Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/57 E. 2020/565 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/670 Esas
KARAR NO: 2020/399
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2016
KARAR TARİHİ : 08/09/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tıp doktoru olduğunu, ————–adlı işletmenin bayiliğini yaptığını, davacının satışını yaptığı ———-markalı bitkisel ürünlerin davalılar tarafından üretilip —— firmasına verildiğini, ürünlerin ———— tarafından bayiler aracılığıyla piyasaya arz edildiğini, davalılar ile ———- arasındaki sözleşme ile ürünlerin ——markası ile üretileceğini ve üretilen tüm ürünlerin ——- firmasına verileceğinin kararlaştırıldığını, yine ——– ile davacı arasında akdedilen ———- ürünlerin aktarlara verilmeyeceğinin ve sadece bayilerde satılacağının kararlaştırıldığını, davacının ————– tarihinde açtığını, iş hacminin artması nedeniyle—- adet daha şube açıldığını, davacının haricen ———- markalı ürünlerin bayiler dışında aktarlar tarafından satıldığını gözlemlediğini,————-firması ile yapılan görüşmelere rağmen bu durumun devam ettiğini, bunun üzerine ———- firması ile davalıların ticari ilişkisinin sona erdiğini ve firmanın ürünleri bizzat kendisinin üretmeye başladığını, ancak bu durum ortadan kalkıncaya kadar davacının ciddi zarara uğradığını ve — şubesini kapatmak zorunda kaldığını, davacının —— tarihinde ise bayiyi kapatarak ticari faaliyetine son verdiğini belirtmiş, dava dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davalıların sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle davacının uğramış olduğu şimdilik ——-menfi ve—— müspet zarar olmak üzere toplamda ———– işleyecek reeskont faizi ile davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ——–vekili cevap dilekçesinde özetle; —- tarihinde kurulan ———– birlikte geliştirdiği bitkisel gıda takviyesi niteliğindeki ürünleri ürettiğini, ——- olarak isimlendirilen firmaların ise ———- olarak bu ürünleri satmayı üstlendiğini, taraflar arasında herhangi bir tek satıcılık sözleşmesinin bulunmadığını, davacının ürünün bozulduğu ve haksız rekabet yapıldığı iddialarının gerçek olmadığını, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının iddiasının zamanaşımına uğradığını belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, ———- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, tek satıcılık sözleşmesinin geçersiz olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, savcılık dosyalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıların dava dışı tek satıcı ———– yaptıkları sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle uğranıldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının dava konusu doğal sağlık ürünlerinin satımı konusunda dava dışı bayilik veren ile tek satıcılık sözleşmesi yapıp yapmadığı, davalıların bahse konu sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı bu itibarla davacının ekonomik olarak zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle davalıların aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebi üzerinde durulması gerekmektedir. Davalılar————- arasında imzalanan ———-tarihli sözleşmenin konusu, davalılarca üretilecek ürünlerin, dağıtıcı olan tek satıcı ——-tarafından satılması olup, sözleşmede dağıtıcının sözleşmeye konu ürünleri, başka kişiler eliyle satabileceği, dağıtıcının yetkilendireceği kişi ya da kurumların da bu sözleşmede dağıtıcıya verilen hak ve yetkileri üretici olan davalılara karşı kullanabileceği düzenlenmiştir. Davalılar ile dağıtıcı —– arasında düzenlenen——- tarihli sözleşmeye dayalı olarak bu kez, —— yine dava dışı —arasında ———– tarihli protokol düzenlenmiş ve bir önceki tek satıcılık sözleşmesindeki hak ve yetkiler, ———– devredilmiştir. Bu defa, ilk sözleşmedeki yetkileri devralan—– arasında —– tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmenin konusu da, davacı bayinin sözleşmeye konu ürünleri, nihai tüketiciye perakende satışı olup, söz konusu ürünlerin sözleşmeye aykırı üretilmesi ya da dağıtılması nedeniyle bayinin zarara uğraması halinde, ayrıca muvafakate ihtiyaç duyulmaksızın ———–şirketinin, ürünler üzerindeki hak ve yetkisini tam bir halef olarak kendi nam ve hesabına kullanabileceği, zararını ilgili kişiden tazmin edebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, borçlar hukukundaki sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde davalıların, dava dışı kişi ile imzaladıkları——— tarihli sözleşmede, ürettikleri ürünleri yalnızca ——- aracılığıyla piyasaya sunmayı taahhüt ettikleri, anılan kişinin ise bu ürünleri başkaları eliyle piyasaya sunabileceğini ve bu kişilerin de sözleşmeyle dağıtıcı———– tanınan hak ve yetkileri kendilerine karşı kullanabileceklerini kabul ettikleri, davacının da zincirleme sözleşmelerle bu yetkiyi elde ettiği gözetildiğinde, davalıların söz konusu ——- tarihli sözleşmeye aykırı davrandıkları iddiasıyla açılan işbu davada, davalılara husumet yöenltilebileceğinin ve davacının da açıklanan nedenlerle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Davacının aktif husumet, davalıların ise pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu belirlendikten sonra çözümlenmesi gereken sorun, davalıların sözleşmeye aykırı davranıp davranmadıkları ve davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığıdır. Davacı tarafça, davalıların sözleşmeye aykırı olarak söz konusu ürünleri tek dağıtıcı olan —– dışındaki kişiler eliyle piyasaya sunduğu ileri sürülmüş ise de davalıların bu yönde eylemlerde bulunduklarına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca tüketicinin güven duyduğu——- ve resmini —-bayilerinin mağazalarından kaldırmanın bir sonucu olarak satışların azaldığı ve ticari zarara neden olduğu şeklindeki davacı iddiası da dava dosyasındaki delil durumuna göre ispat olunamamıştır. Açıklanan nedenlerle sözleşmeye aykırı halin varlığı ve zararın ispat edilemediği davada, tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL ve yenileme harcı 50,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 24,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2020