Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/188 E. 2023/569 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/188
KARAR NO : 2023/569

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —–Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA: Davacı vekili; dava dilekçesinde, Müvekkil şirket ile davalılar arasında yapılmış —İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi 13.08.2018 tarihinde Danışmanlık sözleşmesi imzalamış olup, işbu sözleşmenin konusu: “proje sınırları dahilinde Yükleniciye ait tesis, şantiye, ofis, ambar, depo ve diğer mahallerde yüklenici yetkilileriyle mutabık kalınarak tespit edilecek sayıda görevlendirileceği denetim ve danışma görevlileri aracılığıyla, işbu sözleşme koşulları ve yasalar çerçevesinde, korunmasını sağlamak, çalışanların ve ziyaretçilerin rahat ve güven içerisinde işlerini gerçekleştirmeleri için gerekli denetim ve gözetim hizmetlerini vermek, şantiye alanlarında trafiği düzenlemek, huzura, mala ve cana olabilecek tecavüzlerin önlenmesini sağlamak, sabotaja, hırsızlığa, soyguna, yağmaya, yıkmaya karşı şantiye ve tesisi koruyarak, çalışanların işten alı konmasına, tesisin şantiyede bulunan mekanlar ile bu mekanlarda bulunan personelin güvenliğini, emniyetini, işyerinin huzurunu ve güvenliğini sağlayacak denetim ve danışmanlık hizmetinin verilmesi konuyla ilgili gereken tüm tedbirlerin tatil, dini ve resmi bayram tatilleri dahil olmak üzere gece ve gündüz 7 gün 24 saat esasına göre sağlanması” şeklinde düzenlenmiş ve imza altına alındığı bu sözleşmenin yerine getirilebilmesi için 32 personelin istihdam edilmiş olduğu ve gerekirse sayın mahkemenizce tanık olarak dinlenmesinin talep edildiği, sözleşmenin imza tarihinden sonra müvekkil şirket sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmiş fakat yan müvekkil ödeme yapmamış olup sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmediği, 01.03.2019 tarihinde e-mail ortamından ihtarname olmaksızın, gerekçe olmaksızın tamamen kötü niyetle “—-Şantiye güvenlik ve danışmanlık hizmetiniz sonlandırılacaktır” ibaresiyle sözleşmeyi haksız olarak fesh edildiği, 30.06.2019 tarihli 155.906,13 TL tutarında karşı tarafça ödenmeyen fatura olduğu, Yukarıda açıklanan nedenlerle yargılama giderlerinin ve avukatlık vekalet ücretinin karşı yan tarafa yüklenmesine karar verilmesinin” talep ve dava edildiği görülmüştür.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı ile aralarında imzalanan 13.08.2018 tarihli sözleşme hükümlerine göre davacının yan müvekkillere ait proje kapsamında projenin yapıldığı her noktaya yeterli sayıda personelin tahsisi ile denetim ve kontrol anlamında gerek can gerekse mal güvenliği anlamında düzenin sağlanmasına ve projenin sağlıklı ilerlemesi adına hizmet verilmesi üzerine sözleşme imzalamış olup, bu sözleşmenin kapsamında 7/24 esasına göre hizmet verilmesi kararlaştırılmış, davacının işçileri alırken belli bir yeterliliğe sahip olmak adına davrandığı, bu yeterliliğe sahip olabilmek adına işçileri almış olduğu, davacı şirket herhangi bir şekilde edinimlerin yerine getirilmediğini ifa etmişse de tüm edinimlerin yerine getirildiğini, bahse konu olan 32 işçinin tanık olarak dinlenilmesinin yersiz olduğu, huzurda bunun bir iş davası olmadığı alacağa konu bir takım kayıtlı Tesmi ticari defterlerle ispatı mümkün ve imzalanmış 2 tarafı olan sözleşmenin mevcudiyetinde iş bu sözleşmenin maddelerinin tartışılması gerektiği, sözleşmenin feshi maddesi anılan sözleşmede 25. Maddede yer aldığı, buna göre davalı şekil şartı olmaksızın fesih imkanı tanımış davalıda bu hakkını kullandığını, belirtildiği üzere borçlar kanununa ve ticaret kanununa aykırı olmayan bir sözleşmenin mevcudiyeti var iken tarafların iradeleri ile imza altına alındığını, Yukarıda açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi” talep ettiği görülmüştür.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, —-Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi, —— ortaklığı olduğunu, bu ortaklı ile davalı arasında 13/08/2018 tarihinde Danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, davacının edimlerini yerine getirdiğini, 32 personel ile hizmet verdiğini, davalıların edimlerini yerine getirmediğini, akabinde 01/03/2019 tarihinde e-mail ortamından, ihtarname olmaksızın sözleşmeyi feshettiklerini, feshin haksız olduğunu, davacı yanca görevlendirilen işçilerin iş akitlerinin bu nedenle sona erdiği, işçilik alacaklarının bu nedenle davacıca ödendiğini belirterek şimdilik (HMK 109) 250,00 TL fatura alacağının ve sözleşmenin erken feshinden kaynaklanan zararları için (HMK 107) 250,00 TL ‘nin ticari reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi maddesi anılan sözleşmede 25. Maddede yer almakla buna göre davalıların şekil şartı olmaksızın fesih imkanı tanındığı, feshin bu kapsamda yapıldığını, davalıların lüzum üzerine bu haklarını kullandıklarını, işçilerin görevlendirilmesinin davacının sorumluluğunda olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklı davacının ödenmemiş fatura alacağı bulunup bulunmadığı, sözleşmenin adi ortaklık tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, haklı nedenle feshedilmiş ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı, hangi tutarda zarara uğradığı noktalarında toplanmaktadır.

Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Dava konusu uyuşmazlık taraflarca 13/08/2018 tarihinde imzalanan “Saha giriş – çıkış Kontrol ve Danışmanlık İşleri” sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine ilişkindir.Sözleşmedeki işin; Yüklenici (Adi Ortaklık) tarafından yapılan—– İnşaatında saha giriş-çıkış, kontrol ve danışmalık işleri ve bu işle bağlantılı tüm iş ve işler olduğu, davalılara ait proje kapsamında projenin yapıldığı tüm alanda tüm tesise ilişkin açık kapalı alanlar ve çalışmanın yapıldığı her noktaya yeterli sayıda personelin tahsisi ile denetim ve kontrol anlamında gerek can gerekse mal güvenliği anlamında düzenin sağlanmasına ve projenin sağlıklı ilerlemesi adına hizmet verilmesi olduğu, verilecek hizmetin 7/24 esasına göre kesintisiz verilmesinin kararlaştırıldığı,Davalıların 01/03/2019 tarihinde e-mail ortamından, ihtarname olmaksızın sözleşmeyi taraflar arasındaki sözleşmenin 25.maddesi uyarınca feshetmiştir.Uyuşmazlık kapsamında bilirkişi raporları aldırılmıştır.05.11.2021 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen 30.06.2019 tarihli 155.906,13 TL’lik danışmanlık faturasının davalıların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine BA formu ile de beyan edilmediğini belirtmiştir.19.10.2022 tarihli iki kişilik bilirkişi raporunda, 30.06.2019 tarihli 155.906,13 TL faturanın üzerine elle —- hizmet faturasıdır notu düşülmesine göre, bu tutarın istenebilmesi için fiilen mart ayının tamamında hizmet verdiğini davacının kanıtlaması gerektiğini,
Mart ayında hizmet vermemiş olması halinde, davalılara sözleşmenin 25.1. maddesinde gerekçe göstermeksizin tanınan fesih hakkının, TMK.m 2/1 hükmüne göre dürüstlük kuralına uygun kullanıldığının benimsenmesi halinde 7 günlük feshi ihbar süresine uyulmaması nedeniyle, istenebilecek tutarın 52.186,94 TL olduğu;
Buna karşılık, davalılara sözleşmenin 25.1 maddesinde tanınan gerekçe göstermeksizin fesih hakkı somut olay özelinde hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunun benimsenmesi halinde, davacının uğradığı kâr kaybının mali incelemede 627.186,96 TL olarak hesaplandığı, belirtilmiştir.Davacının dava dilekçesi kapsamında istemleri 30/06/2019 düzenlenme tarihli 155.906,13 TL tutarında karşı tarafça ödenmemiş Danışmanlık hizmeti faturasından kaynaklanan alacak ve sözleşmenin erken feshi nedeniyle uğranılmış zararlara ilişkindir.Dava dilekçesi her iki alacak kalemi içinde 250 TL talepte bulunmuş, akabinde sözleşmenin erken feshi nedeniyle zararına ilişkin talebini, 02.03.2023 tarihli değer arttırım dilekçesi ile 627.186,96 TL olarak arttırmıştır.
Davacının Fatura Alacağı Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Ticari defter incelemelerinde imzalanan danışmanlık sözleşmesine yönelik çalışanlara ait —-çıkışlarının 31.03.2019 tarihi ile gerçekleştirilmiş olduğu ve hizmet bedeli olarak davacı tarafından 30.06.2019 tarihli——numaralı 155.906,13 TL’lik faturanın 01.03.2019 – 31.03.2019 tarihleri arası mart ayı hizmet faturasıdır açıklaması ile düzenlenmiş olduğu, bilirkişilerce yapılan incelemelerde davacının mart ayı hizmet bedeline ilişkin düzenlemiş olduğu, 30.06.2019 tarihli —– no.lu 155.906,13 TL danışmanlık faturasının, davacının kayıtlarında yer alırken davalının tarafın ticari defter kayıtlarında ver almadığının tespit edildiği, sözleşmeninde davalı yanca 01/03/2019 tarihinde feshedildiği de nazara alındığında, bu kapsamda davacının mart ayına ilişkin sözleşme kapsamında hizmet verdiğini ispatlayamadığı, davacının faturadan kaynaklı bir alacağı bulunduğunu ispatlayamadığından bu cihetteki fatura alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının Taraflar Arasındaki Sözleşmenin Erken Feshi Nedeniyle Uğramış Olduğu Zararlara İstemi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile personeline ödediği bedelden ve kar kaybından kaynaklı zararının tazminini talep etmektedir.
Taraflarca 13/08/2018 tarihinde “Saha giriş – çıkış Kontrol ve Danışmanlık İşleri” sözleşmesi imzalandığı,
Sözleşmede işin; Yüklenici (Adi Ortaklık) tarafından yapılan ——İnşaatında saha giriş-çıkış, kontrol ve danışmalık işleri ve bu işle bağlantılı tüm iş ve işler olduğu, davalılara ait proje kapsamında projenin yapıldığı tüm alanda tüm tesise ilişkin açık kapalı alanlar ve çalışmanın yapıldığı her noktaya yeterli sayıda personelin tahsisi ile denetim ve kontrol anlamında gerek can gerekse mal güvenliği anlamında düzenin sağlanmasına ve projenin sağlıklı ilerlemesi adına hizmet verilmesi olduğu, verilecek hizmetin 7/24 esasına göre kesintisiz verilmesinin kararlaştırıldığı,Sözleşmenin 8.maddesine göre, işin süresi iş bitim tarihi veya fesih tarihine kadar devam edeceğinin belirtildiği, Yine aynı sözleşmenin 25.maddesine göre yüklenici olan davalıların sözleşmeyi hiçbir yükümlülük altına girmeden istedikleri zaman feshedebileceği belirtilmiştir.Davalılar 01/03/2019 tarihinde e-mail ortamından, ihtarname olmaksızın sözleşmeyi, sözleşmenin 25.maddesi uyarınca feshetmişlerdir.
Bu kapsamda, 13/08/2018 tarihinde imzalanan “Saha giriş – çıkış Kontrol ve Danışmanlık İşleri” sözleşmesinin taraflarının ticari şirket olduğu, tacirlerin eylem ve işlemlerinde basiretli olmaları gerektiği, tarafların açıkça sözleşmede sözleşme süresinin sözleşme feshedilene kadar olduğunu ve yine aynı sözleşmenin 25.maddesinde davalı tarafa sözleşmeyi hiçbir yükümlülük altına girmeden istediği zaman feshedebileceği hakkının verildiği, bu kapsamda davalı yanın lüzum üzerine taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih niteliğinde olmadığı, yine fesih kapsamında doğacak zararlardan da davalı yanın sorumlu olunmadığı açık düzenlemesi karşısında, TMK madde 2 hükümlerinin olayda tartışılamayacağı, yine davacının kar kaybı olarak bilirkişilerce 9 aylık süre üzerinden 627.186,96 TL olarak belirlenmesi, sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmediği, sözleşmenin süresinin sözleşmede açıkça fesih tarihine kadar belirlenmesi kapsamında 2023 yılının kalan 9 ayı üzerinden hesaplama yapılmasının da yerinde olmadığı ve yine taraflar arasındaki sözleşmenin 11.29 maddesi kapsamında işçilik ile ilgili alacaklardan davacı yanın sorumlu olduğu da belirtildiğinden, davacının somutlaştırdığı başkaca bir zararı da bulunmadığından, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.Dava değer arttımı harcı yatırılmadığından, 500 TL üzerinden yargılama giderleri hesaplanmıştır.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 120,6‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.