Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/237 E. 2023/588 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/237
KARAR NO : 2023/588

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının davalının hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğu —-adlı şirketin işletmesi olan — adlı yere, davacının da ortak olmak için Davalı … 06.02.2017 tarihinde “… Kalan Bakiye” açıklaması ile 100.000,00 TL gönderdiğini, daha önce şirketin diğer ortağı —- 22.12.2016 tarihinde “—- Restoran Devir Hakkı Peşinatı” adı altında gönderilen 80.000,00 TL’nin dekonttaki kalan bakiye ibaresini açıkladığını, ancak davalı tarafından yahut da başkaca hissedar tarafından şirketin hisselerinin devredilmediğini belirterek bu alacağa dair yapılan takibe itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının şirketin eski ortaklarından olan … abisi olduğunu, davalın davacıyı tanımadığını, davacı ile şirket hisse devri anlaşması yapılmadığını, davacının davalıya gönderdiği 100.000,00 TL yönünden ise, … şirket ilk hisse alımlarında kendi payı için ödemesi gereken 340.000,00 TL bulunduğunu, bu ödemenin 100.000,00 TL’sinin açık kalması üzerine davalının dava dışı —– namına 100.000,00 TL ödediğini, bir nevi davalının dava dışı—-100.000,00 TL borç verdiğini ve ayrıca kendi payına düşen 340.000,00 TL’yide şirkete ödediğini, davacının davalıya ödediği 100.000,00 TL’nin dava dışı kardeşinin borcu olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacı tarafından Davalı … 06.02.2017 tarihinde “… Kalan Bakiye” açıklaması ile 100.000,00 TL gönderilen, 100.000,00 TL’nin hangi amaçla gönderildiği, 100.000,00 TL’nin davalı tarafça davacıya iadesi gerekip gerekmediği hususundadırDavada, ispat yükü davacı yandadır. Davacı yan, davalının hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğu —–adlı şirketin işletmesi olan “—- Restaurant” adlı yere, ortak olmak için Davalı … 06.02.2017 tarihinde “… Kalan Bakiye” açıklaması ile 100.000,00 TL gönderdiğini, daha önce şirketin diğer ortağı —- 22.12.2016 tarihinde ” — Restoran Devir Hakkı Peşinatı” adı altında gönderilen 80.000,00 TL’nin dekonttaki kalan bakiye ibaresini açıkladığını, ancak davalı tarafından yahut da başkaca hissedar tarafından şirketin hisselerinin devredilmediğini belirtmiştir.Davacı yan taraflar arasında yapılmış herhangi bir hisse devri sözleşmesi sunmamıştır. Taraflar arasında hisse devri yapıldığı hususundaki beyanlar davalı yancada kabul edilmemiştir.
Bu kapsamda, davacının gönderilen paranın iadesi talebi sözleşmesel yükümlülük değil sebepsiz zenginleşme kapsamında kalmaktadır. Zira Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez. Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Sebepsiz zenginleşmede ise; sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya 2.derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir (Y.—-.HD, ——).

Borçlanılmamış edimin ifası başlıklı TBK madde 78/1 hükmü “ Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.” şeklindedir. Buna göre fakirleşen kimse, kendisini borçlu zannederek ödemede bulunduğunu ispatlaması gerekir. Davacı vekilinin, bu yönde iddiasını ispatlayamadığı ve yine davacının kardeşi olan … tanık olarak beyanlarında, ödemelerin kendisi adına şirket borcundan dolayı yapıldığını beyan etmesi ve yine tanığın ilgili şirketin ortaklarından olması, banka havalelerin mevcut borcun ödenmesi için gönderilmiş olduğunun da kabulü gerekeceğinden ötürü, davacının hem sözleşmesel anlamda hem de sebepsiz zenginleşme anlamında alacağın varlığını ispatlayamamasından ötürü davanın reddine karar verilmiştir.İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davada, dava konusu alacağın bir kısmı için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmışsa da, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.207,75 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.027,85 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.