Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2023/491 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/616 Esas
KARAR NO: 2023/491
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ: 02/12/2020
KARAR TARİHİ: 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan banka dışındaki diğer kredi kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan (menfi tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket iflas tasfiyesinin yürütüldüğü iflas masası adına vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından davalı bankadan ihracat kredileri kullanıldığı, kullanılan kredilerin teminatı olarak da, muhtelif bankalarca düzenlenen teminat mektuplarının davalıya teslim edilmiş olduğu, bu esnada davacı şirketin, ——- esas sayılı dosya ile konkordato ilan ettiği, davalının da, davacının konkordato ilan etmesini gerekçe göstererek, henüz vadesi dahi gelmeyen kredi geri ödemeleri için neredeyse tüm teminat mektuplarını bozdurarak nakte çevirdiği, teminat mektupların nakte çevrilmesi neticesinde, davalıdan kullanılan tüm kredilerin (faizleri ile birlikte) tamamen kapanmış olduğu, ancak, davalıya olan tüm kredi riskleri kapanmış olmasına rağmen, 2 adet teminat mektubunun halen iade edilmediği, iade edilmeyen teminat mektuplarının toplam değerinin 215.000 USD olduğu, davalıya hiç bir kredi borcu ve riski kalmadığı bu sebeple, davalı uhdesinde bulunan teminat mektupların derhal iade edilmesi hususunda, davalıya defalarca talepte bulunulmasına rağmen teminat mektuplarının iade edilmediği, keza, davacı şirketin konkordato sürecinde bulunduğu, teminat mektuplarını ilgili bankalara iade edememesi sebebiyle, bu bankalara olan hesapların ve kredi ilişkilerinin kapatılamadığından, konkordato nisabında davacı aleyhine sonuçlar doğuracağı hususunda yazılı sözlü ihtaratta bulunulmuş olmasına rağmen, bu süreç içinde mektupların taraflarına iade edilmediği ve sonuçta, (sırf bu sebeple) oy nisabı sağlanamadığı için konkordato sürecinin davacı aleyhine geliştiği ve davacı şirketin iflasına karar verildiği, şirket kayıtlarına göre davalı bankaya hiçbir kredi borcu bulunmamasına rağmen, halen dahi mektupların ilgili bankalara iadesi sağlanmadığı, defaatle, banka yetkilileri ile yapılan telefon görüşmelerinde, varsa bir borç ödemeye amade oldukları, aksi takdirde mektupların derhal iadesi talep edilmesine rağmen haksız ve hukuksuz bir şekilde mektupların iadesinin yapılmadığı, banka yetkilileri ile yapılan telefon görüşmelerinde ısrarları üzerine davacı şirketin, kredi borcu bulunmadığı ancak iflas sebebi ile faaliyetinin durmasından dolayı 22.000 USD taahhüt ihlal cezası bulunduğunun söylendiği, ticari faaliyetin, iflas sebebiyle sona ermiş olması sebebiyle söz konusu taahhüt ihlal cezasının doğup doğmadığının tespitinin yargılama gerektirdiği, davacı şirketin tasfiye işlemlerinin—– dosyası üzerinden devam ettiği, tüm alacaklıların, alacak kayıt beyanlarını iflas müdürlüğüne sundukları, ancak davalı bankanın alacak kaydı yaptırmadığı, davalı banka alacaklı olsaydı iflas masasına alacağını kaydettireceğinden bahisle tedbiren, davalı banka nezdinde bulunan, ——- bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine ve (gerekirse, banka tarafından, taahhüt ihlal cezası olarak bildirilen 22.000 USD teminat mukabilinde) ve kullanılan krediler yönünden davacı şirketin davalıya hiç bir borcunun kalmadığı ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının mevcut borcu varken menfi tespit davası açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı, davacıya kullandırılan 21 adet kredinin vadeleri geldikçe mektup bedellerinin tazmin edildiğini, davacının bakiye — kredi borcu nedeniyle —–yevmiye no.lu ihtarnamesi ile kredi hesabı kesilip kat edildiği, davacının yaklaşık olarak —- olmak üzere yaklaşık olarak 2,84 milyon USD ihracat taahhüdü riski bulunduğu, davacının ——-maddesine aykırı olarak ihracat taahhütlü krediden doğan muafiyetler nedeniyle taahhüt açığını borcu bulunduğu, davacının, ——cezası, gecikme zammı, pişmanlık zammı ve diğer her türlü vergi, resim, harç ve fonlar ila masraf ve diğer kalemler henüz tam olarak belli olmamakla birlikte, bu gün itibariyle —– taahhüt açığı riski bulunduğu, müvekkili bankanın —– paragrafına göre birden çok teminat isteme hakkının bulunduğu, davacının ihracat taahhüt açığı nedeniyle kambiyo mercilerinde uygulanan vergi ve cezaları ödenmediği için teminat mektuplarının iade edilmesinin sözkonusu olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizin öninceleme celsesinde davacı vekiline süre verilerek hangi tutarlı, hangi krediden ötürü borçsuzluk tespiti talep ettiklerinin açıklanması talep edilmiş, davacı vekilince sunulan — tarihli beyan dilekçesi ile —–bedelli teminat mektubu ile ———- bedelli teminat mektubu karşılığında kullanılan kredilere ilişkin davacının borçsuzluğun tespitinin talep olunduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce davalı banka nezdinde yerinde inceleme yapılarak bankacı bilirkişiden rapor alınması dair karar verilmiş, bu kapsamda alınan kök rapor ile, davacının kendi kayıtlarına göre, davalı bankaya olan uzun vadeli kredi borcu 1.165.529,90 TL olduğu, ancak davacı kayıtlarının güncel olmadığını, davacının, davalı bankanın tazmin ettiği bir kısım teminat mektubu bedellerini kendi kayıtlarına işlemediği için kayıtlarında borç gözüktüğü, davalı banka kayıtlarına ve hesap ekstrelerine göre ise davacının nakdi kredi borcu bulunmadığı, bankanın hesap kat ihtarına konu edilen borcun, teminat mektubu tazmin bedelleri ile tasfiye edilip kapatılmış olduğunun hesap ekstreleriyle sabit olduğu, davalı banka tarafından dava cevap dilekçesinde her kadar ——– tutarında kambiyo mercilerine ödenmiş riskin bulunduğunu beyan edilse de, davalı banka kayıt ve ekstrelerine göre kambiyo mercilerine ödenmiş ve davacıya rucü edilebilecek doğmuş bir alacağın/borcun halihazırda bulunmadığı, başka bir deyişle bahse konu bu meblağların davacıdan tahsil edilmiş olduğu, davalı bankanın,———-verildiği anlaşılan Vergi, Resim ve Harç istisna belgesi kapsamında ihracaat taahhütlü döviz kredisi kullandırmış olduğu, davacı kredi lehtarı şirketin ön görülen süre içinde ihracat taahhüdünü kapatamaması nedeniyle, kambiyo mercilerinin daha önce ihracat taahhüdü kapsamında istisna tutulan vergi, resim, harç ve KDV gibi bir kısım vergisel yükümlülükleri geri istemekte oldukları, dava konusu alacağın, ihracat taahhüdü ifa edilip taahhüt kapatılamayınca, daha önce istisna tutulan vergisel yükümlülüklerin davacı şirket adına davalı bankaca ilgili vergi dairesine ödenip, bu kez davacıya rücu edilmesinden ibaret olduğu, davacının, 5 adet krediye karşılık, kredi tutarları kadar ihracat taahhüdünde bulunduğu, yani anılan kredilerin yurtdışına ihraç edilecek mal bedelleri ile kapatılacağı taahhüdünde bulunduğu, davalı bankanın kayıtlarına göre anılan 5 adet krediden doğan riskler her ne kadar teminat mektubu tazmin bedelleri ile kapatılmış ise de, davacının ihracat taahhüdünden doğan yükümlülüklerinin halen devam ettiği, davacının bu ihracat taahhüdü nedeniyle, kredi kullanımları sırasında bir kısım vergi ve harç muafiyetlerinden istifade ettirilmiş olması karşısında, ihracat taahhüdü yerine getirilmediği için, her an kambiyo mercilerince daha önce uygulanan muafiyetlerin davalı bankadan talep edilebileceği, davalı bankanın bu ileriki zaman içinde kambiyo mercilerince kendisinden talep edilebilecek vergi ve harç muafiyet bedelleri nedeniyle, dava konusu 2 adet teminat mektubunu davacıya iade etmediği bildirilmiştir.
Kök rapora itiraz üzerine 15/03/2022 tarihli ek rapor alınmış ve genel kredi sözleşmesi ve eki özel şartların hükümleri uyarınca davalı bankanın, davacının ihracat taahhüdü açıkları nedeniyle, dava konusu 2 adet teminat mektubunu teminat olarak nezdinde tutma hakkının bulunduğu, teminat mektuplarının sözleşmesel olarak doğmuş ve doğacak tüm nakdi ve gayrinakdi risklerin/kredilerin teminatını teşkil ettiği, ihracat taahhüt açıkları nedeniyle kambiyo mercilerince ——- uygulanacak olan müeyyide bedellerinin (vergi, resim, harç vd) teminatını da teşkil ettiği, kambiyo mercilerinin ne zaman ve hangi miktarda ihracat taahhüt açığı nedeniyle müeyyide uygulanacaklarının belirsiz olduğu bildirilmiş, bu belirsizliğin giderilmesi için vergi dairelerine, ———müzekkere yazılarak, davacının ihracat taahhüt açığı nedeniyle borcunun (müeyyide bedeli) bulunup bulunmadığı ve de şayet mevcut durumda doğan bir borç yoksa bunun hangi tarihe kadar doğabileceğinin tahkikinin yapılabileceği kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce bu kapsamda yazışmalar yapılmış, akabinde sunulan ——- sayılı yazısı içeriğine göre, davalı bankanın kullandırmış olduğu sevk öncesi ihracat kredilerinin uzantısında davacı firmanın taahhüt ettiği ihracatı gerçekleştirememiş olduğu, dolayısıyla anılan cezanın sözleşme ve teminat mektubu garanti sınırları içinde kalmakta olduğu, davacının taahhüt ettiği 23.440 kg tutarındaki ihracatı gerçekleştirememiş olması nedeniyle, ilgili kambiyo mercilerinin ——- uyguladığı, söz konusu ceza kararı kapsamında davacı yanca yapılan bir ödeme belgesine ya da açılan bir menfi tespit dava dosyası kaydına rastlanılamadığı, ——- tahtında tahakkuk eden toplam 162.865,22 TL (20.446,18 + 60.986,43 + 81.432,615) taahhüt kapatma cezası (müeyyide bedeli) ödeninceye kadar teminat mektubunun iade edilemeyeceği kanaati bildirilmiştir.Esasında——- başlıklı belgenin tetkikinde tahakkuk eden cezanın, davacı şirketin —– sayılı Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında ithal edilen ancak işlem görmüş ürün olarak ihracı gerçekleştirilmeyen 23.440 kg hammadde için, 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’nin 45. maddesi 1. fikrası (a) bendi kapsamında müeyyide uygulanarak taahhüt kapatma işlemi tekemmül ettirilmesi ve beyanname muhteviyatı eşyaların firma bünyesinde olduğunun tespiti ile ——-gereği cezai işlem uygulanmasına ilişkin olup toplamda (20.446,18 + 60.986,43 =) 81.432,615 TL’sina ilişkin olduğu halde son raporda sehven aynı tutarın iki kez hesaba katılmasıyla toplam 162.865,22 tutara ulaşıldığı belirlenmiş, bu tespitin maddi hata olduğu Mahkememizce değerlendirilmiştir. Davacı vekilinin 18/10/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan—— sayılı yazısı ile ise ——– ceza kararı düzenlendiği, ilgili borca karşı herhangi bir ödeme yapılmaması neticesinde, ——– sayılı ödeme emri düzenlendiği, ilgili ödeme emrinin ——— gönderildiği, ayrıca ödeme emrinde belirtilen toplam 141.611,23 TL borç tutarının, 94.227,39 TL kısmının firmanın —— bulunan nakit teminatlarından tahsil edilip, kalan 47.383,84 TL için —— kesinleşmiş alacağının devam ettiği bildirilmiştir.Davacı vekilince, bakiye bu borcun da ödendiğinin bildirildiği keyfiyete ilişkin olarak yazılan yazıya ——yazısı ile, davacı firma adına düzenlenen———-sayılı Ceza Kararı için yükümlüsünce 7040 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunulması neticesinde Müdürlüklerince ————Yapılandırma Kararı alındığı, söz konusu amme alacağının ———– seri sıra no’lu vergi tahsil alındısıyla tahsil edildiği ve söz konusu ceza kararının “kapandı” statüsüne gelmiş olduğu bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde davacı şirketin, davalı yedindeki 100.000 USD ve 125.000 USD bedelli teminat mektubu karşılığında kullanılan kredilere ilişkin davalıya borçsuzluğun tespitinin talep olunduğu, bu kapsamda yapılan incelemede davacının, davalı bankadan ihracat taahhütlü döviz kredisi kullandığı, ihracat tahhüdünün yerine getirilmemesi ve bu nedenle daha önce istisna tutulan vergisel yükümlülüklerin davacı şirket adına davalı bankaca ilgili kurumlara ödenip daha sonra davacıdan tahsil edilebilmesi durumunda bu riskin ve sair riskler yönünden teminat teşkil etmek üzere ve aralarındaki genel kredi sözleşmesi hükümleri gereğince davalı yedinde teminat mektupları nedeniyle davacının borçsuzluğunun tespitinin talep olunduğu, davalı banka nezdinde yapılan inceleme ile; davacının nakdi kredi borcunun bulunmadığı, bankanın hesap kat ihtarına konu edilen borcun, dava dışı teminat mektuplarının tazmin bedelleri ile tasfiye edilip kapatılmış olduğu, ancak davacının, davalı nezdinde açılmış 5 adet krediye karşılık, ihracat taahhüdünde bulunması nedeniyle cari riskin bulunduğu, buna ilişkin olarak ———-, ihracı gerçekleştirilmeyen 23.440 kg hammadde için 81.432,615 TL tutarında ihracat taahhüt açığı müeyyidesi tatbik edildiği, davaya konu teminat mektuplarının sözleşmesel olarak doğmuş ve doğacak tüm nakdi ve gayrinakdi risklerin/kredilerin teminatını teşkil ettiği, bu kapsamda ihracat taahhüt açıkları nedeniyle kambiyo mercilerince uygulanacak olan müeyyide bedellerinin teminatını da teşkil ettiği, bununla birlikte davacı tarafça bu ceza yönünden yapılan başvuru üzerine;———- tarihli Yapılandırma Kararı alındığı, sonrasında 26.04.2023 tarihli vergi tahsil alındısıyla tahsil edildiği ve nihayetinde söz konusu ceza kararının “kapandı” statüsüne gelmiş olduğu bildirilmekle, davalı yedinde bulunan dava konusu teminat mektupları yönünden davacının başkaca riski kalmadığı, kredi borcunun ise zaten öncesinde kapatılmış olduğu belirlenmekle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kabulü ile;
——– tarafından —- lehine, davalı —– hitaben düzenlenen ——- bedelli iki adet teminat mektubu yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 115.583,94 TL harçtan peşin olarak alınan 26.871,67‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 88.712,27 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 26.871,67 TL peşin harç 3.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 183,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam:30.609,32‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 183.364,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2023