Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/81 E. 2021/1174 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/81 Esas
KARAR NO: 2021/1174
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
BİRLEŞEN DAVA (—–)
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 09/12/2020
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
—–, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; Davalı-Karşı Davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, Davalı-Karşı Davacı tarafından üretilen —— zarar oluştuğunu iddia ederek, bu alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesini, karşı dava yönünden de zamanaşımı itirazında bulunup, davacı şirketin böyle bir borcu olmadığını savunarak karşı davanın reddini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkil şirketin ambalajlama, paketleme sektöründe faaliyet gösterdiğini, Davacı-Karşı Davalı tarafın son siparişindeki ürünlerin teslimi yapıldığını, ancak bedelinin ödenmediğini, —-alacağı bulunduğunu, bu alacağın ticari faizi ile tahsilini talep ettiği, davacının esas davasında istediği paketlenmiş ürünlerin talebi gibi—– gönderildiğini, ambalajlama malzemesinin dahi davacı şirket tarafından karşılandığını, malzeme kalitesinin davalı şirket ile bir ilgisi olmadığını, davacı tarafın fatura keserek zarar tespit edemeyeceği savunarak esas dava yönünden davanın reddini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı – Karşı Davalı Vekili, Davalı – Karşı Davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, Davalı – Karşı Davacı tarafından üretilen ——- ürünlerindeki kalite probleminden kaynaklı —— zarar oluştuğunu iddia ederek, bu alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesini, karşı dava yönünden de zamanaşımı itirazında bulunup, davacı şirketin böyle bir borcu olmadığını savunarak karşı davanın reddini talep etmiştir.
Davalı – Karşı Davacı Vekili, müvekkil şirketin ambalajlama, paketleme sektöründe faaliyet gösterdiğini, Davacı – Karşı Davalı tarafın son siparişindeki ürünlerin teslimi yapıldığını, ancak bedelinin ödenmediğini, —- alacağı bulunduğunu, bu alacağın ticari faizi ile tahsilini talep ettiği, davacının esas davasında istediği paketlenmiş ürünlerin talebi gibi —– gönderildiğini, ambalajlama malzemesinin dahi davacı şirket tarafından karşılandığını, malzeme kalitesinin davalı şirket ile bir ilgisi olmadığını, davacı tarafın fatura keserek zarar tespit edemeyeceği savunarak esas dava yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, Davalı – Karşı Davacı tarafından ayıplı mal teslim edilip edilmediği, ayıplı mal teslim edilmiş ise, Davacı -Karşı Davalının takip çıkışı kadar zararı olup olmadığı, Davacı – Karşı Davalı’nın ——- ödenmemiş paketlemeye ilişkin borcu olup olmadığı hususundadır.
Karşı Dava Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Dava, alacak davasıdır.
Davalı – Karşı Davacı Vekili, davalı- karşı davacı şirketin davacı – karşı davalı tarafın son siparişindeki tüm ürünlerin teslimi yapıldığını, ancak bedelinin ödenmediğini,—– alacağı bulunduğunu iddia etmiştir.
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Bu kapsamda, Davalı-Karşı Davacı tarafın—– paketleme işinden kaynaklı alacaklı olduğunu ispatlaması gerekmektedir.
Davalı- Karşı Davacı vekili, dava dilekçesinde, siparişin ne kadar olduğunu, paketleme başı ne kadarlık ücrete anlaşıldığını, kaç paketleme işlemi yapıldığını, paketleme işlemi yapılan ürünlerin Davacı – Karşı Davalı’ya ne zaman teslim edildiğini belirtmediği, talebini son sipariş olarak nitelediği, ancak son sipariş ne olduğuna dair de yazılı bir belge sunmadığı,
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, Davalı – Karşı Davacının ticari defterlerini de sunmadığı, anlaşılmakla Davalı- Karşı Davacının —– alacağı bulunduğunu ispatlayamadığından, bu cihetteki davasının reddine karar verilmiştir.
Esas Dava Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Dava, fatura (ayıplı mala ilişkin zarardan kaynaklı) alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı – Karşı Davalı Vekili, Davalı – Karşı Davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, Davalı – Karşı Davacı tarafından üretilen ——– zarar oluştuğunu iddia etmiştir, yukarıdaki anılan hükümler gereği iddiasını ispatlamakla mükelleftir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Makine Mühendisi Bilirkişi ve Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, Söz konusu sıvı deterjanlara ait paketleme yaparken bir veya bir kaçının kapak kısımlarının seri üretimden kaynaklı ayıplı olarak üretilmesi nedeni ile akıntı yaptığı, davaya konu ——malzemelerinde sorun olmadığı, söz konusu problemin ambalajlamadan kaynaklanmış olduğu, davacıya ait —- ticari defterlerin tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı ve ticari defterlerin tasdik açısından sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğu, dava konusu —- faturanın davacı taraf ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davalı taraf ticari defterlerinin incelenmediği, davacı tarafın bağlı bulunduğu—- listesine göre dava konusu fatura davacı tarafından ilgili dönem— edildiği, davalı tarafın bağlı olduğu vergi dairesinden gelen — dava konusu faturanın davalı tarafından beyan edilmediği, davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —-alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamında, Davacı – Karşı Davalı tarafın Davalı tarafa ürünlerine paketleme işlemleri yaptırarak ürünleri —— firmasına teslim ettirdiği, daha sonra ürünlerin ayıplı olduğunu belirterek zarardan kaynaklı——-fatura kestiği,
—– düzenlenen raporda, Söz konusu sıvı deterjanlara ait paketleme yaparken bir veya bir kaçının kapak kısımlarının seri üretimden kaynaklı ayıplı olarak üretilmesi nedeni ile akıntı yaptığı, davaya konu —— malzemelerinde sorun olmadığı, söz konusu problemin ambalajlamadan kaynaklanmış olduğu belirtilmişse de,
Tacirler arası satıma konu paketlenmiş ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak oluşan zararın tahsili isteminde, 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra — gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda —- göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Davacı- Karşı Davalının ürünleri teslim aldıktan sonra süresinde ayıp ihbarında bulunduğuna dair delil sunmadığı, sadece zarardan kaynaklı yansıtma faturası kestiği anlaşılmakla, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından, satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı kuralı nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ESAS DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 229,88 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 170,58 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı-karşı davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 816,50 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı-karşı davacı kötü olduğu ispatlanamadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 362,94 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 303,64 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı-karşı davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı-karşı davacı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
C-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren taraflardan 1/2 oranında tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——–Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2021