Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2021/1287 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/129 Esas
KARAR NO : 2021/1287

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —— tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacının davalıya—- yazılı teklif verdiğini, teklifte ücretin 19.765,00 TL olduğunu ve taraflar arasındaki pazarlık sonucu davacının indirim yaptığını ve davalının teklifi onayladığını, daha sonra davalıya hizmetin verildiğini ve davalı adına fatura düzenlendiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine—– dosya ile takibe başlandığını, davalının itirazı sonucu takibin durdurulduğunu iddia ederek itirazın iptalini ve icra takibinin devamını,% 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı tarafından davalı firmaya hizmet verildiğini, buna istinaden fatura tanzim edildiğini davalının ödeme yapmadığını, davalı şirket aleyhine —- ilamsız icra takip dosyası ile 17.295,26 TL tutarında asıl alacak iddiası ile icra takibi başlatıldığı, fakat davalının itirazı üzerine işbu davanın ikame edildiğini, davalı şirketin davacıya faturadan kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketle olan anlaşmasına riayet etmediğini, ödemezlik definde bulunmakta olduğunu, davalı ile davacı arasında sözleşme ile borçlandırılarak edimi ifa etmediklerini ve bu nedenle ödeme yapmadıklarını, buna rağmen edimi taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak ifa etmeyen davacının, alacak talebinde bulunmasının hukuken kabul edilebilir olmadığını, işbu davada ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davada davacı tarafın yükümlülüğünü yerine getirilememiş olduğunu, alacaklı olduğunun ispatlanamamış olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davalının dava konusu faturaya ilişkin herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle davacı aleyhine alacağın %20’sindenaşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava dilekçesinde, davalıya ait şirketteki ———– yapıldığını, bu kapsamda kesilen faturaların ödenmediğini, ödenmeyen faturalar için yapılan takibe itirazın iptali ile, % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın sağladığı ——- düzelmediğini,—–bulunmadığını, ———- verilmemesi nedeniyle ödeme yapılmadığını, ödemezlik definde bulunulduğunu, davacı tarafın alacağını ispatlayamadığını, savunarak davanın reddiyle birlikte tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, fatura alacağına dair yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık; Davacı tarafından davalıya ait işyerindeki — değişikliğinin yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe itirazı iptali gerekip gerekmediği hususundadır.
—— dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 17.295,26 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- incelendiğinde cihazların genel bakım ve onarımlarının yapıldığı, — davacı tarafın davalı adına düzenlediği dava konusu — beyan ettiği, davalı tarafın adına düzenlenen dava konusu faturayı —etmediği, dava konusu işyerinde davacı tarafından fatura edilmiş olan işlerin (—-davacı tarafından yapılmış olduğu, yerinde yapılan incelemede görüldüğü, dava konusu alacak ile ilgili tarafların defter kayıtlarının uyumlu olduğu ve buna göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.295,26 TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davalıya ait şirketteki —verilmesi ve — değişikliğinin davacı tarafça yapılması hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflarında kabulünde olduğu üzere iş bedeli de ödenmemiştir.
İhtilaf, davacı tarafından davalıya ait —değişikliğinin yapılıp yapılmadığı, ayıplı hizmet ifası olup olmadığı hususundadır.
Tarafların itirazı olmadığı — Kontrol” işi karşılığında —– bedelle anlaşma sağladıkları,
04.08.2020 ve 06.08.2020 tarihli servis raporları incelendiğinde cihazların genel bakım ve onarımlarının yapıldığı, 56 adet filtrenin değiştirildiğinin belirtildiği,
Bilirkişi heyetince yerinde yapılan incelemeler neticesinde, servis formunda belirtilen 56 adet filtrenin değiştitildiğinin, dava konusu işyerinde davacı tarafından fatura edilmiş olan işlerin –işlerinin davacı tarafından yapılmış olduğunun belirtildiği,
İşbu bilirkişi raporunun davanın taraflarına tebliğ edildiği, davacı ve davalı tarafın heyet bilirkişi raporuna bir itirazları bulunmadığı,
Açıklanan tüm bu nedenlerle, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.295,26 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —-
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek aynen devamına
3-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.181,44 TL karar ve ilam harcından 208,88 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 972,56 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 208,88 TL peşin harç toplamı:268,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 82 TL gider avansı toplamı: 2.182,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10—– arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzene karşı verilen, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.