Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/699 E. 2021/1163 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/699 Esas
KARAR NO: 2021/1163
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/02/2020
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihi yarımadadaki——-tarafından gerçekleştirildiğini, davalı/Borçlu sahibi olduğu ——– geçiş yaptığını, ihlalli geçiş tarihinden itibaren —- —— içerisinde de geçiş ücretlerini ödemediğinden bu geçiş ücreti tutarlarına dört katı oranında ceza işletildiğini, davalı/Borçlu, geçiş ücreti ile ceza tutarını bugüne kadar ödemediğini, bu sebeple, davalı aleyhinde——— takibi başlatıldığını, açılan takip üzerine gönderilen ödeme emri Davalı/Borçlu’ya tebliğ edildiğini, ancak Davalı/Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine ve süresi içerisinde dosyaya sunmuş olduğu dilekçe ile icra takibine itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu, borçlunun icra takibine itirazının tamamen haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu itirazı kabul etmediğini, zira takibe konu borcun kanundan kaynaklanan bir borç olup borcun sebebi de Davalı/Borçlu’nun Müvekkil Şirket tarafından işletilen ——–yaptığı ödemesiz (ihlalli) geçiş olduğunu, bu bakımdan, Davalı/Borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle Davalı/Borçlunun tamamen haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiğini,—————- sistemlerinin bir araya getirildiği bir yöntem olduğunu, özellikle kalabalık şehirlerde oluşan trafik sorununa çözüm olarak ortaya çıkan serbest geçiş sistemi, araçların tek bir noktadan ———- geçmesine izin vermediğini, sistem bu sayede, köprü/tünel/otoyol giriş ve çıkışlarında uzun araç kuyruklarının oluşmasına engel olmakta ve olası trafik kazaların önüne geçtiğini, serbest geçiş sistemi uygulanan ——– ücret toplama sistemi, ——geçen her araca ait plakanın önden ve arkadan fotoğrafını çekmekte ve aracın plakası ile ——- okuttuğunu, araç geçiş yaptıktan sonra, aracın plakası sistem tarafından kesin olarak okunabilmiş ise, banka alt yapısıyla entegre çalışan ücret sorgulama sistemi yaklaşık —– dakika sonra araç sahibinin —– hesabından geçiş ücretine yetecek bakiye olup olmadığını sorgulamakta ve varsa geçiş ücretini hesaptan tahsil ettiğini, Müvekkil Şirketin kanuni yükümlülüğü ——— sayılan iki adımın uygulanması ile sona erdiğini, ancak bu süreçte iyi niyetle hareket eden Müvekkil Şirket, kanunen yükümlü olmamakla beraber, ——-geçtiği halde —– yeterli bakiye bulunmayan araç sahiplerinin —— hesaplarına ait bakiye bilgilerini, bu ——- sahiplerine satan/temin eden ve buna ilişkin hesabı nezdinde bulunduran kurumlardan ——— gün süreyle istemeye devam ettiğini, böylece Müvekkil Şirket, kanunen hiçbir yükümlülüğü olmamasına rağmen, iyi niyetli araç sahiplerinin hesaplarını —– geçişlerini müteakip ——- gün boyunca sorguladığını, —— istemine olumlu yanıt alması durumunda da geçiş ücretini, bu ücrete herhangi bir ceza uygulanmaksızın tahsil ettiğini, ——-sorgulaması ise, —– tarihinden önce ve bu tarihten sonra olmak üzere şu şekilde yapıldığını, —— tarihinden önce yapmış oldukları ihlalli geçişlere ilişkin olarak; geçiş yaptıktan hemen sonra yapılan sorgulama sonucunda araç sahibinin —— hesabında yeterli bakiye bulunmuyorsa, geçiş yapılan gün sonunda ——-hesabındaki bakiyesi tekraren sorgulandığını, bu sorgulamada da yeterli bakiye çıkmaz ise,——- itibariyle araç sahibinin ——- yeterli bakiyesi olup olmadığı sorgulanmakta ve bakiye bulunduğu anda ücret tahsil edildiğini, —- sonra yapmış oldukları ihlalli geçişlere ilişkin olarak ise; ihlalli geçiş yapan araç sahiplerinin —- hesabındaki bakiye miktarları bazı durumlar halinde günlük olarak değil — süreler ile sorgulanmaya başlandığını,——- ilgili banka tarafından verilen —–hesabını sağlayan kurumlardan gelen diğer red nedenleri hakkında her yarım saatte bir sorgulama yapıldığını, dava konu borcun, kanundan kaynaklanan bir borç olduğunu, davalı/borçlu, emredici nitelikteki bu kanun hükümleri uyarınca, takibe konu geçiş ücreti ile bu ücretin dört katı oranındaki ceza tutarını ödemekle yükümlü olduğunu, Dava konusu borç—- kanuni bir borç olduğunu, müvekkil Şirket—— göre tahsil etme hak ve yetkisini haiz olduğunu, ——- otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir” hükmü yer almaktadır.——-Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin … ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz”. Yine aynı Kanunda yer alan Geçici Madde 3’e göre, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır”. Görüldüğü üzere, dava konusu borcun tamamen kanundan kaynaklanan bir borç olduğunu, söz konusu kanun hükümleri çerçevesinde Müvekkil Şirketin, —— geçiş esnasında 1. başlıkta açıklandığı şekilde geçiş ücreti tahsil ettiğini, tahsil edilemeyen geçiş ücretleri için —– günlük süre boyunca sorgulama işlemlerine devam etmekte ve on beşinci günün bitimiyle tahsil edilemeyen ücretlerin dört katı tutarında ceza ücretini tahsil etme hak ve yetkisine sahip olduğunu, Davalı/Borçlu takibe yönelik itirazında, ihlalli geçiş vakıasına yönelik hiçbir itirazda bulunmadığını, yine Davalı/Borçlu, geçiş ücretlerinin—- günlük yasal süre içinde ödendiği iddiasında da olmadığını, bu durumda, Davalı/Borçlu, emredici nitelikteki kanun hükümleri çerçevesinde kendisinden tahsili talep edilen geçiş ücretini ve bu ücretin dört katı oranındaki ceza tutarını ödemekle yükümlü olduğunu, Davalı/Borçlu, serbest geçiş sisteminin uygulandığı —— ile geçiş yaptığını, —— ücret toplama sistemi, geçiş akabinde aracın plakasının bağlı bulunduğu hesaptan—-istediğini, ancak —– istemi, reddedilmiş ve bu sebeple geçiş ücreti tahsil edilemediğini, geçiş ücreti tahsil edilemediğinden, ödemesiz (ihlalli) geçiş gerçekleştiğini, Davalı/Borçlu da ihlalli geçiş vakıasına yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığını, ——-geçiş bilgileri ile ——— isteminin reddine dair ekran görüntüleri dilekçemiz ekinde sunulduğunu, 6001 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi uyarınca geçiş ücretinin ——- günlük yasal süre içerisinde ödenmesi gerekmekte olduğunu, ödeme yükümlülüğü münhasıran araç sahibi üzerinde olduğunu, ancak bu süreçte iyi niyetle hareket eden ve kendi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren Müvekkil Şirketin, kanunen yükümlü olmadığı halde, yeterli bakiye bulunmadığı için tahsil edilemeyen geçiş ücretleri ile ilgili olarak, Davalı/Borçlunun ——-günlük süre boyunca ——– sorgulaması da yaptığını, ancak ——– günlük süre içinde de geçiş ücretleri tahsil edilemediğini, davalı/Borçlu da geçiş ücretlerinin——- günlük yasal süre içinde ödendiği iddiasında bulunmadığını, müvekkil Şirketin ücretin tahsili hususunda yasal yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirmesine rağmen, herhangi bir tahsilat sağlanamadığını, bu kapsamda, Davalı/Borçlunun hesapta yeterli bakiye bulunduğu iddiasının dava konusu borcun doğumuna ve varlığına hiçbir etkisi bulunmadığını, Müvekkil Şirketin, bu hesaplardaki bakiyeyi görmeye yetkili olmadığı gibi, bu yönde doğabilecek bir ihtilafın tarafı da olmadığını, ———- hesaplarında yeterli bakiye bulunup bulunmadığını ya da otomatik ödeme talimatının olup olmadığını bilmek, öğrenmek ve kontrol etmek Müvekkil Şirketin değil; bilakis araç sahibinin yükümlülüğünde olduğunu, yaşanabilecek her türlü sıkıntının muhatabı da Müvekkil Şirket olmadığını, Davalı/Borçlu ile abonelik sözleşmesi imzalayan ilgili banka ya da ———- olduğunu, dolayısıyla abonelik ilişkisi çerçevesinde banka ya da —– yaşanabilecek her tür sıkıntının, araç sahibi ile ilgili banka ya da —– arasında çözümlenmesi gerektiğini, Davalı/Borçlu’nun icra takibine konu borcu sabit olduğunu, haksız ve mesnetsiz itirazın iptalinin gerektiği açık olduğunu, Kanun koyucu, ihlalli geçiş nedeniyle araç sahibinin borçlandırılmasını bildirim/ihtar şartına bağlamadığını, dava konusu borcun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na (“TBK”) göre “götürülecek borç” niteliğinde olduğunu, burada bildirim şartı aranmadığını, gerek ilgili mevzuata (6001 sayılı Kanun, 6098 sayılı TBK ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “İİK” v.s.) gerekse de dava dışı İdare ile akdedilen Sözleşmeye göre, Müvekkil Şirketin ihlalli geçiş dolayısıyla araç sahiplerine herhangi bir ön bildirim yapma ya da ihtar gönderme yükümlülüğü bulunmadığını, Nitekim 6001 sayılı Kanun, ihlalli geçiş sebebiyle doğan borcun (geçiş ücreti ve ceza tutarının) araç sahibinden talep edilebilmesini bir bildirim/ihtar şartına bağlamadığını, geçiş ücreti alacağı ———geçiş yapılmasıyla doğmakta ve talep edilebilir hale geldiğini, ihlalli geçiş yapılması halinde ihlalli geçişten itibaren on beş gün içerisinde ödenmeyen geçiş ücretine bu süreden sonra ceza tahakkuk edeceği 6001 sayılı Kanun’un 30/5. maddesinde açıkça düzenlenmiş olduğunu, ceza tutarı bu — günlük yasal sürenin bitimiyle beraber kendiliğinden muaccel hale geldiğini, Davalı/Borçlunun ——– neticesinde Müvekkil Şirkete karşı doğan borcu, TBK 89/1. maddesinde tanımlanan “götürülecek borç” niteliğinde bir para borcu olduğunu, götürülecek borçlar, borçlu tarafından alacaklının yerleşim yerine yahut ifa yeri olarak tayin edilen yere götürülmesi gereken ve gecikmeden kaynaklı tüm risklerin tamamen borçluya ait olduğu bir borç türü olduğunu, dolayısıyla bu tür borçlarda bildirim şartı aranmadığını, aksine, burada bizzat Davalı/Borçlunun ödeme borcundan kurtulmak için çaba sarf etmesi gerektiğini, müvekkil Şirketin yasal olarak herhangi bir bildirim/ihtar yükümlülüğünün bulunmaması ve ayrıca dava konusu borcun da götürülecek borç niteliğinde olması dikkate alındığında, Davalı/Borçlunun kendisine bildirim yapılmadığı gerekçesiyle borcunu ödemekten kaçınması hukuken mümkün olmadığını, Geçiş ücretinin dört katı oranında tahakkuk eden Ceza Tutarı, idari para cezası olarak nitelendirilemeyeceğini, dolayısıyla, gerek geçiş ücretinin gerekse de ceza tutarının genel hükümlere göre tahsiline karar verilmesi gerektiğini, Gerçekten de, 6001 sayılı Kanun 30/5. maddesi ile düzenlenen ve geçiş ücretinin dört katı oranında tahakkuk ettirilen Ceza Tutarı, idari para cezası olmadığını, 4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayolları ile ——–işletimindeki otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarının yapım ve işletilmesine ilişkin usul ve esaslar birbirinden farklı olduğunu, bu bakımdan, Müvekkil Şirketçe tahsili talep edilen ceza tutarının idari para cezası olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün olmadığını,—– idari para cezası olmadığı, aksine kendine —– niteliğe sahip bir ceza/borç olduğu, —- verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında itiraz konusu kural kapsamında gerçekleşen eylem kanun koyucu tarafından kabahat olarak nitelendirilmemiş ve bu eylem dolayısıyla öngörülen ve doğrudan geçiş ücreti ile irtibatlandırılan on katı tutarındaki cezanın da idari para cezası olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir…”
—— otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayolları ile 4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde özel hukuk hükümlerine tabi şirketlerin işletimindeki otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarının yapım ve işletme usul ve esaslarındaki farklılıklar dikkate alındığında, itiraz konusu kural kapsamında ücret ödenmeden geçiş yapılması şeklinde gerçekleşen eylemin kabahat olarak nitelendirilmesi ve bu sebeple ödenecek cezanın da kolluk faaliyeti içinde yer alan idari nitelikte bir yaptırım olarak kabul edilmesi mümkün değildir…”
” … işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında, işletici şirketlerce işletme hakkının bir uzantısı olarak kontrolsüz geçişlerde takdir edildiği anlaşılan, geçiş ücretiyle doğrudan bağlantılı bulunduğu, işletme gelirleriyle irtibatlı olduğu ve işletme gelirleri üzerinde etki ve sonuç yarattığı değerlendirilen itiraz konusu kuraldaki cezanın, klasik anlamda idari yaptırım niteliğindeki idari para cezalarından farklı, idare hukuku alanından ziyade özel hukuk alanına yaklaşan, kendine —– bir niteliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır…” Sonuç olarak, geçiş ücretine tahakkuk eden ceza tutarı idari para cezası olarak nitelendirilemeyeceğini, dolayısıyla, —kararında da belirttildiği üzere, kendine—- niteliğe sahip olan dava konusu ceza tutarının —- göre tahsil edilmesi gerektiğini,—-, müvekkil Şirket tarafından geçiş ücreti ve ihlalli geçiş ceza bedeli talep edilmesi haklı ve hukuka uygun olduğunu, davalının itirazı yerinde olmadığını, emsal teşkil eden birçok yargı kararı da bu yönde olduğunu, Geçiş ücreti ve cezalardan araç malikinin sorumlu olduğunda dair —– göre; geçiş ücretleri ve cezalardan araç malikleri sorumlu olup, davalının istinaf talebinin reddi gerektiği…”
Geçiş ücretine uygulanan cezanın idari para cezası niteliğinde olmadığı, araç maliklerinin sorumlu sayılacağı, —- kartlarından para çekilemese dahi ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve tebligata gerek bulunmadığına dair —-Davacı şirketin yasa tarafından kendisine verilen görevi yerine getirdiği, işletmesi devredilen köprü ve otoyollar için alınması gereken cezalı tutar için işletmeci şirket aracı görünse de yasanın açık ifadesi karşısında bunun idari para cezası olmadığı açıktır.
—- maddesine göre; geçiş ücretleri ve cezalardan araç maliklerinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı, geçiş ücretini ödediğini iddia etmemektedir. Sadece —- kartlarının banka hesabında yeterli bakiye olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu hesaplardan para çekildiği de iddia edilmemektedir.
—-kartlarından para çekilmemesi halindedavalı geçiş ücretini ödemek zorundadır.
On katı oranında ceza alınacağı ise Kanun düzenlemesi olduğundan davalı tarafından bilenmesi gerekir.Yani; Kanunu bilmemek mazeret sayılamaz. Bu nedenle tebligata gerek yoktur.
Bundan dolayı; davalının bu husustaki itirazı yerinde değildir.
Davalının —- aykırılık iddiası da yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karar kanuna ve dosya içeriğine uygundur…”
Geçiş ücretine uygulanan cezanın idari para cezası niteliğinde olmadığı ve alacağın miktarının yasal mevzuat ile belirlenmesi sebebiyle likit ve bilinebilir olduğuna dair —– kararında da açıklandığı gibi, işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında işletici şirketlerce işletme hakkının bir uzantısı olan kontrolsüz geçişlerde takdir edilen para cezalarının geçiş ücreti ile ve işletme gelirleriyle bağlantılı olduğu, bu nedenle klasik anlamda idari para cezası niteliğinde olmadığı, kendine özgü bir yaptırım olup geçiş ücreti ve bununla irtibatlı para cezasının tahsilinin özel hukuk hükümlerine tabi kılındığı —— anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, dava konusu alacağın idari para cezası niteliğine haiz olduğuna dair gerekçesi yerinde değildir. Ayrıca alacağın miktarı da ilgili yasal mevzuat çerçevesinde belirlenmiş olduğundan davalı tarafça bilinebilir ve likit niteliktedir.”Geçiş ücretine uygulanan cezanın kanun ile belirlendiği, ceza miktarına dair hakkaniyet incelemesinin yapılamayacağına dair—— işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. — Davalıya ait araçların geçiş tarihlerinin de—- önceye ait olması, belirlenen ceza miktarının yasayla konulmuş olması karşısında ne davacının ne de mahkemelerin, bu miktarın hakkaniyetli olup olmadığı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açıp açmayacağını takdir etme hakkı bulunmamaktadır. Davalının bu husustaki istinaf talepleri de yerinde görülmediğini, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı/borçlu taraf aleyhine İİK. madde 67/2 kapsamında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, İİK’nun “İtirazın İptali” başlıklı 67’nci maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; —– diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmü yer aldığını, Somut olayda, takibe konu alacak kanuna dayalı likit (belirlenebilir) bir alacak olup, Davalı/Borçlu tarafından yapılan itiraz da icra takibi sürüncemede bırakarak Müvekkilimin alacağına kavuşmasına engel olma amacı taşıyan tamamen haksız , mesnetsiz ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu, Nitekim, —–kararında, alacağın yasal mevzuat ile düzenlendiği; bilinebilir ve likit olduğu ifade edilerek, itiraz eden borçlunun davanın açılmasına sebebiyet vermesi ve haksız itirazı karşısında takibin durmasına sebep olması neticesinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği açıkça belirtildiğini, Bu nedenle, icra takibine yönelik itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına; haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle Davalı/Borçlunun, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, 2004 sayılı İİK m. 67 kapsamında yap işlet devret modeliyle işletilen ücretli otoyol ve köprü geçiş ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf teşkili sağlanmış, deliller toplanılmış, —- icra dosyası celp edilip incelenmesi sonucunda; davacı tarafından davalı aleyhine — tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde —asıl alacak istendiği, takibin dayanağının geçiş listesi olduğu, ödeme emrinin davalıya tebliğinden sonra davalının — tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı dava dilekçesinde — asıl alacağa yönelik itirazın iptalini talep etmiştir.
Dava konusu ücretli köprü ve otoyolun davacı tarafından işletildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. İhtilaf, davalıya ait aracın ihlalli geçiş yapıp yapmadığı dava dilekçesinde belirtilen miktardan davalının sorumlu olup olmadığı ve geçiş ücreti ile para cezası miktarına ilişkindir.
— çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.” düzenlemesi mevcut ise de, sonradan yürürlüğe giren, — maddesi ile eklenen geçici 3.maddesi ile de bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında da bu kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranların uygulanacağının belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirkete ait araçların davalının işletmekte olduğu otoyoldan ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçiş listesinde belirtilen geçiş ücretinin —-köprü ve otoyollar ücret tarifesine uygun olduğu, tünele girişte — sisteminin kullanılmasının gerekli olduğu, otoyolu kullanan tarafın –bakiyesini yeterli tutmakla en azından geçişten itibaren –gün içinde bakiyesini yeterli hale getirmekle yükümlü olduğu,— sistemi kullanmayan malikin zaten ödeme yapmadan geçiş yaptığının bilincinde olduğu ve bu halde de — içinde geçiş bedelinin ödenmesi gerektiği, aksi halde — bakiyesinin yeterli olmaması ve en azından —- içinde bakiyenin yeterli hale getirilmemesi — sistemine dahil olmayanların nakit ödeme yapmamaları halinde ceza bedelinin tahsil koşullarının oluşacağı, ceza bedelinin tahsili için ihlalli geçiş bildirimi düzenlenmesinin veya tebliğinin zorunlu olmadığı, — hesabına tanımlı kredi kartı otomatik ödeme talimatı bulunsa dahi geçiş anında bakiyenin yetersiz olduğu hallerde —– hesabına yükleme yapılamamış olmasının davalı ile otomatik ödeme talimatı verilen banka arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiği, Kanun’un açık hükmü karşısında ihlalli geçiş nedeniyle oluşan alacağın davalı araç malikinden talep edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü uzmanlık gerektirdiğinden dosya uzman bilirkişiye tevdi edilmiş,—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından,—— üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından, takipteki ödeme emrinde belirtilen borcun olmadığını beyan edilerek takibe ve borca itiraz ederek, takibi durdurulduğunu, —- plakalı araca tanımlı —- kapsamında işletildiğini, Bunlardan biride ——— için gişelerde nakit veya kredi kartı ile ödeme seçeneği bulunmadığını, bu sistemin genel mantığı; geçiş esnasında değil; sonrasında sorgu ve tahsilat yaparak hızlı araç akışının sağlanması olduğunu, bakiyesi yetersiz hiçbir aracın geçiş yapamaması durumunda hızlı araç akışı sağlanamayacağını, bu sistem—- sağlanması için sistem gereği ihlalli geçiş sırasında bildirim yapılması mümkün olmadığını, —- bulunan otoyollar, tüneller ve köprülerden yapılan geçişlerde, Geçiş yapılan araca kayıtlı eski veya geçiş tarihini izleyen —- bulunması halinde, cezasız dönem İçerisinde geçiş ücreti bu hesapların herhangi birinden otomatik olarak tahsil edilmeye çalışıldığını, ayrıca o an İçin— hesaplarında yeterli bakiye bulunmaması durumunda yada —okunmaması halinde bile akabinde — etiketlerinin bağlı olduğu hesaplara —- gün içinde para yatırılması halinde bu hesaplardan geçiş ücreti çekilebilmekte ve gecikme cezası tahakkuk ettirilmediğini—– hesabında bakiye olmaması durumunda ve —— gün içerisinde hesaba bakiye yüklenmesi durumunda, tahsil işlemini en eski geçişlerin başlayarak yaptığını, bu nedenle bazen geçiş günü bakiye yüklemesi yapılsa dahi geçmiş dönem eski geçiş ücretleri öncelikle tahsil edildiğinden geçiş için yeterli ücret hesapta kalmadığından geçiş ücretinin tahsilâtı yapılamadığını,——- şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkışı yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu — katı tutarında ceza genel hükümlerine göre tahsil edilir” hükmü gereği daha önce — kat tahsil edilen ceza bedeli — kat olarak değiştirildiğini,—geçtiğine dair, çıkış gişesine ait fotoğraflar, dosyaya sunulan — seri numaralı — tarihinde iptal olduğunu, bu nedenle—arasında bulunan — adet geçiş esnasında geçiş ücretlerinin tahsilatı yapılamadığını,—– geçişler için yeterli bakiye bulunmadığından, davacı şirketin sistemi tarafından geçiş ücretlerinin tahsilatı yapılamadığını, davalı şirketin, —- tutarındaki ihlali geçiş bedelinden sorumlu olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar beyan ve itiraz dilekçesi sunmamıştır.
Davalı — tarihli duruşmada, aracın geçiş yaptığına ilişkin itirazının bulunmadığını, geçişlerin — yılında yapılmasına itiraz ettiğini, — bakiyesinin bulunduğunu beyan etmiştir.
Somut olayda; Davalıya ait araçlar otoyol ve köprü geçişini kullandıktan sonra otomatik veya nakit ödeme yapmadan ihlalli geçişler yapmışlardır. İhlalli geçiş yapan aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu, geçiş anına ilişkin davacı tarafından fotoğrafların dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davacı taraf itirazın iptalini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevut delliller, tarafların beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın işlettiği köprü ve otoyoldan davalıya ait —-cezalı ödenecek geçiş sayısının—-tarihinde iptal olduğu, bu nedenle bilirkişi raporundaki —- esnasında geçiş ücretlerinin tahsilatı yapılamadığı, — arasında yer alan geçişleri anında ve geçiş takip eden—– hesabında geçişler için yeterli bakiye bulunmadığından davacı şirketin sistemi tarafından geçiş ücretlerinin tahsilatı yapılamadığı, anılan bu cezalı ödenecek geçiş tutarının veya asıl alacağın yasa ve yönetmeliklere aykırı bir durum oluşturmadığı, davacı —-müessesenin, davalı hakkında uyguladığı—cezalı ödenecek geçiş tutarının yerinde olduğu, —- düşürüldüğü, bu tutar dikkate alınarak davalı hakkında takip işlemlerine başlanıldığı, davacının itirazın iptalini istemekte haklı olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, icra takibinin —- geçiş ücreti ve cezası bakımından devamına ve likit olan alacak üzerinden hesaplanan %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ İLE; —- sayılı icra dosyasına davalının yaptığı itirazın İPTALİNE; takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 561,85 TL’den peşin olarak yatırılan 99,34 TL’nin mahsubu ile 462,51 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 99,34 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk dava masrafı, 210,00 TL tebligat-müzekkere gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 922,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde —- takip dosyasının iadesine,
10-Karar kesinleştiğinde kalan avansın yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021