Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/632 E. 2021/855 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/632 Esas
KARAR NO : 2021/855

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı yan tarafından—-imzalandığını, anılan sözleşme için toplamda 151.500,00 TL’nin davacı yan tarafından ödendiği, davacı yanın sözleşmenin tarafı olduğunu düşünerek bu ödemeyi yaptığından bahisle TBK.m.77 hükmü uyarınca sözleşme uyarınca ödenen miktarın iadesini talep etmiştir.
Davaya konu olan sözleşme,——–kapsamında imzalanan tüm sözleşmeler davalı şirket tarafından devralındığı,— üzere toplam —- davacı tarafça ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık,—— aldığı —- adına aldığı, yetkisiz temsilin söz konusu olup olmadığı, tarafların kabulünde olan davacı tarafından yapılan 151.500 TL ödemenin kim adına yapıldığı, sebepsiz zenginleşme söz konusu olup olmadığı noktasındadır.
6098 sayılı TBK’nın 77 ila 82. maddeleri arasında borcun kaynağının bir türü olan sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. TBK’nın 77. maddesinde; haklı bir neden olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğacağı belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın “Borçlanılmamış edimin ifası” başlıklı 78/1. maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir…” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; borç olmayan şeyin ödenmesi hâlinde, sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunabilmesi için; borcun ifası amacıyla ödeme yapılması, gerçekte ödenmesi gereken bir borcun bulunmaması, ödemeyi yapan kimsenin yanılmak suretiyle kendisini borçlu sanarak ödemede bulunması gerekir——
Bu bilgiler ışığında;
Davacı şirketin, davalı şirket tarafından dava dışı —– parselde —- nedeniyle, —– peşinat ödemesi yaptığı,
Davacı şirket vekili, dava konusu yerin davacı şirket adına alındığı düşünülerek ödeme yapıldığını, ancak gerçekte—-kendi adına — konusu taşınmazı aldığını öğrendiklerini, bu sebeple davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini iddia ettiği anlaşılmakla,
Davalı şirketin davacı şirket ile temsilcisi dava dışı —- arasındaki iç temsil ilişkisini bilmesinin beklenemeyeceği, davacı şirket tarafından yanılma suretiyle yapılan bir ödemenin olmadığı, işin esasının davacı şirket ile dava dışı —- arasındaki vekalete dair iç ilişkiden kaynaklandığı,
TBK’nın 78/1 maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.”hükmünü havi ise de, davacı şirketin, temsilcisinin yaptığı işleme karşı “kendisini borçlu sanarak” yapmış olduğunu ileri sürmesinin mümkün olmadığı,
Bu kapsamda, davacının da bu iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.587,25 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.527,95‬ TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan– ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.