Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/126 E. 2022/366 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/126 Esas
KARAR NO : 2022/366

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının — ticareti ile uğraştığını, davacının davalı şirkete—– malzemesi tedarik ettiğini ancak davalı şirketin tedarik edilen malzemelerin bedelinin ödenmediğini, davalı şirketin teslim aldığı ancak ücretini ödemediği malzemelerin faturasının dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalı şirket hakkında— başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrine itiraz ettiğini, işbu sebeple asıl alacak olan 6.225,97 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, ayrıca alacağın likit olduğunu, takibe kötü niyetle itiraz edildiğinden davalı şirketin dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, takip tarihinden önce davalı şirketin temerrüte düşürülmediğinden takip tarihinden önce işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebi bulunmadığını,
izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlerle; davanın kabulüne,– yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın dava değerinin %20′ sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya Tebligat Kanunu 35.maddeye göre; tensip zaptı, dava dilekçesi tebliğ edilmiş olduğu, ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı, davaya katılmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; — dosyası üzerinden davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 20/11/2020 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 7.899,72 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 10/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; davacı alacaklı vekilinin dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edilmesi üzerine, dosyanın — esas sırasına kaydedildiği, hazırlanan yeni ödeme emrinin davalı alacaklıya 19/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun — tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —tarafından düzenlenen 28/01/2022 tarihli rapora göre; davacı tarafın ticari defterlerinin —- ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, — yevmiye ve defter-i kebir beratlarının süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, 20/11/2020 takip tarihi itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde davalı taraftan 6.226,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı— davaya katılmadığı, defter/belge ibraz etmediğinden inceleme yapılamadığını, takibe konu faturaların davalı tarafın bağlı bulunduğu— bildirim yazıların, davacıdan alınan mal veya hizmete ilişkin olarak bağlı bulunduğu —— yılı— bulunduğu, davacının takip konusu asıl alacak yönünden — tutarındaki alacak talebine karşılık incelenen — formları, sevk irsaliyeleri ve— yazıları incelendiğinde, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının—- kayıtlı 6.226,00 TL tutarındaki alacağının ispatına ilişkin karinelerin bulunduğu, alacağını talep edebileceği, davacının takip öncesi faiz talebine ilişkin temerrüt şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz —-geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz—- aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların—- ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 6.226,00 TL alacaklı olduğu, davacının talebinin 6.225,97 TL olduğundan taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiğ—- göre takibe konu faturalardan—- çoğunluğunun davalı tarafından —– bildirildiği, bu halde davalının——— aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—– sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği—-sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 6.226,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, davacının sadece asıl alacağa yönelik taleplerini ileri sürdüğü, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ;—- dosyasına davalının asıl alacak — yaptığı itirazın iptaline; takibin takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarla asıl alacak üzerinden aynen devamına,
2-Kabul edilen asıl alacağın (6.225,97 TL) %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 425,30 TL’den peşin olarak yatırılan 64,12 TL’nin mahsubu ile 361,18 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 64,12 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 199,25 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.467,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde —–hesaplanan —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde—- takip sayılı icra dosyasının iadesine,
10—- tarafından karşılanan —– ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.