Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/536 E. 2021/927 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/536 Esas
KARAR NO: 2021/927
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — —— unvanına sahip müvekkili şirketi —-anda ——–verdiğini, bugün—-yetiştirdiği —– modelleri geliştirmekte üstlendiği öncü rolle, adına yakışır başarılara imza attığını, —- müşterileri için ürettiği hizmetler sayesinde, marka —- yönünde emin adımlar attığını, müşterileri tarafından kendisine emanet edilen ürünleri en hızlı ve en güvenli şekilde teslimat adresine götürdüğünü, en büyük sermayesi güven olduğunu, çalışanlarına da aynı şekilde yaklaşdığını, müvekkil—- çekici mevcut olduğunu, —- fazla lokasyonda müşterilene hizmet verdiğini, müvekkil şirketinin, davalı şirkete taşıma hizmeti vermiş olduğunu, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında; ekte sunulan navlun faturalarını düzenlediğini, söz konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkil şirketinin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında davalı taraftan toplam —-bulunduğunu, dava konusu fatura aşağıdaki gibi olduğunu,
a. — Açıklamalı Faturası
b. —
c.—
d. —Faturası
e—-
Davalı borçlu şirket takip konusu borçtan sorumlu olduğunu, dava dilekçesine ekli, taşıma hizmet ücreti faturaları ve müvekkil şirketin ticari kayıtları ile de sabit olduğu üzere, davalı şirkete taşıma hizmeti vermiş olan müvekkil şirket bu hizmet karşılığında ithalat-ihracat faturaları düzenlediği, ancak davacı tarafça takibe itiraz edilmekle Mahkemece yapılacak yargılama ile zaten tespit edilecek olan müvekkil şirketin alacağının tahsili engellendiği, davalı borçlunun itirazı haksız ve kötüniyetli olduğunu, Delillerinde belirttiği ve ibraz edeceği hesap ekstresi, ticari ilişki ve alacağa ilişkin belgeler, ticari defter ve kayıtlarıyla da alacağının varlığının sabit olacağını, açıklanan nedenlerle—-yapılan itirazın iptali ile icranın devamına karar verilmesi ile birlikte; —– kararında da; “Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Navlun alacağı taşıma sözleşmeden kaynaklanıp likit olduğundan mahkemece davacı yararına icra – inkar tazminatına hükmolunmak gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. ” şeklinde verilen kararda açıklanmakla, huzurdaki davada navlun ücreti alacağı likit ve davalı borçlu şirketin icra takibine vaki itirazı açıkça haksız ve kötü niyetli olduğundan değerin %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, tacirler arasındaki taşıma ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —–tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —–havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; Sayın Mahkemenin, tarafların ticari defterlerinin —- kaleminde inceleceğine dair kararına istinaden anılan gün ve saatte mahkeme kaleminde hazır bulunulduğu, davalı —– incelemesine gelmediği, yerinde inceleme talebinin de bulunmadığı ve ticari defterlerinin ibraz edilmediği doğrultusunda, ticari defterleri incelemesi yapılamadığı, davacı —- olmak üzere ticari defterlerinin yerinde incelenmesi dilekçesi vermiş ve inceleme, davacının yasal ticari defterleri kayıtları ve dayanak belgeleri üzerinde yerinde yapıldığı, tüm dava dosyası bilgi ve belgeler ile davacı—-yerinde ticari defterleri kayıtları ve dayanak belgeleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde sonuç ve kanaatinin aşağıya çıkarıldığını,
Davacı —– yasal ticari defterlerinin; 6102 sayılı TTK. ve 213 sayılı VUK’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun esaslarda tutuldukları, açılış kapanışlarının onaylı oldukları, ticari defterlerin sahipleri lehine delil olma niteliklerinde oldukları tespit edildiği, davacının davalı adına düzenlediği taşıma faturalarının —- oldukları, üzerlerinde hem —- değerler olduğu, —-değerlerinin yine fatura üzerinde gösterilmiş — çevrilmiş oldukları tespit edildiğini, davalı adına düzenlenen fatura tutarlarına karşılık, davalı tarafından —- ortasına kadar düzenli ödemeler yapıldığı, sonrasında ödemelerin düzensiz olduğunu, davalının —olmak üzere toplamda; davalının ödenmemiş — bakiyesinin bulunduğunun tespit edildiğini, davacı —- uyarınca seçimlilik hakkını kullanarak icra takibinde — üzerinden hesaplanarak —karşılığının tahsilini ve bulunacak —- karşılığı tutara ticari temerrüt faizi uygulanması talebinde bulunduğu, davacı talebinin uygun olduğu ve taraflar tacir olduklarından —- tutarına, takip tarihinde yürürlükte bulunan —oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceği kanaatinin hasıl olduğunu, — üzere; Davacı —–bulunduğu ve takipte talep ilkesi gereğince — çevrilecek tutara — değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerekeceği kanaatinin hasıl olduğunu bildirmiştir.
Davacı, davalıya taşıma hizmeti verdiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —- aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m. 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m.222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle——- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği— resen dosyaya kazandırılması gerektiği —- takibe konu cari hesap ekstresi içeriği faturaların —- altında olduğundan beyan edilmediği, davalı tarafa ticari defterlerini ibraz için kesin süre verildiği, aksi takdirde —- gereği diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtarına karar verilip usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalının defterlerini sunmadığı, davaya cevap vermeyerek iddiaları inkar etmiş ise de aleyhine olan bilirkişi raporuna karşı da itiraz da bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğunun sabit olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; —- sayılı icra dosyasında davalının yaptığı —- asıl alacağa yönelik itirazın İPTALİNE; takibin aynen devamına, asıl alacak —- takip tarihinden itibaren — maddesi uyarınca —– ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 699,68 TL’den peşin olarak yatırılan 114,04 TL harcın mahsubu ile 585,64 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan toplam 114,04 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL ilk dava masrafı, 73,50 TL tebligat-müzekkere gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 977,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9—– takip sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2021