Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2023/81 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/190 Esas
KARAR NO : 2023/81

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —— Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili;—— adresinde Davalının 30.03.2020 tarihli —— nolu kaçak tutanağında belirtilen “Sayaçdan geçmeden ölçümsüz şekilde elektrik kullanmak” nedenlerinden dolayı kaçak elektrik kullandığını, işbu kaçak tutanağına konu fatura bedellerini ödemediğini, davalının, davacı kurumun kayıtlarında —–müşteri no ve ——- tesisat no ile kayıtlı olduğunu, ——–tesisata ilişkin olarak 06.04.2019 – 30.03.2020 tarihleri arasında kaçak elektrik kullandığını, ilgili yönetmeliğin m.42’de bahsedildiği üzere işbu durumun kaçak elektrik kullanımı olduğunu, davalının ——- Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, kaçak elektrik kullananlara uygulanacak tarife gereğince davalının kullandığı elektrik bedelinin 174.814,78 TL olduğunu, işbu bedelin takip tarihine kadar ki gecikme zammı bedelinin 6.619,66 TL olduğunu, gecikme zammı KDV bedelinin 1.191,54 TL ile beraber toplamda 182.625,98 TL olduğunu, davalının işbu icra takibine itiraz ettiğini ve işbu davanın açıldığının itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalının davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kaçak tutanağından kaynaklı alacak istemli icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir. 507 sayılı Kanun, 21/06/2005 tarihinde——- yayınlanarak yürürlüğe giren 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 76’ncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer yasaların 507 sayılı Yasaya yaptıkları atıfların 5362 sayılı Yasaya yapılmış sayılacağı açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinde 507 sayılı Yasaya yapılan atıf, 5362 sayılı Yasaya yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni yasal düzenlemede esnaf ve sanatkâr tanımı değiştirilmiştir. Yeni yasanın 3 üncü maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. ——
Somut olaya bakıldığında ise; dosyadaki bilgi ve belgelerden, kaçak elektrik kullanım tutanaklarından dava konusu yerin ticarethane olduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup, davacı tüzel kişi yasa gereği tacir ise de, davalı gerçek kişinin tacir olup olmadığının usulünce araştırılması gereklidir. Bu sebeple mahkememizce davada görevli olunup olunmadığının tespiti için yukarıda açıklanan mevuzat hükümleri uyarınca usulünce araştırma yapılmış, bu kapsamda ilgili vergi dairesinden, ticaret odasından ve ticaret sicilden davalı yanın tacir bilgileri istenmiş ve nihayetinden müzekkerelere cevabi yazılardan davalı tarafın tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle, mahkememizin görevli bulunmadığı, davanın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği, zira davacı ve davalı arasında abonelik ilişkisi bulunmaması nedeniyle tüketici mahkemelerininde görevli olamayacağı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiği de gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin—— Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli ——— Asliye Hukuk MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.