Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/22 E. 2021/449 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/22 Esas
KARAR NO : 2021/449

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; müvekkili .—– davalı banka —- açmış olduğu ——- numaralı hesabı aracılığıyla bankanın kendisine sunmuş olduğu bankacılık hizmetlerinden yararlandığını, müvekkilinin —– yürüttüğü sırada, banka hesabına tanımlı —- — üzerinden gerçekleştirilen para transferi işlemlerinin onaylanmasına yönelik— gönderildiğini, davacının telefonuna gelen SMS’ler sonrasında, hesaplarında dolandırıcılık faaliyetleri olabileceği şüphesiyle, hiç vakit kaybetmeksizin bankanın müşteri hizmetlerine ulaşmaya çalışırken davalı bankanın güvenlik birimi tarafından telefon yoluyla aranarak kendisiyle iletişime geçildiğini, müvekkilinin olayın—- giderek yaşananlarla ilgili harcama itirazı başvurusunda bulunduğunu ve — tarihinde banka tarafından gönderilen—— müşteriye ait şifrenin doğru girilmesi suretiyle gerçekleştirildiği, bu durumun şifre gizliliğinin sağlanamamasından kaynaklandığı, bu nedenle itiraza konu tutarın Banka tarafından karşılanamayacağı” belirtilerek başvurunun olumsuz sonuçlandığını, davacıya ait banka hesaplarından gerçekleştirilen — tutarındaki havale işlemleri ile bu işlemler için banka tarafından işletilen 89,66 TL tutarında işlem ücreti; 17,61 TL tutarında dönem gecikme faizine; 4,60 TL tutarında —ve Havale— 6,90 TL tutarında Artı Para Kredi Faizine; 0,35 TL tutarında Artı Para Kredi Vergisine; 1,04 TL tutarında Artı Para Kredi Fon Payı ve 122,00 TL tutarında kredi kartı yıllık aidatına, toplam 4.026,16 TL’nin davaya konu işlemlerin gerçekleştirildiği tarih olan 24/06/2018 tarihinden itibaren bankalara uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilerek müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA :
Davalı vekili; haksız ve hukuka aykırı ikame ettirilen işbu davanın öncelikle usulden reddine, aksi kanaatte ise de esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacının —— üzerinden —, mevduat hesabı niteliği taşıyan artı para hesabından— tutarında rızası dışında para çekildiğini, iddia ederek bu bedelin davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma,—– benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlığın, banka ve kredi kartından doğduğu gözetildiğinde, banka kartı verilmesine esas sözleşmelerin tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye tüketici mahkemesi görevli bulunmaktadır.
Buna göre, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olduğundan HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddine, Nöbetçi —- Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin TÜKETİCİ Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı