Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/196 E. 2022/155 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/196 Esas
KARAR NO: 2022/155
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı-borçluya —-sağlamış ve akabinde, —- numaralı fatura düzenlediğini, fatura içeriğine ve uzun sözlü yazılı görüşmelere ve hatta davacı borçlu borcunu ödeme arzusunu da belirtmesine rağmen , işbu borcu uzun süre ödemekten kaçındığını nihayetinde müvekkiline farklı tarihlerde, düzensiz olarak toplam — ödeme yaptığını, kalan — tutarı ise ödenmediğini, müvekkilinin, davalı – borçlu ile uzun süre boyunca ödenmeyen bu tutar için yaptığı görüşmelerin sonuçsuz kalması neticesi, —- takibine geçtiğini, karşı-yanın yapmış olduğu yetki itirazı sonucunda dosyanın —gönderildiğini ve işbu davaya konu — aldığını, davalı borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrini ——tarihinde tebliğ aldığını ve akabinde süreci —– bırakmaya yönelik, haksız ve kötüniyetli olarak borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı yanın, söz konusu mesnetsiz ve kötü niyetli itirazını arabuluculuk görüşmelerinde de sürdürdüğünden, süreç sonucunda hiçbir anlaşmaya varılamamış ve işbu hukuki başvuruyu yapma zarureti hasıl olduğunu, izah üzere ise yapılan itiraz, hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli olduğunu ve icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğini beyanla davanın talebi gibi kabulüne karar verilmesini dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının başlattığı icra takibi ve itiraz üzerine İİK m:67 gereğince açılan itirazın iptali davasının haksız olduğunu, davacı yanın davalıdan alacağı bulunmadığını, dava ve takibe dayanak yapılan faturalara konu hizmetlerin/ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğinin ve faturaların davalıya tesliminin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, fatura konusu hizmet/ürünlerin davalıya teslim edilmediğini, bir ispat vasıtasının dosyaya sunulmadığını, davacının dava ve takibe dayanak yaptığı faturaların davalıya teslim edildiği ve davalı kayıtlarına alındığı hususunun da ispata muhtaç olduğunu, fatura davalıya tarafa tebliğ edilmediğini davalının kayıtlarına alınmadığını, davacı tarafın sunmuş olduğu belgeler, deliller ve hatta alacağın bir kısmının ödendiğine dair iddiaların alacağın varlığını ispatı için yeterli olmadığı gibi davalı tarafından borcun/alacağın varlığına ve kabulüne dair bir beyan ve kabul bulunmadığını, davaya konu alacağın varlığı incelemeye ve ispata muhtaç olduğunu, dava konusu alacak isteminin haksız olduğunu, davacı tarafın fatura konusu alacağa takip öncesi dönem için faiz işletmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu alacağın likit ve belirlenebilir olmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin de haksız olduğunu müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilip incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine — tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —-tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen — günlük süre içerisinde —tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen —tarihli rapora göre;—- görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu,
2. Davalı—–Mahkememizde yapılan incelemede hazır bulunmadığı, defterlerini dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, davalı —-kanuni defterleri ve kayıtları incelenemediğinden bir görüş bildirilmediği,
—- uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin — ait olduğu kanaatine varıldığı,
—- —- uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu,
4. Dava dilekçesine ekli davacı — davalı —– düzenlenmiş faturanın davacı firma kayıtlarında yer aldığı, teslim eden ve teslim alan bilgilerinin ve imzalarının bulunmadığı ile takip ve dava konusu alacağın bu faturadan kaynaklandığı,
5. Davalı— davacı —– tarafından düzenlenen takip ve dava konusu yapılan faturaya —gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin olmadığı,
6. Davacı —davalı —-yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyid ettiği bağlı bulundukları —— de beyan ettikleri— görüldüğü, takibe ve davaya konu edilen söz konusu faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı kanısına varıldığı,
7. Davacı —- alacaklı olduğu, ancak, davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanında —nihayetinde müvekkiline farklı tarihlerde düzensiz olarak toplam —ödeme yaptığı— şeklinde açıklama yaptığı göz önüne alındığında, davacı —– alacaklı olduğu kanısına varıldığı,
8. Davalı —– herhangi bir ticari defter ve belge ibraz etmemesi nedeniyle tarafların muavin hesaplarının karşılaştırılması ile ilgili görüş bildirilmediği,
9. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanında— müvekkiline farklı tarihlerde düzensiz olarak toplam — ödeme yaptığı—- açıklama yaptığı, davalı tarafın dosyaya bu ödemeler ile ilgili herhangi bir belge sunmadığı görüldüğü,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, —— takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri—–takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle—— aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir — Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, takip konusu fatura tutarından davacının kabul ettiği — ödemenin düşümü sonrası ise davacının —–alacağının bulunduğu, davalının ödeme belgesi sunmadığı, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa ——-diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği — dosyaya kazandırılması gerektiği —-bildirimlerine göre takibe konu faturanın davalı tarafından — bildirildiği, bu halde davalının —- aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —- halinde alacaklının ——- uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —–davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——-alacaklı olduğunun sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi —- gerektiği, iş bu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; — icra dosyasına davalının —yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin — asıl alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.002,26 TL’den peşin olarak yatırılan 164,72 TL’nin mahsubu ile 837,54 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 164,72 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 101,75 TL tebligat-müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.063,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——— Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022