Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/9 E. 2021/489 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2020/9 Esas
KARAR NO : 2021/489

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2015
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerden——–alındığını; —— itibaren faturalarda yasal dayanağı bulunmayan haksız bir şekilde kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, ——– okuma bedeli,——— davacı aleyhine tahakkuk yapıldığını; bu nedenle, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla —– davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı ——–vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin birleştirme kararının hatalı olduğunu ve bu nedenle, davanın tefrik edilmesi gerektiğini; davacı şirketin ——- dayanan farklı özellikler gösteren ve farklı tüzel kişiliklere sahip tacirlere yöneltilmiş bulunan husumetlerini tek bir davada birleştirildiğini; eldeki davanın bu şekilde görülmesinin mümkün olmadığını; bu nedenle, davalı yönünden davanın tefrik edilmesine karar verilmesi gerektiğini; dava konusu bedellerin mevzuat çerçevesinde faturalara yansıtıldığını; yasal düzenlemelere uyma zorunluluğunun bulunduğu belirtilerek davanın reddine, karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı —— vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; ———— tarihi itibariyle—— olarak ikiye bölündüğünü; 6102 sayılı TTK.nun 176.maddesi kapsamında davalının sorumluluğunun kalmadığını; sorumlunun ——.—– olduğunu; esasa yönelik olarak da haksız davanın davaya cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında; reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki —–kapsamında, davacı tarafından—- bedeline yansıtılan dava konusu bedellerin haksız tahsil edildiğinden bahisle, bu bedellerin davalıdan istirdaten tahsili istemine; ilişkindir.
Başlangıçta; mahkememiz —– Esas numaralı dosyasında görülmekte olan davada verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiş, İstanbul BAM. —–Karar sayılı ilam ile yeniden görülmek üzere dosya mahkememize gönderilmiştir. Anılan karar uyarınca taraf teşkili sağlanmış, —- Esas numaralı dosya üzerinden devam edilmiştir.
Dava, 19/01/2015 tarihinde açılmış olmakla; yargılama sırasında —- Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; —— heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, —- ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, ——– bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde —– Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı —- eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde———– bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi —— tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme—— tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, —- tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, —– tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için —-Mahkemesine başvurmuştur. Anayasaya aykırılık başvurularını incelenmiş ve nihayetinde,—– bedellerinin tüketiciden tahsil edileceğine dair tüm hükümlerin iptal istemini reddederken,—— tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu ——hak arama özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahalede bulunduğundan, sadece bu kuralın iptaline, kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava konusu düzenlemeleri— aykırı bulmayarak iptal talebinin reddine karar vermiş olup, —– tarih ve —- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp (E.———- yayımı ile sonuç doğurduğu anlaşılmakla, davacının talebinin de, bu bedellerin hiç alınamayacağından ibaret olduğu, fazla alındığı iddiasına dayanılmadığı, taleple bağlılık gereği dosya incelenmiştir.
Her ne kadar davanın yasa değişikliği nedeniyle konusuz kaldığı yönünde karar verilmiş ise de; yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede yerleşik Yargıtay uygulamalarınca (Yargıtay —-.HD E.——— davacının dava açtığı tarihte, dosyadaki bilgi ve belgelerle haklı olduğu sabittir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —— sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Bu sebeple; tespit hükmünde “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde gerekmektedir. Davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğundan, davaya konu bedelleri tahsil eden davalılar, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada esastan karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.415,50 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 3.356,20 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki — Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç toplamı: 90,70 TL ile 2.226,40 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.