Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/166 E. 2021/322 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2021/166 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararname ile büyük mükellefler vergi dairesi müdürlüğünün —- vergi numaralı mükellefi ——- kapatılarak malvarlığı hazineye devredildiğinden yapılan tespitte hak, alacak, malvarlığı ile borç ve yükümlülükleri tespit edildiğini, davalının ilgili kuruma 73.522,07 TL tutarında borcu olduğundan İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı dosyasında borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu nedenle icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibine devam edilmesi istemi ve davalı borçlu hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptal, davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki —, rekabet yasağına ilişkin—–, yayın sözleşmesine dair —–kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen ——-komisyon sözleşmesine ilişkin —- ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan—- havale hakkındaki —, saklama sözleşmelerini düzenleyen —- maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile —- ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davalının tacir olmasına karşın, davacının tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1. Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2. Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli—- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3. Yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.