Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/258 E. 2023/141 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/258 Esas
KARAR NO : 2023/141

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan —-tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; tarafların tacir olduğunu, —sayılı dosyasında— faturanın tahsili talep ile yasal takip başlattığı, davalının takibe itiraz ettiğini, davalıya gönderilen faturaya yasal süresinde itiraz edilmediğini, kesinleşen faturanın ödenmediğini, bunun üzerine —dosyası ile icra takibine geçildiği, davalının dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı borçlunun açık ve likit borcunu ödememek maksadı ile kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, takibe yapılan bu itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; İcra Müdürlüğüne konu borca ilişkin düzenlenmiş olan faturayı oluşturan —- dosyadan yapılan müvekkili bankaya rehinli araçların satışından sonra ödenmesi gereken yediemin ücreti olduğunu, işbu takibe konu borcun müvekkili banka tarafından —- tarihinde ödendiğini, iş bu ödemeye ilişkin dilekçenin ekinde yer aldığını, aynı zamanda faturaya konu — araçlar hakkında —-yetkilisi ile yapılan—- ilişkin herhangi bir hak ve alacağın kalmadığını, müvekkili banka tarafından tüm tutarın ödendiğini, böyle bir borcun bulunmadığını, bu nedenle haksız ve mesnetsiz olarak başlatılan takibe ve gönderilen ödeme emrine, borca ve faiz ile birlikte tüm ferilerine itiraz ettiğini, davacı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—-sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik—— borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı vekili, dava dilekçesi ile faturadan kaynaklı alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Davacı vekili fatura dışında herhangi bir delil sunmamıştır. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutmadığı ve faturadan kaynaklı davacının ticari defterlerde davalıdan alacaklı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı yan, takibe konu borcun 04.09.2020 tarihinde ödendiğini, borcun —– dosyasından yapılan rehinli araçların satışından kaynaklı yediemin ücreti alacağı olduğunu savunmuştur. Mahkememizce —— davacı vekiline takibe konu alacağın neden kaynaklandığı, davalı beyanlarındaki —- ücretinden kaynaklanmakta ise bu hususu somutlaştırması istenmişse de davacı vekilince verilen süre içinde beyanda bulunulmamışsa da uygulamadan bilindiği üzere icra müdürlüklerince yapılan satışlarda, icra müdürünce yediemin ücreti, ——— eklenerek satış yapılmakta olup, bu husustaki satış masraflarına ilişkin ödemeler icra müdürlüklerince resen yapılmakta olduğundan bu yönde araştırma yapılmamıştır.
Bu kapsamda, davacı—- faturadan kaynaklı alacaklı olunduğu ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılan tazminat türü, sadece takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.—–
Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı alacaklının, takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı, keza icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin de bulunmadığı, davalı tarafından da davacı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlanamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 434,89 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 254,99 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.