Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/93 E. 2023/746 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/93 Esas
KARAR NO: 2023/746
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2020
KARAR TARİHİ: 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili firma ile davalı yan arasında —— yapılan tıp kongresinde müvekkili tarafından davalı tarafa simultane çeviri hizmeti verildiğini, buna karşılık 23.10.2019 tarih —— numaralı KDV dahil 20.532 TL bedeli 1 adet fatura kesildiğini, iş bu fatura bedelinin defalarca sözlü ve yazılı olarak mail aracılığı ile davalıdan istenildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine ——- Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emrinin 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından 15.01.2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca itiraz edildiğinden iş bu takibin durduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, —- esas numaralı dosyaya borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, davalının dava konusu alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama gider, masraf ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari hizmet ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.-
—– takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 07/01/2020 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 21.346,25 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 10/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 14/01/2020 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Yargılama sırasında davalı şirketin ———esas sayılı dosyası kapsamında iflasına karar verildiğinin anlaşıldığı, ilgili iflas kararının 21/12/2020 tarihinde kesinleştiği, davanın kendiliğinden kayıt ve kabul davasına dönüştüğü, iflas tasfiye işlemlerinin ——– dosyası üzerinden basit usule göre yapıldığının anlaşıldığı, işbu dosya davacısının dava konusu alacak talebinin iflas dairesince görülmekte olan itirazın iptali davası bulunduğundan usulsüz alacak talebi olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği, sıra cetvelinin davacı- alacaklı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi——tarafından düzenlenen rapora göre; nihai kararın takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere; davacı ile davalının tacir olduklarını, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırdığını ve birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan icra takip tarihi itibarıyla 20.532,00 TL alacaklı bulunduğunu, davalı Müflis —- ait ticari defterlerin ——- saylı dosyada olduğu beyan edilmiş ve tarafınca ilgili icra dairesine gidildiğini, ilgili ticari defterlerin müdürlüklerine teslim edilmediğinin beyan edildiğini, inceleme yapılamadığını, dosyaya mübrez ilgili vergi dairesi müdürlüklerinin yazılarında tarafların ——- formlarında karşılıklı olarak fatura tutarları üzerinde mutabık olduklarını, davacı icra takibinde işlemiş faiz talebine ilişkin olarak taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, takibe konu faturaların ödenmesine ilişkin TBK’nun temerrüde ilişkin 117.Mad hükümlerine göre davalıya icra takibinden önce gönderilen ve davalıya tebliğ edilen herhangi bir ihtarname bulunmadığını, bu neden ile davacının işlemiş faiz talebinin Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 20.532,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafın iflas tasfiye işlemini gerçekleştiren ilgili icra dairesine usulüne uygun inceleme davetiyesi tebliğ edildiği, 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——- davalının ——bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının —– formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ———— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——–davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 20.532,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, takip işlemi öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, iş bu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı zaten davacı tarafça duruşmadaki beyanında işlemiş faiz taleplerinden vazgeçtiklerinin bildirildiği ve dava itirazın iptali iken kayıt kabul davasına döndüğünden davanın tam kabulüne dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 20.532,00 TL’nin müflis davalı ———– iflas masasına KAYIT KABULÜNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 243,91 TL nin mahsubu ile 25,94 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 243,91 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 1.350,00 TL bilirkişi, 177,25 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam, 1.589,45‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023