Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/566 E. 2021/662 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/566 Esas
KARAR NO : 2021/662

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan tanıma ve tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; kararın tanınmasını talep ettiklerini, —— devam eden dosyaya delil teşkil etmesi bakımından tanımanın talep edildiğini ve bu nedenle derdestliğin söz konusu olmadığını beyan etmekte olduğunu, davacı, tanınmasını istediği kararın müvekkil şirket ———tarafından açılan dava olup, bu davaya kendi talebi ile huzurdaki davalıları —davalı sıfatıyla dahil edildiğini; dava dilekçesiyle eklerinin ve mahkeme kararının davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini; — belgelerinin ek olarak sunulduğunu;– tanıma talebinde bulunulduğunu; davaya konu olay nedeniyle kendi nezdinde doğan ve davalılara rücu edilen zararın tam olarak belirlendiğini, işbu kararın rücu davasında delil olarak kabul edilmesinde kendi hukuki menfaatinin açık olduğunu; kararın tanınmasının davalıların sorumluluğuna dair delil olmayacağını ——- ilamının böyle bir gücü olduğu ——- açılan davanın açılmasına gerek duyulmadan — ilamının tenfizinin talep edilebilir olduğunu; tanınması talep edilen kararın kesinleşmiş bir karar olduğunu ve —-ilamında kanunun aradığı kriterlerden usul hukukuna ilişkin olanların tayinin ve tespitinin hükmü veren mahkemenin hukukuna göre yapıldığını– tanıma talebine konu olan karar temyiz başvurusundan feragat sebebiyle istinaf mahkemesinin verdiği karar tarihi itibarıyla kesinleşmiş sayıldığını; talep ve dava etmiştir.
Davalı — davaya cevap dilekçesinde özetle; tensip zaptında yer alan tanıma — tanımının düzeltilmesiyle davanın davacının talepleri uyarınca sadece tanıma olarak nitelendirilmesini talep ettiğini; görev ve zamanaşımı yönünden itirazlarının olduğunu, derdestliğe dair itirazın söz konusu olduğunu, davacının — esas sayılı dosyasından dava ikame edilmiş olmakla, iş bu dosyada yargılamanın devam ettiğini ve davacının işbu dava ve anılan davalar ile aynı anda hem — derdest bir yargılama yürütmeye çalıştığını; derdestliğin dava şartı ve —— olduğunu; yasaya aykırı bir kararın kesin delil haline getirilme çabasının kabulünün mümkün olmadığın; tanımanın şartlarının gerçekleşmediğini, iki dava olduğunu bildiren herhangi bir birleşme kararı gönderilmediği; dava dilekçesinin ve eklerinin (MÖHUK md. 53 kapsamında dilekçeye ekleneçek belgeler) eksik olduğunu, zira kesinleşme şerhinin yer almadığını, kesinleşmiş mahkeme kararının sunulmadığını,Türk mahkemelerinin kesin yetkisinin söz konusu olduğunu, Türk Mahkemelerin münhasır yetkisine giren bir halin söz konusu olduğunu; ——– yargılamanın devam ettiğini, tanınması talep edilen kararın ————-olduğunu, dava dilekçesinde sadece bir kısmının sunulduğu —– – işbu dosyada uygulanabilirliğinin bulunmadığını; davanın—— edilmesini; davanın ——– reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı —– vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; derdestlik ve zamanaşımı itirazları olduğunu; tanınması istenen kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiğini; tanımanın şanlarının oluşmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, derdestlik itirazının söz konusu olduğunu—- yokluğu olduğunu; tanınması istenen yasa ve usule aykırı olarak verilen—kararının usulen reddine; doğru halefıyet hakkının elde edilememiş olması ve davalı —- kusursuzluğu ile talep tutarının fahiş ve — olmaması sebepleri ile red talepleri olduğunu; tensip zaptında yer alan tanıma ve tenfız tanımının düzeltilmesini; davacı tarafın iddia konusu zararlardan kusurlu olduğu; esasa dair müvekkilin sorumluluğunun doğmadığını ve sorumluluğun donatanda olduğunu; talep etmiştir.
Dava 5718 Sayılı M.Ö.H.U.K’un 58. maddesi uyarınca, —- kararının tanınması istemine ilişkindir.
5718 sayılı yasanın 58/1. maddesi, “— mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi— ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.
Anılan bu —- şartları ise — — başlığı altında M.Ö.H.U.K’un 50 ve davamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda öncelikle M.Ö.H.U.K’un 53. maddesinde “Dilekçeye eklenecek belgeler” başlığı altında düzenlenen;
“Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:
a) —- ilâmının —usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
b) İlâmın kesinleştiğini gösteren—usulen onanmış yazı veya —-tercümesi.” şeklindeki düzenleme karşısında dosya tetkik edilmiş, tanınması talep olunan——- karar aslının — şerhinin, onanmış tercümesinin, anılan kararın temyiz incelemesinden feragat edildiğine ilişkin —–karar ve onanmış tercümesinin dava dilekçesi ekinde sunulmuş olduğu belirlenmiştir.
Başvuruya ilişkin şartların tam olduğu belirlendikten sonra M.Ö.H.U.K’un 58/1. maddesi atfı ile M.Ö.H.U.K’un 54. maddesinde, tenfiz şartları başlığında düzenlenen hükümler yönünden istem tetkik edilmiştir.
M.Ö.H.U.K’un 54. maddesi hükmünde;
“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) —-verildiği —- karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut——- mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
b) İlâmın, — münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir —–verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı — itiraz etmemiş olması” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan her bir koşul yönünden inceleme yapılmak üzere, Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdiine dair karar verilmiş, —–tarihli rapor alınmış, anılan raporda özetle;
-Konusu ticari olan—– tanınması ve tenfizine dair davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olup olmayacağı yönünde —kararlarında —– yoktur, her iki yönde de —– kararları bulunduğu,
-Tanıma davasında —yasağı söz konusu olduğu, Türk Mahkemesi sadece tanımanın şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti ile görevli olduğu,
-MÖHUK kapsamında iki halde derdestlik itirazı dikkate alınması gerektiği, ilki MÖHUK md.41’de düzenlenen — kişi hallerine dair davalar olduğu, ikincisi ise MÖHUK md.47’de düzenlenen yetki sözleşmesi/ yetki şartı olduğu, Türk Mahkemesi’nin —– görülen davayı —-bulunmadığı, tanıma davasının ——– olmadığı,
-Tanınacak kararın maddi ve şekli anlamda kesinleşip kesinleşmediği kararı veren— tespit edilecek olduğunu, burada kesinleşme şerhinin ayrıca önem taşıdığı,
———— açmak için——– oluştuğu,
——–kapsamında —- sağlandığı ve bu hususta bir tanıma engelinin olmadığı,
-Zamanaşımı ——– kararının maddi ve şekli anlamda kesinleştiği tarih—– ilgili ———varsa ona bakılması, yoksa genel —- bakılması gerektiği düşüncesine varıldığı, —– zamanaşımı açısından bir sorun olmadığı,
-Hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak davet edilen kişiye kendisine savunma imkanı verilmiş kabul edilir, ancak buradaki çerçevenin ——- hukukuna göre belirlenmesi gerektiği,— verdiği kararda —— tebligatın yapıldığı; davacının karar metnindeki ifadeden bağımsız olarak usulüne uygun bir tebligat yapıldığını aslına uygun noter onaylı evrak ile ispatlaması gerektiği; bunun yanı sıra —— temyiz aşaması için ——- temyizdeki itirazlar istinfta sunulan itirazlar ile aynı ise bu halde tebligat yapılmamasının engel teşkil etmediği, istinaf sonrası devam esasına etki edecek bir delil ortaya çıkmışsa ve bu delilin sunulmasının nedeni tarafa tebligat yapılmaması ise bu durumda savunma hakkı ihlalinin oluşacağı,
——— Türk hukukuna aykırı sayılabilmesi için kararda yer alan hüküm fıkrasının—- hukuk sisteminin temel ilkelerine, vazgeçilmez prensiplerine, ——— ahlak kurallarına aykırı olmaması gerektiğini, işbu davada MÖHUK md.54/c bendi kapsamında bir ihlal olduğu düşünülmediği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Sunulan rapor, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce de rapordaki tespitlere iştirak olunmuş, hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda tanınması istemine konu edilen —– olduğu, buna karşın davalı tarafça —-esas sayılı dosyasının taraflarının —– olduğu, tarafları ve talep sonuçları aynı olmayan davalar yönünden derdestlik dava şartı engelinden söz edilemeyeceği Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Bunun dışında, tanınması talep olunan kararın M.Ö.H.U.K’un 58/1. maddesi atfı ile M.Ö.H.U.K’un 54. maddesi b), c) ve ç) bentlerinde işaret edilen koşulları taşıdığı, ——- esas sayılı dosyasında alacak davası ikame eden davacının işbu davayı açmakta M.Ö.H.U.K’un 52. maddesi çerçevesinde hukuki yararının bulunduğu Mahkememizce gözetilmiş, tanımaya ilişkin koşulların oluştuğu belirlenmekle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, —– tarih ——- kararının TANINMASINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 4,90 TL nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3—–tarifesine göre davacı için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 108,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 183,50 TL posta gideri, 2.400,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.583,50 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.