Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/79 E. 2021/316 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/79 Esas
KARAR NO : 2021/316

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —-verdiğini, taşıma hizmeti neticesinde davacı şirketin davalı borçludan fatura karşılığı 7.100,00 Euro tutarında alacağı bulunduğunu, davacı şirketin davalıya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğduğunu, davalının söz konusu taşıma ilişkisinden kaynaklanan hizmet bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borcunu ödemediğini, takibe ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, takibe itirazın haksız olduğunu belirtmiş, itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilince süresinde cevap dilekçesi verilmediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava,—- hizmetine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında takibe konu faturalara konu hizmetin davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı, teslim alınmış ise bedelin ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — sayılı takip dosyası içeriğine göre; 28/11/2019 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ….—- faiz toplamı 7.100,00 EUR tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —- emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen — havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– tarihli yazı cevabı ile davacı şirketin —– dönemlerine ilişkin bilanço satış formlarının mahkememize gönderildiği, dava konusu faturaların davacı şirket tarafından vergi dairesine bildirildiği görüldü.
—— tarihli yazı cevabı ile davalı şirketin —- dönemlerine ilişkin bilanço alış formlarının mahkememize gönderildiği, dava konusu faturaların davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirildiği görüldü.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen 02/11/2020 tarihli esas rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde — borç kaydedildiği, karşılığında herhangi bir alacak kaydı girilmediği, davacı şirketin kendi defterlerinde takip tarihinde 7.100,00 EUR alacaklı gözüktüğü, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, dava konusu üç adet faturanın —-dairesine bildirildiği tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay —- Esas ve — Karar)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin tam ve ayıpsız şekilde teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği,—- davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK. 221. maddesi gereği —) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (Yargıtay —- bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından —- bildirildiği, bu halde davalının —- formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıta—-Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı anlaşılmıştır.——-
Dava konusu takibe itiraz dilekçesinde; davacının—– yerine getirdiği, bu sebeple davalının zarara uğradığı ileri sürülmüştür. Davalının ———- konusunda davacı —- başvurusunun bulunmadığı, buna ilişkin düzenlenen faturanın davalı defterlerinde gözükmediği, davalının dava konusu taşımada oluşan kusurlar konusunda davacı şirkete yaptığı yazılı bir ayıp başvurusu da bulunmadığı, hizmetin zarara yol açtığına ilişkin delilin dosyaya sunulmadığı (Benzer yönde; Yargıtay —-) anlaşıldığından bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacının alacağı taşıma sözleşmesine dayalı olup belirlenebilir ve bilinebilir nitelikte olduğundan (Benzer yönde; Yargıtay —Karar), davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün—-sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —alacak yönünden —–asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı uygulanmasına,
Alacağın likit niteliği gözetilerek kabul edilen asıl alacak tutarı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 8.976,39 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.065,89 TL karar ve ilam harcından 766,48 TL peşin harcın harcının mahsubuna, bakiye 2.299,41 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-göre hesaplanan 6.634,65 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 766,48 TL peşin harç ve 7,80 TL vekalet harcı toplamı: 828,68 TL ile 957,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı kapsamında —— ücretin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.