Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/595 E. 2022/503 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/595 Esas
KARAR NO: 2022/503
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı tarafça davalı aleyhine, —- icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı —- takibe ve yine davacıya borcu bulunmadığından bahisle borca itirazda bulunulduğunu, itiraz neticesinde takibin durduğunu, dava dışı sigortalı —– hasarın meydana geldiği dava konusu market ve içindeki emtiaların, müvekkili —— şirketi davacı —- tarafından teminat altına alındığını, ——– adı altında bakkal/market toptan satış işlemi yapan iş yerinde —– tarihinde elektriksel kaynaklı olarak —— sonucunda maddi hasar meydana geldiğini, davacı müvekkili şirketin, hasarın meydana gelmesinden sonra dava dışı sigortalısının süresi içerisinde yapmış olduğu ihbar üzerine, ortaya çıkan bu zararları poliçe kapsamında tazmin ettiğini ve dava dışı sigortalının hasarın sorumlularına karşı olan haklarını halefiyet ilkesi gereği devir aldığını, itiraz üzerine takibin durmasıyla davacı şirketin—— arabuluculuk yoluna başvurduğunu, ancak tarafların anlaşmaya varamadığını belirterek haksız şekilde yapılan itirazların iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde yer alan iddiaların tamamıyla haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, takipte yetkiye itiraz edilmesi de itirazın iptali davasında yetki itirazında bulunulabileceğini, yetkili mahkemenin —– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının hukuka aykırı bir biçimde davalı şirketten ücret talep etmeye hizmet ettiğinin kabul edilemez olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile; —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—-sayılı takip dosyası ile tarafların beyanlarının incelenmesinde; —tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —borçlusunun — olduğu; takibin—– toplam alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiği; borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, dava dışı —- müvekkili sigorta şirketince — başlangıç ve bitiş tarihli —numaralı —–ile sigortalı olduğunu, sigortalısına ait —- isimli işyerinde elektriksel olarak yangın çıktığını, bu yangından kaynaklı hasar meydana geldiğini, bunun üzerine sigortalısı tarafından kendilerine hasar ihbarında bulunulduğunu, bunun üzerine hasar bedelinin sigortalılarına ödendiğini, TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalılarının haklarına halef olduklarını, hasardan TTK’nın ilgili hükümleri gereğince davalı şirketin sorumlu olduğunu, ödedikleri hasar bedelinin tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Dava dışı sigortalının ——– kayıtlı tacir olduğu, davalının da ticaret şirketi olduğu anlaşılmakla davalının görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında sigorta ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı sigorta poliçesi kapsamında hasar bedelini ödediğinden bahisle rucüen ödediği bedeli sorumludan talep etmektedir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli ve yetkili mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. ——- kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde belirtilmiştir. Bu nedenle —— kararı doğrultusunda sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir.
İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan ——- Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiğinden, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. İtirazın iptaline konu icra dosyasında, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği değerlendirildiğinde özel dava şartı yokluğundan bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; mahkememizin yetkili olup olmadığına dair yetki ilk itirazı ciddi görülerek, mahkememizce HMK madde 117/3 gereği ön sorun olarak incelenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır.Buna göre yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesindeki genel yetki kuralına göre davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının yerleşim yeri ——– olduğundan genel yetkili mahkeme ——- Asliye Ticaret Mahkemesidir. TBK’nın 89. Maddesine göre para borçlarında ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan, HMK’nın 10. Maddesine göre ifa yeri alacaklının yani davacının sigortalısının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Buna göre davacının sigortalısının yerleşim yeri ——olduğundan uyuşmazlıkta —-Ticaret Mahkemesi yetkili olabilecektir. —-
Mahkememiz yargı çevresinin ——- sınırlarını kapsadığı bu itibarla Mahkememizi yetkili kılan bir usul hükmünün mevcut olmadığı, davalının yetki ilk itirazının yerinde olduğu değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilince cevap süresi içinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin ——- Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK.nun. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ——- Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.nun. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022