Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2021/570 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2020/688 Esas
KARAR NO : 2021/570

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27.08.2019 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini, davalının ise hizmet ilişkisinden kaynaklanan borcu ödemediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirtmiş, itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, iddia edildiği üzere eksiksiz bir ifanın söz konusu olmadığını, sözleşmenin devam edemeyeceğinin karşılıklı olarak bildirildiğini, davalının mağdur olduğunu belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
HMK.’nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.’nun 19. maddesi gereğince,— yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, ———-mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun belirtildiği, İstanbul Mahkemeleri’nden anlaşılması gerekenin—-kanaati ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yetkili mahkemenin —- Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle yetki ilk itirazının kabulüne, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının yetkili —– Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nın. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.