Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2022/703 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
ESAS NO:2021/191 Esas
KARAR NO:2022/703

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız — Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; 24.06.2020 olay günü saat 12:30 sıralarında dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki— istikametine seyir halindeyken—Sokağa giriş yaptığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın ön kısımları ile —Sokak üzerinde park halinde bulunan— yabancı plakalı aracın sağ arka kısımlarına çarptığını, — plakalı araç çarpmanın etkisi ile sol yan kısımlarıyla yaya kaldırımında bulunan ağaca da çarptıktan sonra yaya kaldırımı üzerinde bulunan davacı müvekkiline çarpması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda —plakalı araç sürücüsü —-2918 SKTK’nın 52/1-b ” Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ” asli kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu bulunduğunu, müvekkili — söz konusu kazada yaralandığını,—tedavi gördüğünü, kazaya sebebiyet veren —plaka sayılı araç, davalı — numaralı — ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu, 19.12.2018 tarihli — yayımlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiş ve konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildiğini, dava şartının yerine getirilmesi için — arabuluculuk numarası ile başvurulduğunu, başvuru neticesinde davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, müvekkili— 01.01.1990 doğumlu olup kaza tarihinde 30 yaşında olduğunu, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 5.600,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici bakıcı masrafı ve 100,00 TL sürekli bakıcı masrafı, olmak üzere toplam 5.900,00 TL tazminatın davalı— Şirketi’ne başvuru tarihi olan 12/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacı tarafın dava dilekçesi ile birlikte delillerini tarafımıza tebliğ etmesinin zorunlu olduğunu, davacı taraf müvekkili şirkete hiçbir delil ibraz etmediğini, 24.06.2020 tarihinde davacı tarafın yaya olarak bulunduğunu, — plakalı müvekkil sigorta şirketine sigortalı aracın kazaya karışması sonucu çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili sigorta şirketi kapsamında —- plakalı araç başlangıç ve bitiş tarihi 17.01.2020 -17.01.2021 olmak üzere —–sayılı— ile sigortalı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, sigortalı aracın davacının zarar görmesinde kusuru olmadığını, davanın müvekkili şirket açısından reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafından sigortalıları araç sürücüsünün her ne kadar olay yeri terk olduğu belirtilmişse buna dair herhangi bir resmi tutanak veyahut sisteme kayıtlı evrak olmadığını, kusur açısından dosyanın öncelikle — gönderilmesini, maluliyet oranının tespiti açısından — rapor alınmasını, haksız olarak açılan davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde; müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını beyan etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; 24/06/2020 tarihinde meydana gelen kazada, davalı yan araç sürücünün kusurlu olup olmadığı, davacının maluliyet oranının ne olduğu, bu hususta herhangi bir maddi zararı olup olmadığı, maddi zarar söz konusu ise davalının bundan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Haksız Fiile İlişkin Kusur Sorumluluğu Yönünden Yapılan Değerledirmede;24.06.2020 olay günü saat 12:30 sıralarında dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki —istikametine seyir halindeyken — giriş yaptığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın ön kısımları ile — Sokak üzerinde park halinde bulunan—yabancı plakalı aracın sağ arka kısımlarına çarptığını—-plakalı araç çarpmanın etkisi ile sol yan kısımlarıyla yaya kaldırımında bulunan ağaca da çarptıktan sonra yaya kaldırımı üzerinde bulunan — çarpması sonucu varalanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
03.12.2021 tarihli kusur bilirkişisi raporunda da belirtildiği üzere,Davalı sigortalısı araç sürücüsü yönetimindeki —marka otomobil ile yerleşim yerinde gündüz vakti, İki şeritli —Sokağa giriş yaptığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın ön kısımları ile — Sokak üzerinde park halinde bulunan — yabancı plakatı aracın sağ arka kısımlarına çarptığını,— plakalı araç çarpmanın etkisi ile sol yan kısımlarıyla yaya kaldırımında bulunan ağaca da çarptıktan sonra yaya kaldırımı üzerinde bulunan yayaya çarpması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b ( Araçların hızlarını aracın yük, teknik özelliğine, görüş, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar maddesini ihlal ettiği kanaatine varılmış olup, dikkatsiz ve özensiz davranışından dolayı tamamen kusurlu olduğuna, Davacı— yaya konumunda bulunduğu ve kaldırım üzerinde olduğu anlaşılmakla, olayın oluş şekli de dikkate alındığında, olayın oluşumunda kusursuz olduğuna kanaat getirilmiştir. Buna göre, 24.06.2020 tarihinde meydana gelen kazanın, — plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı, — plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—-plaka sayılı araç sigortacısı davalı sigorta şirketi; Sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması nedeniyle, olay kapsamında meydana gelen zararlardan sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumludur.
Maddi Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar” ;
-Tedavi giderleri,
– Kazanç kaybı,
-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
– Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, olarak belirtilmiştir.
Bedensel zarara uğrayan kişiler tamamen veya kısmen çalışamamalarından ve ileride ekonomik yönden uğrayacakları yoksunluklardan kaynaklanan zarar ve ziyanlar olan geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları haksız fiil sorumlularından isteyebilirler.
Bu kapsamda, davacının haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında uğradığı bedensel zararları olan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarını TBK madde 49 ve 54 hükümlerine göre davalıdan isteyebilecektir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybı nedeniyle zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.—-sayılı içtihadı nazara alınarak bu noktada, maluliyetin tespiti yönünden bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dosyada mübrez 12.05.2022 tarihli, — tarafından Erişkinler İçin Engellilik değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerinden yararlanılarak hazırlanan raporada, meslekte kazanma gücünün % 19 kaybedildiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin, belirtildiği anlaşılmıştır.
— sayılı kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları olan fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalının sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Zararın hesaplanması için —bilirkişisiden rapor aldırılmıştır.Denetime elverişli olup, yerinde olduğu değerlendirilen —bilirkişi raporunda; Geçici İş Göremezlik zararının 13.948,26 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Geçici İş zararının karşılanacağı Kişi Başına Sağlık ve Tedavi Giderleri Teminatı Li 410.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 556.952,73 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 410.000,00 TL, teminat limitini aşan zararının 146.952,73 TL olduğu, belirtilmiştir.Davacı vekilince, dava dilekçesi ile 100,00 TL geçici iş göremezlik, 5.600,00 TL sürekli iş göremezlik, 200 TL bakıcı gideri, olmak üzere toplam 5.600,00 TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. 22.09.2022 tarihli değer arttırım dilekçesi ile, geçici iş göremezliğe ve sürekli iş göremezliğe ilişkin olan talebini toplamda 410.000,00 TL ‘ye çıkartmıştır.Bu kapsamda, yukarıda açıklandığı şekliyle meydana gelen kazada, sorumlulukları da TBK, TTK ve KTK kapsamında çizilen davalının usul ve yasaya uygun olduğu belirlenen bilirkişi raporlarında belirtilen maddi zararlardan sorumlu olmasından dolayı; Davacı vekilinin talebi doğrultusunda talebi gibi 410.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
200 TL bakıcı gideri talebi yönünden ise, 12.05.2022 tarihli, — raporunda İyileşme (iş göremezlik) süresi içerisinde ve sonrasında başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığından, bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Faiz Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Bir haksız fiil olan trafik kazalarından kaynaklı tazminat istemlerinde, temerrüt tarihi kişilere göre farklılık arz eder.
Sigorta Şirketleri Açısından; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin—Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde— sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, bu sürenin sonunda ödeme gerçekleşmemesi halinde temerrüdün bu tarihte gerçekleştiğinin, davadan önce başvurunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinde temerrüdün gerçekleştiğinin kabulüyle bu tarihlerden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için, davalıya 12.08.2020 tarihinde başvuru yaptığı, 2918 sayılı Kanunu’nun 99/2. maddesi uyarınca sekiz iş günü sonunda 25.08.2020 tarihinde davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren tazminat miktarına yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.Kısa kararda, faiz başlangıç yıl tarihinde tarihi sonu 0 olacakken sehven 2 yazıldığı, yazım hatası yapıldığı anlaşıldığından düzeltilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
410.000,00 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının 25/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline,
200,00 TL bakıcı gideri talebi yönünden ise davanın REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 28.007,10 TL harçtan peşin alınan 1.440,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27.946,11 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —- vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —- vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.499,60 TL harç ile 2.347,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.345,86 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.