Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/208 E. 2022/627 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/208 Esas
KARAR NO: 2022/627
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalının —— yılında evlendiklerini evlilik birliği devam ederken tarafların birlikte —– Şirketini kurduklarını akabinde tarafların —– dosyası ile boşandıklarını müvekkilinin şirket hisselerini davalıya —— bedelle devrettiğini ancak her ne kadar noter senedinde bedelin ödendiği beyan edilmiş ise de tarafların sicil gazetesinde yapılacak ilandan sonra ödenmesi hususunda anlaştıklarını ve davalı tarafından ödeme yapılmadığı gibi müvekkilinin şirket çalışanlarından ve çevresinden yaptığı araştırma neticesinde hisse değerinin —— üstünde olduğunu ancak davalı yanın bilerek hisse değerlerini müvekkiline düşük gösterdiğini ve davacıyı bu hususta aldattığını beyan ederek hissenin bilirkişi marifeti ile gerçek değerinin tespit edilerek belirlenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket hisselerinin devir ve temlikinin boşanma ilamı ekinde onaylanan boşanma protokolüne göre gerçekleştirildiğini—– nolu sözleşme gereğince —— bedelin davalı tarafından davacıya ödendiğinin sabit olduğunu davacı yanın ilan yapıldıktan sonra ödenmesi hususunda mutabakata vardıkları iddiasının dinlenirliği olmadığını davacının iddiasını resmi belge ile ispatlaması gerektiğini beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
—- müzekkere yazılarak——- Karar sayılı dosyası istenilerek gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
—– müzekkere yazılarak davaya konu şirkete ilişkin bilgilerin gönderilmesi istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı tarafından gösterilen tanık —– tarihli duruşmada; “davacı ve davalıyı —- senedir tanırım, boşanma sürecinde davacının yanında idim, kendisi şirketteki hisselerini davalıya devredeceğini ve karşılığında —— alacağını söyledi, noterden pay devri yapıldı, pay devrinin ardından ise—– kendisine ödenmediğini belirtti, kendisi ödeneceği hususunda davalıya güven duyuyordu, biz —— şirketin payları için çok düşük olduğunu ifade ettik, kendisi bunun üzerine mali müşavir vasıtası ile araştırmaya girişti, araştırmanın ardından şirketin gerçek değerinin çok yüksek olduğunu ve eşi tarafından kandırıldığını öğrendi, şirketin gerçek değerinin ne olduğunu bilemiyorum, ancak, davacı pay devrinin üzerinden —– ay geçtikten sonra olması gerekenden düşük bir tutar ile pay devri yapıldığını tarafıma ifade etti, söyleyeceklerim bu kadardır” şeklinde beyanda bulundu.
Davacı tarafından gösterilen tanık —- tarihli duruşmada; “davacı ile noterde pay devri yaptığı esnada telefonla görüşüyordum, kendisi bana pay devri yapıldığını ücretin ise daha sonra ödeneceğini ifade etti, davacıya ücret ödenmeden pay devri yapmamasını söyledim, davalıya güvenerek pay devrini yaptı, dava dışı şirketin eski muhasebecisi ile yaptığı görüşme sonrası şirketin paylarının daha yüksek değerde olduğunu öğrendi, bu husustan ne zaman vakıf olduğunu bilemiyorum, bilgim ve görgüm bu kadardır.” şeklinde beyanda bulundu.
Davacı tarafından gösterilen tanık ——- tarihli duruşmada; “avukat olduğum için davacı ile boşanma sonrasında görüştüm, kendisinin dava dışı şirketten kâr payı alıp almadığı hususunu araştırıyorduk, bu esnada davacı pay devri yaptığını ancak, pay devrinde gösterilen bedelin kendisine ödenmediğini sadece imza attığını söyledi, bu konuşma —yılının başında gerçekleşmiştir, yapılan araştırma sonucu payların devrinin daha yüksek olduğunu öğrendik, pay devrinin yapıldığı tarihte davacı psikolojik baskı altında olduğu için iradesi sakatlanarak bu işlemi yapmıştır, söyleyeceklerim bu kadardır.” şeklinde beyanda bulundu.
Dosya rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu raporda özetle; defterler üzerinde yapılan incelemede defterlerin açılış kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde süresi içinde tasdik edildiğini ve delil olarak kabul edilebileceğini defter ve bilançoların hesaplanması neticesinde — yılı bilançosuna göre şirket değerinin —- Tasfiye Değerlemesi yapıldıktan sonra —- yılı şirket değerinin —- olduğunu —- enflasyon artış oranına göre şirket değerinin —– olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi sunduğu anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ——– tarihli pay devri sözleşmesine konu devir bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği, kararlaştırılan devir bedelinin gerçek hisse bedelinden düşük olup olmadığı, davacının aldatılıp aldatılmadığı ve zarara uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.
——- tarihli pay devri sözleşmesinin incelemesinde davacı yanın ——– bedelin nakden aldığı belirtilmiştir. Aksini iddia eden davacı iddiasını ispatla yükümlü olup davacının bu iddiasını yani resmi evrakın aksini yine eş değer belge ile ispatlama zorunluluğu olup ——-davacı yan noter evrakına eş değer belge dosyamıza sunmamıştır. Yine davacı yan davalı tarafından aldatıldığını iddia etmiş ise de buna ilişkin somut delil ortaya koymadığı gibi davalının bilgisizliğinden yararlanarak düşük bedel söylediğini bu hususu noter devir işlemi yapıldıktan sonra yapmış olduğu araştırma ile öğrendiğini beyan etmiş ise de davalı tarafın kendisini aldattığına dair dosyaya delil sunmadığı gibi davacı yanın sözleşme yapıldıktan sonra yaptığı araştırma ile hisse değerlerinin bedelinin yüksek olduğunu anlamış olup söz konusu araştırmayı sözleşmeden önce yapması pekala mümkündür. Kaldı ki TTK gereğince sözleşmenin yapıldığı tarihte tacir olan davacı basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olup tecrübesizliği ve bilgisizliği nedeniyle aldatıldığını iddia etmesi mümkün değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında davacı yan her ne kadar hisse bedelini almadığını ve davalı yanın kendisini aldattığını iddia etmiş ise de iddialarını ispatlayamadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.627,05 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.718,95 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022