunmadığı, davacının, gerçek dışı iddialara dayandırdığı kötü niyetli davasının ve kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiğini bildirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava menfi tespit ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
—– Sayılı dosyası — celbedilmiş, incelenmesinde;:
—– aleyhine takip başlatıldığı, takip kapsamında davacının evinde haciz işleminin tesis edildiği, davacının —-dosyasına konu olan çekin arka sayfasında ilk sırada yer alan ciranta şirket kaşesinde adı geçen — —–olmadığının davalı şirketin de kabulünde olduğu, kimlik numarası isim benzerliğinden sehven mahkememiz dosyası davacısının – —–olarak yazıldığı, bu durumun tamamen isim benzerliğinden sehven meydana geldiği ve borçla ilişkisi olmayan davacı hakkında icra takibi yapıldığının anlaşıldığı, bu yanlışlık üzerine davalı vekilinin hacizlerin fekki talebinde bulunduğu, davalı şirket tarafından da sehven yapılan bu yanlışlığın kabul edildiği anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne, takipte davalı tarafın kötü niyetliliği görülmediğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE, davacının — sayılı takip dosyası kapsamında BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2- Takipte davalı tarafın kötü niyetliliği görülmediğinden davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE, ancak davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına,
3-Alınması gerekli karar harcı 12.140,94 TL’den peşin olarak yatırılan 3.035,24 TL’nin mahsubu ile 9.105,70 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.035,24 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 13,50 TL tebligat-müzekkere gideri ücreti olmak üzere toplam 81,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.834,63 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Karar kesinleştiğinde artan avansın ilgilisine iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——— Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021