Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/135 E. 2022/340 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/135 Esas
KARAR NO : 2022/340

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili—-arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden krediler açılıp kullandırıldığını ve kullandırılan kredilerin ödenmediğini, Davalılardan …, ….——ise söz konusu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, Kefalet limitleri gereği borcun tamamından sorumlulukları olduğunu, Kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek Kredi Borcunun ödenmesi için — tarih ve — yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalı/lara ihtar edilmiş ise de borç ödenmediğini, İhtarnamede verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine–sayılı dosyası ile davalı-borçlu hakkında genel haciz yolu ile takibi başlatıldığını, borçlu tarafından yapılan haksız itiraz ile icra takibi durduğunu, Davalı/borçluların –dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla ve tahsil edilmemiş olan alacak yönünden devamına, Davalı-borçluların nakit alacakları üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı-borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraflar usulüne uygun davetiye dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için açılan—esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
— sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 11/07/2019 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz + gider vergisi+ masraf toplamı 68.963,86 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 22/07/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; ” takip talebinde banka tarafından farklı hesaplama yapıldığının görüldüğü, hangi meblağlar üzerinden— kullanılarak hesaplama yapıldığının açık olmadığı, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğu, diğer kredilerden kaynaklı alacak için asıl alacak tutarının yaklaşık olarak uyumlu olduğu, ancak temerrüt faizinin farklı orandan hesaplanması nedeniyle fark bulunduğu, açıklandığı üzere incelemede esas alınan faiz oranlarından hesaplama yapılması gerektiği,—ve kredi kartı için asıl alacak tutarındaki farkın, bankanın faiz tahsil tarih ve tutarlarını bildirmemesi
nedeniyle hesap kat tarihlerindeki tutarların esas alınmasından kaynaklandığının anlaşıldığı, masraf adı altında yapılan talep için belge aslı sunulmaması nedeniyle hesaplamaya dâhil edilmediği, takip talebine bağlı kalarak faizler ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka alacağının tablolarda görüldüğü gibi 32.520,03 TL ve 33.300,25 TL olmak üzere toplam— olduğu, takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarlarına; diğer krediler adı altında yapılan takip için asıl alacak tutarına yıllık % 38,70 oranından, –ve kredi kartı için asıl alacak tutarına kesinleşen oran olan yıllık % 31,80 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, asıl borçlu ve kefillerin borçtan sorumlu bulundukları, yönünde görüş bildirilmiştir” bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriklerine göre; davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının — elverişli bilirkişi raporu ile toplam 65.820,28 TL olarak tespit edildiği, ayrıca ihtarname masrafı olarak gösterilen noterlik makbuz örneğinin sunulması nedeniyle bu alacak kaleminin kabulüne karar vermek gerektiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;–sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin
Diğer kredilerden kaynaklı olarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %38,70 oranında faiz işletilmek suretiyle, 31.907,72 TL asıl alacak, 583,15 TL işlemiş temerrüt faizi,— olmak üzere toplamda 33.839,32 TL üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
–ve kredi kartından kaynaklı olarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %31,80 oranında faiz işletilmek suretiyle, 32.783,35 TL asıl alacak, 492,29 TL işlemiş temerrüt faizi, 24,61 TL — olmak üzere toplamda 33.300,25 TL üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
Hükmolunan alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 4.586,30 TL’den peşin olarak yatırılan toplam 832,92 TL’nin mahsubu ile3753,38 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 832,92 TL peşin harç, 425,90 TL tebligat-müzekkere-posta, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.326,62 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%97Kabul) 2.256,82 TL’sinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — uyarınca hesaplanan — davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde— dosyasının iadesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve — ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.