Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2022/465 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/578 Esas
KARAR NO : 2022/465

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının —- adresinde ———- —- tespit edildiğini, ———– numaralı kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı düzenlenerek—— kesildiğini, davalı tarafça —- elektrik tüketim tahakkuku hesaplanarak faturalandırıldığını, elektriğin kesilerek mühür altına alındığı ve kesilen elektriğin mühür fekki yapılarak açıldığı dönem arasında tüketimi doğru kaydetmiş —- değeri ile yapılan hesaplamada 18.228,88 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, davalının kendisine tahakkuk eden bedeli son ödeme gününe kadar ödemediğini, tahakkuk eden bedelin tahsili amacıyla — esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu belirtmiş; itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının icra takibine dayandırılan yerdeki işletme ile ilgisi bulunmadığını, ilgili yerde davalıya ait herhangi bir—- — olmadığını, tutanağın usulsüz olduğunu, tutanakta davalıya ait herhangi bir kabul veya imza olmadığını, borcun kabul edilmediğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kaçak elektrik tespit tutanağı uyarınca alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığı, kaçak elektrik tespit tutanağının usule uygun düzenlenip düzenlendmediği, kaçak tüketimin hangi miktarda olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların tarife ve yönetmeliğe uygun olup olmadığı, bu itibarla — sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- borçlusunun davalı … — asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 18.630,41 TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı,——– emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
——a yazılan yazıya cevap verildiği, davalı … adına düzenlenen kaçan elektrik tespit tutanaklarının mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, …— gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı görüldü.
—-yazılan yazıya cevap verildiği, .— bildirilen mahalde tanınmadığı görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, bildirilen adreste herhangi bir ruhsat olmadığı görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, ..—ait abonelik kaydının mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, davalının mükellefiyet kayıtlarının mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi —- tarihli raporda;—- kullanımda devreden ——- mahale gitmeden tespitinin mümkün olmadığı, dava konusu—— çalışır durumda ve elektrik tüketimi yaptığı, davalının kaçak elektrik kullandığına kanaat getirilmesi halinde toplam 18.638,65 TL borçlu olacağı mütalaa edilmiştir.
Somut olayda; davalı —– tarafından düzenlenen 01/03/2019 tarihli kaçak tespit tutanağı incelendiğinde, ticari amaçlı abonesiz ve sayaçsız kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği, tutanağın davacı şirket çalışanlarınca imzalandığı, davalı …— bulunmadığı, tutanak hazırlanırken bilgisine başvurulan kişilerin kimlik bilgilerinin yer almadığı görülmüştür. Hal böyle olunca, kaçak elektrik kullanımı ile ilgili olarak düzenlenen tutanaklardaki mümziler dinlenmesi gerekmişti—-
Tanık … beyanında; davacı——— olarak çalıştığını, —– kullanım dışı bırakıldığını tespit ettiğini, bilgisine başvurulan kişilerin isim ve imzadan imtina ettiğini, tutanakta mutat olmayan bir uygulama olmadığını belirtmiştir.
Tanık … beyanında; davacı şirkette kaçak —yaptığını, davalının tutanak düzenlendiğinde iş yerinde olmadığını, saha araştırması yapıldığını, çevredeki esnafın iş yerinin ..—ait olduğunu söylediğini, dava konusu iş yerine birkaç kez gidildiğini, her defasında iş yerinin … tarafından işletildiğinin söylendiğini belirtmiştir.
Davacının yargılama —-kullanıcılık durumuna itiraz ettiği görülmekle, bu durumunun şüpheye yer vermeyecek biçimde tespiti gerekir. Bu bağlamda tutanak mümzilerinin dinlenmesi, tutanakların tutulduğu tarihlerde bölgede faaliyette bulunan işletmelerin tespit edilerek davacının tanınıp tanınmadığı ve adreste faaliyete bulunup bulunmadığının tespiti gerekir (Benzer yönde; —– içeriğine göre, dava konusu işyeri için davalı hakkında herhangi bir ruhsat düzenlenmediği belirtilmiştir.—- tarihli —– içeriğine göre dava konusu iş yerinde davalının tanınmadığı belirtilmiştir. Dosya arasına alınan —- ve adres araştırması dikkate alındığında, davalının söz konusu işyeri ve elektrik kullanımı ile bir ilgisinin bulunmadığı sabittir —-
Bilindiği üzere kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir—- dava konusu kaçak elektrik kullanımına ilişkin düzenlenen tutanağın aksinin ispat edilip edilmediği ve bahse konu tutanağın bu haliyle ispat gücünün somut olayda belirlenmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204 üncü maddesi; “(1)İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. (2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili —– görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. (3) Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü düzenlemektedir.
Bu aşamada, uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili mevzuatın da incelenmesi gerekmektedir. —-kurulmuş—– Yönetmeliğinin 26. maddesinde; “(1)Gerçek veya tüzel kişinin; a) Kullanım yerine ilişkin olarak; —— satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın — müdahale ederek—- ———- veya —— noktasından——– kadar olan— müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde —- tüketmesi, c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak——–, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı —- izni dışında açması,.” hâlleri kaçak—- olarak kabul edilmiştir. Aynı maddede; “(2) Yapılan kontrollerde, —- sebep olacak bir bulguya rastlanılması halinde bu Bölüm uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır. (3) Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin “Kaçak elektrik enerjisi kullanımı tespit süreci” başlıklı 27. maddesinin ilgili bölümü şöyledir: “(1) 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan hususlar göz önünde bulundurularak; kullanım yerinde yapılan kontrollerde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından; a) Dağıtım sistemine veya — tesisata tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle yapılan müdahalelerin tespiti veya 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi hallerinde, (…) EK-1’de yer alan kaçak tespit tutanağı düzenlenir. (2) Tutanaklarda yer alan bilgilerin eksiksiz ve okunaklı olarak doldurulması esastır.”
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı hakkında, — kişi olan davacı şirkete bağlı görevliler tarafından düzenlenen 01/03/2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, sayaç bağlantısız kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir. Davaya konu 01/03/2019 tarihli tutanağın, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204. maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir. Diğer taraftan, yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri özellikle “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile ispata ilişkin genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir (Benzer yönde; —- Dosya içeriğindeki delil durumuna göre, takip ve dava konusu alacağın dayanağını oluşturan tutanağının düzenlendiği 01/03/2019 tarihi itibarıyla davalının tutanakta belirtilen adresteki meskenin fiili kullanıcısı olduğu yasal deliller ile ispat edilemediğinden davalının bu tutanak kapsamında tahakkuk edilen borçtan sorumlu tutulması mümkün değildir (Benzer yönde; —–Kaldı ki, dava konusu olayda olduğu gibi ——- kullanılması cezai sorumluluğu gerektirmekte olup, davacı şirket tarafından davalı hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunulmamış, ceza soruşturması da başlatılmamıştır. Anılan yönetmelik maddeleri, Yüksek Mahkeme kararları ve dosya kapsamındaki delil durumu uyarınca, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 318,17 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 237,47 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —— Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için —- müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.