Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2022/413 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/547 Esas
KARAR NO: 2022/413
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi tarafından davalı lehine – poliçesinin tanzim edildiğini, davalının poliçe dolayısıyla oluşan prim borçlarını vadesinde ödemediğini, sigortalıya —— tarihli uyarı yazısı ile ödeme yapması aksi takdirde poliçenin gün bazlı olarak iptal edileceğinin bildirildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine poliçenin iptal edilerek gün bazlı hesaplanan tutarın tahsili için —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine dayanaksız olarak itiraz ettiğini belirtmiş; davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine İİK. m. 67/2 gereği alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan herhangi bir poliçe mevcut olmadığını, taraflar arasında var olmayan bir poliçe bedelinin davacı tarafından davalıya yüklenmeye çalışıldığını, davacının davalı şirket ile temasa geçtiğini, iki makine için teklif çalışması yapmak istediğini, davalının teklif çalışmasına onay vermesi dışında hiçbir şarta onay vermediğini, davalının hali hazırda var olan sigorta şirketi ile çalışmaya devam ettiğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklı prim borcunun tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında sigorta sözleşmesi bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesi var ise davacı sigorta şirketinin poliçenin iptal edildiği tarihe kadar hangi tutarda bedele hak kazandığı, davalı tarafından poliçeye istinaden ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla – sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takip talebinde yazılı poliçeye dayalı toplam —- fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince – tarihinde verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, hak düşürücü sürede davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —-tarafından düzenlenen — tarihli raporda; taraflar arasındaki mail yazışmalarının dosyaya aktarıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu —- poliçede davalı şirketin kaşe ve imzasının mevcut olmadığı, gün hesabına göre davacının —–alacağı bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —tarihli raporda; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, —– davalı şirketin kayıtlarında bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Tanık —-beyanında özetle; — çalıştığını, — kendilerinden —-ziyaret ettiklerini, iki tane makinenin olduğunu, —- olduklarını, sigortalarının ekim sonu gibi biteceğini, kendilerinden iyi bir teklif alırlarsa makineleri kendileri aracılığı ile sigortalatmak istediklerini, yaklaşık teklif verildiğini, teklifle ilgili devam eden poliçelerinin süresi bittiği zaman değerlendirmek istediklerini söylediklerini, ekim ayının başı gibi arayıp yeniden teklif istediklerini, her iki makine için teklif hazırlandığını, firmayı ziyaret ettiklerini, hem —-firmaların yetkilileri olduğunu söyleyen —–verdikleri teklifte anlaştıklarını, poliçelerinin hazırlanmasını istediklerini, ayrılmadan önce bankaların leasingli mallar ile ilgili sigortalarını bırakmayı pek istemeyeceklerini hatırlattığını, poliçeyi hazırladıklarını, —gönderdiklerini, akabinde poliçelerin —- hazırlanmışken— hazırlanmasını istedikleri için poliçede ilk zeyilname yapıldığını, —– daha iyi şartlarda teklif aldıklarından bahisle bankaya bildirdiğine ilişkin tarafına maili olduğunu, poliçeyi bankaya gönderdiğini, ilk zeyilnameden sonra makinelerden birinin leasingli olması nedeniyle —–adına poliçeye dain-i mürtein şerhi konmasının istendiğini, bu şerhin konulduğunu, ancak poliçe karşıtı bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmadığı için aracı olunan —-diğer işlerle ilgili aksamalar olduğunu, en sonunda sigorta şirketi tarafından —– prim ödemesi yapılmadığından poliçenin iptal edileceğinin ihtar edildiğini, ödemesiz iptal süresi geçtiği için gün itibarıyla prim hesabı yapılarak poliçenin iptalinin sağlandığını belirtmiştir.
Tanık —- beyanında özetle; — firmada muhasebede çalıştığını,—- teklif verdiğini, makineler leasingli olduğu için teklifin —– bildirildiğini, kendileri tarafından aynı indirim yapılarak yeniden sigorta yapılabileceği söylendiği için sigorta poliçesi yenilerek devam ettiğini, —– yetkililerine teklif verilebilmesi için makinelerle ilgili bilgileri de içeride mailleşme süreci gerçekleştiğini, sigorta sözleşmesi kurulmadığını, yazılı bir sözleşme yapılmış olsaydı elinden geçmesi gerektiğini, poliçe düzenlenip akabinde zeyilname yapılmadığını, —hanım ile şirket yetkilisi — bey telefonda konuşurken yanında olduğu için aslında sözleşmenin kurulmadığını kendi hataları ile imzalı sözleşme olmamasına rağmen poliçe hazırladıklarını sigorta şirketinin yasal süreci başlattığı için kendilerinin yapabileceği bir şeyin olmadığını beyan ettiğini duyduğunu, dosyada mevcut —-tarih saatli gönderilen mailin teklif poliçesini daha uyguna yaptırabilmek için garanti leasinge gönderdiğini, her ne kadar yaptırmış olduğumuz sigorta poliçesi şeklinde beyan edilmiş ise de yaptıracak olduğumuz sigorta poliçesini söylemek ve daha iyi bir fiyat teklifi alabilmek amacı ile maili atıldığını, sigorta sözleşmesi yapıldığında sözleşmeyi kaşeleyip imzaladıklarını, —— sözleşme yapılmadığı için herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında sigorta sözleşmesi kurulması için görüşmeler yapıldığı, bir takım karşılıklı mailler atıldığı, davacı tarafından poliçe düzenlenerek davalıya gönderildiği, gönderilen poliçenin davalı tarafından kaşelenip imzalanmadığı, poliçenin primlerinin ödenmediği, davacı tarafından gün bazı hesaplama yapılarak poliçenin iptal edildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için sigorta sözleşmesinin kurulup kurulmadığı hususunun tespiti gerekmektedir:
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Sigorta sözleşmesi “sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği” bir sözleşmedir ——
Türk Ticaret Kanununda, sigorta sözleşmeleri herhangi bir şekil şartına tabi tutulmamış; TTK’da bir şekil şartı öngörülmediğinden, Türk Hukukuna hâkim olan, “sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir” (TBK m. 12/1) kuralı, sigorta sözleşmeleri için de geçerlidir. Buna göre, diğer borçlar hukuku sözleşmeleri gibi, sigorta sözleşmeleri de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile meydana gelir.
Davacı vekilince poliçenin düzenlendiği, uyuşmazlığın tespitinde sözleşme ibaresi yerine poliçe ibaresinin kullanılması gerektiği ileri sürülmüştür. Sigorta sözleşmesi, kural olarak, sözlü olarak da kurulabilir. Taraflar arasında herhangi bir anlaşma olmadan, davacı tarafından poliçe düzenlenmesi, davalı aleyhine hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, bu yendeki iddiaya ve uyuşmazlık noktalarına yapılan itiraza mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilince sigorta poliçesinin hukuken geçerlilik kazanması için poliçede kaşe ve imza olması gerektiği, poliçeye dair sigorta şirketine ilk ödemenin yapılması gerektiği savunulmuştur: Sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi değildir. Fakat, sigortacı tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Poliçe sözleşmenin şekli ve muteberiyet şartı değildir. Poliçe tanzim edip vermek kanunun sigortacıya yüklediği bir külfetten ibarettir. Görüldüğü gibi poliçe bir anlaşmayı vesikaya istinat ettirmeden ibaret olduğundan sigorta sözleşmesinin geçerli olması için poliçenin sigorta ettiren tarafından imza ve kaşe edilmesi gerekli değildir. Kaldı ki, davalı tarafından dosyaya sunulan ve — tarafından düzenlenen poliçede de kaşe ve imza bulunmamaktadır. Bu itibarla, sigorta sözleşmesinin poliçe imzalanmadan hukuken geçerlilik kazanmayacağı yönündeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Sigorta sözleşmeleri, karşılıklı taahhütleri havi sözleşmelerdendir; sigortacının, sigorta bedelini veya sigorta tazminatını ödeme taahhüdünden doğan borcunun karşılığı, sigorta ettirenin prim ödeme borcudur. Prim, teminat altına alınan rizikonun veya olayın gerçekleşmesi hâlinde sigortacının ödeyeceği tazminat yahut sigorta bedelinin karşılığını teşkil eden, sigortacılık tekniğine uygun olarak tespit edilen ve sigorta ettirenin sigortacıya peşin olarak defaten (bir defada) veya taksitle ödemek mecburiyetinde olduğu ücrettir. Sigorta ettirenin asli edim yükümü, bu sigorta ücretini (primini) ödemek olduğundan, primin belli veya belirlenebilir olması gerekir. Prim ödeme taahhüdü, sigorta sözleşmesinin kurulması bakımından gerekli olmakla beraber, prim ödeme borcunun yerine getirilip getirilmediği hususu da, sigorta sözleşmesinin geçerliliğini etkilemez; sigorta sözleşmesiyle prim ödeneceğinin taahhüt edilmesi yeterlidir. Prim borcunun ödenmesi, sigorta sözleşmesinin kurulması bakımından gerekli olmamakla birlikte, sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için hiç olmazsa ilk taksitin ödenmiş olması gerekir —— Bu itibarla, ilk prim ödenmediğinden bahisle sigorta sözleşmesinin hukuken geçerlilik kazanmayacağı yönündeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalar uyarınca taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunup bulunmadığının ispatı hususu üzerinde durulması gerekir: Davalı sigorta sözleşmesinin varlığını inkar ettiğinden, davacı sigortacı taraflar arasında geçerli şekilde sigorta sözleşmesi akdedildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Sigorta sözleşmesinin kurulduğunun mail yazışmaları ile ispatı mümkündür——-
Davalı şirket yetkilisi — tarafından— tarihinde gönderilen mailde “…Ekte daha uyguna bulup yaptırmış olduğumuz makine sigorta poliçesini yolluyorum. Poliçenin yürürlüğe alınması için desteğinizi bekliyoruz…” denildiği görülmektedir. Yine,— tarihinde gönderilen mailde “…Müşteri temsilcimiz yaptırdığımız sigortayı kabul etmeyeceğini söyledi…” ifadelerine yer verilmiştir. —- tarafından gönderilen —- tarihli mailde ise —– kırılma poliçesinin tarafımızca iptali uygundur yazısı gerekmektedir.” denilmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; davacı ile davalı arasında sigorta sözleşmesinin kurulduğu, sözleşme gereği poliçe düzenlenerek davalıya gönderildiği, primlerin ödenmemesi üzerinde poliçenin kanuna uygun olarak iptal edildiği, gün bazında prim alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, HMK’nın 266. maddesi gereği hukuki konularda bilirkişi raporu alınamayacağı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—- sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —-yönünden—– iptaline, takibin kısmen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, —- takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —- cinsi döviz için açılmış — yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Kabul edilen 37.865,52 TL’nin %20’sine tekabül eden 7.573,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.586,59 TL harçtan 457,33 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 2.129,26 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.679,83 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 0,62 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 457,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kabul (%99) oranına göre hesaplanan 2.189,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından artan kısmın HMK. m. 333. gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —– Hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.306,80 TL’sinin davalıdan, 13,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile —- irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için —– müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle —— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/05/2022