Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/86 E. 2021/514 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/86 Esas
KARAR NO : 2021/514

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalıdan olan alacağının tahsili bakımından—– dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını ve borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, borçlunun takip dosyasından gönderilen ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk başvurusunda da davalı taraf katılmadığından görüşme yapılamadan anlaşmama tutanağının düzenlendiğini belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile—- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—— dosyası celp edilip incelenmiştir.Dosya içeriğine göre; 12/12/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —— asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 11.042,91 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 17/12/2018 tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
24.11.2020 tarihli bilirkişi kök raporunda davacı şirketin 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, davacının düzenlediği faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 10.430,97 TL tutarlı—- imzanın bulunmadığı, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 10.056,21 TL alacağının bulunduğu, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığı işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı tespit edilmiş, itiraz üzerine dosya ek rapor için dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, ek bilirkişi rapor içeriğine göre; “Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Tarafımızca düzenlenen kök raporumuzun 4.a.l davacı defter incelemesi kısmındaki tabloya davacının yasal ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdik bilgileri tabloya yazıldığı halde tablo altındaki açıklama kısmı ile sonuç kısmına sehven kapanış tasdiklerinin bulunmadığının yazıldığı anlaşıldığından davacının işbu itirazının yerinde olduğu, davacının 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, davalının faturalardaki malların teslimine ilişkin itirazının bulunmadığı, malların teslimine ilişkin araştırma yapılmaması gerektiğine yönelik itirazı yönünden; davacı tarafından her ne kadar davalının fatura içeriği malların teslimine ilişkin itirazın bulunmadığı belirtilmiş ise de takip dayanağı cari hesap alacağının davacı tarafından tanzim edilen faturalardan kaynaklandığı, davalının açıkça ya da —-olarak takip konusu fatura içeriği malları teslim aldığını ikrar etmediğinden yapılan itirazın teslim ve tesellümü de kapsadığının kabulünün gerekeceğinden davacının işbu itirazına iştirak edilmediği, davacının faiz incelemesine itirazı yönünden; kök raporda davacı/alacaklı takip dosyasında asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi talep ettiğinden taleple bağlılık kuralı gereği takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için talebine ilişkin olarak değerlendirme yapılmış, takip öncesi için ise takip konusu faturaların TBT m.117 kapsamında muaccel olmadığından 3095 s.k m.2/2 kapsamında—–talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirildiği, ancak mahkemece aksi kanaat oluşması halinde; takip öncesinde hükmolunacak davacı alacağı için TTK m. 1530 maddesi kapsamında faiz talep edebileceği yönünde hüküm tesis etmek istemiş halinde davacı tarafından tanzim edilen fatura tarihlerinden ilgili maddede öngörüldüğü şekilde 30 gün sonrasında fatura tutarı alacağın muaccel olduğunun kabul edilmesi halinde TTK 1530/7 uyarınca mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde, ilgili tarihlerde geçerli olan uygulanacak temerrüt faiz oranına göre (%10,75) davacı alacağına 218,82 TL işlemiş faiz hesaplandığı, taleple bağlılık gereği 121, 40 TL talep edebileceği kanaatlerine ulaşılmıştır.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.—–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir (——
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 10.056,21TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (—–) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——- altında olması nedeniyle davalının — bildirimlerinde görülmediği, 10.430,97 TL tutarlı 22 adet faturanın teslim alan bölümünde isim ve imzanın bulunduğu, bu faturalara ilişkin mal tesliminin gerçekleştiği kanaatine varıldığı, 490,54 TL bedelli 2 adet faturada isim ve imzanın bulunmadığı, bu fatura konusu malların tesliminin ispatlanamadığı, davacının yemin deliline dayanmadığı, ancak davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 10.056,21 TL alacağının bulunduğu, takip öncesi temerrüt şartlarının oluşmadığı, TTK 1530 .maddesi gereği taraflar arasında tedarik sözleşmesinin bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 10.056,21TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; —– sayılı icra dosyasına davalının 10.056,21 TL yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin 10.056,21 TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 686,69 TL’den peşin olarak yatırılan 133,38 TL’nin mahsubu ile 553,56 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 200,25 TL tebligat-müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.062,45 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre(%91 kabul) 967,52 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —— uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6——— takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı